yatağa iseyip isedigini caktirmama psikozu

zeytin dali
bu durumu boşu boşuna tanımlamaya çalışmayacağım çünkü yapamayacağımın bilincindeyim bunun ne türkçe’de ne de başka bir dilde tanımı vardır.

bu olay başıma gelmemiş gibi bizim bir arkadaş ya da kardeşim öznesi üzerinden gitsem samimi olmaz. evet ben de bu şanlı direnişi gerçekleştirdim zamanın da.

yaş, ufak yaşlar. daha kaç yaşımda olduğumu yeni yeni söyleyebildiğim yaşlar, takriben 5-6. mevsimlerden yaz. upuzun günler, çocukluğun verdiği bitmez tükenmez enerji, sokakta oynamaya duyulan sonsuz aşk ve akşam ezanı okununca eve dönüşte hissedilen müthiş yorgunluk.

evdeyim. hava bunaltıcı derecede sıcak. babama kola alsın diye mızıkıyorum. daha fazla dayanamayıp kola almaya gidiyor. kola şişesinin altında siyak kapak gibi bir şey var dikkatimi çekiyor da şimdilerde yok bunlardan. her halde naylon teknolojisi şimdiki kadar gelişmiş değil.

neyse buz gibi kola pusuya yatan çocuk ruhumu harekete geçiriyor. uyuyan çocuk dev yeniden uyanıyor. evde çeşitli atraksiyonlar, baba ile güreş, çorapla röveşata denemeleri, bilimum atlayıp, zıplama gerektiren çocuk oyunundan sonra babam üzerine düşeni yapıp "oğlum yeter artık gece altına yaparsın." diyor.

kendimden eminim asla işemem bu yaştan sonra. olsun gene de tedbirimi almam lazım. yatmadan önce dişlerimi fırçalayıp tuvalete gitmeliyim.

tanyeri ağarmaya başlamış, vakitlerden bir sabah namazı, uyanmışım. apış aramda anlam veremediğim bir sıcaklık hissi. yorganı hafifçe kldırmamla dışarı difüze olan ağır sidik kokusu. oysa ne kadar emindim kendimden.

olan olmuş artık önüme bakmam lazım. bu yaşta çocuk gibi işemişim. 6 yaşında olacak iş mi? bu utançla yaşayamam. bunu kimsenin bilmemesi lazım. yoksa dünyanın sonu.

derken ev ahalisi uyanır. kahvaltı hazır. ancak benim kalkmaya, itibarımı iki paralık etmeye hiç mi hiç niyetim yok. anneme karşı şanlı bir direniş göstermeme rağmen kaçınılmaz son. annem yorganı kaldırıyor ve hazin tablo ile karşı karşıya şimdi. babamda olay mahaline intikal etti ağlama sesimden sonra babamdan şöyle bir soru yöneldi: "zeytin dalı ne oldu?" ben vakur bir ses tonu ile: "çişimi kaçırmışım." diyebildim dudaklarımın ucu ile. babamdan inanılmaz bir kahkaha patladı annem; "ne kaçırması oğlum halıya geçmiş soma sığırı gibi işemişsin işte!" hep beraber gülüşme ve final.

sonuç gereksiz bir savunma hali. işediysen çık adam gibi haykır.



bu başlıktaki tüm girileri gör

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol