Ellilerden yetmişlere kadar , bir çok guruba örnek olmuş sanatçı topluluklarından en sonuncusudur. Grup içerisindeki fikir ve düşünce ayrılıkları onların bir grup olmaması yönüne asla itmedi çünkü farkındaydılar nefreti yatak altlarında bırakıp müziği hissedebildiler, hemde birbirlerini tanıma fırsatı olmadan , peopele are strange derken birbirlerinden de bahsettiklerini hepsi biliyordu.Bu yüzden bu kadar nadide bir grup.Altmışlardaki insanların birbirine olan saygısının en güzel örnegidir TheDoors.
Bu kadar kendi düşüncemi sunmam yeter sonuçta burası bilgi sözlük ve şimdi bilgi.
The doors miami beach'de ray ve jim'in karşılaşmasıyla başlar , ray müzik grubu kurmak istiyodur ve jim o sırada okuldan yeni ayrılmış ve Jean-Luc Godard gibi bağımsız bir yönetmek olmak isteğini düşünmek de ve planlarını kurgulamaktadır.Sohbet jim'in yazdığı şiirlere geldiğinde bir kaç tanesini ray'e okumuştur, o an ikisi de aradaki enerjiden etkilenip müzik grubu kurmaya karar verirler.Deger verdikleri yazar Aldous Huxley kitabının ismini gruba verirler.
Tanınmaları light my fire şarkısıyla değil benimde en sevdiğim şarkısı olan the end ile olur. Siyahilere baskının en çok olduğu dönemde canlı yayında bir siyahiyle şarkılarını paylaşıp saksafon solosu eklemişlerdir şarkılarına.
Çok anlatılacak şey var The Doors hakkında , seven hepsini biliyor eh işte diyene de yeter bu kadarı.
Aş dolu asi solisti : jim morrison 43-71
Ilımlı gitaristi : Robby krieger 48-
Geçimsiz sert davulcusu : John densmore 44-
Grubun babası piyanisti :Raymond Daniel Manczarek 39-2013
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?