ayrılık sonrası isyan örnekleri

gibi geliyor bana
her ayrılık bir isyan bırakır ya ardında, işte bu isyanların her vücutta tepkisi farklıdır.

(bkz: çok ciddi bir açıklama yaptım)

şimdi klişelerle ayrılık acısı, gönül yarası, terkeden sevgilinin yavşaklığı safsatalarına hiç girmeyeceğim.

ama bu nasıl bir duygudur arkadaş ya? ayrıldın, terkedildin tamam da, midenle ne alakası var mına koyim? şüphelenmeye başladım, kalbimizle değil de midemizle seviyoruz sanki ! ağrı sancı, kramplar girmesi filan ! sana ne oluyor midem sana ne oluyor !

ha, yok, derseniz ki; bizim kalbimiz sancıyo, sende bi tuhaflık var, o zaman tamam. deveye sormuşlar neren doğru diye, nerem eğri ki demiş derim bende.

velhasıl sevgili, sen gittin ya, senin mına koyim ! hayatımı sikerttin. metabolizmamı bozdun, kimyamı değiştirdin. uyku düzenim tecavüze uğradı, beynim 5 zenci erkeğin arasında zoraki gülümseyip gurupça sikilen japon porno oyuncusu gibi !

sakinliğine, sanki bir bok yaşanmamış gibi tavırlarına ayar oldum en çok. en çok da bu yavşaklığın bozdu sinirimi. ulan ben geberiyorum be. sen hiç bir bok olmamış gibi siktirdin gittin.

"kabullenelim, böyle olmuyor, olamayacak da"

he yarrram he. olamayacak evet. ama "sen hayatın bana en büyük hediyesisin" derken oluyordu? ne oldu ? ben söyleyeyim, koca bir hiç.

buradan tüm erkeklere sesleniyorum ; var ya, birini seviyorsanız en baştan sevginizi çok belli etmeyin. ilk günlerde neler yapıyorsanız hepsini yapmak zorundasınız yoksa !

bu hatun milleti çok feci hafızaya sahip. arabasının camına yağmurlu bir havada buğuluyken öylesine kalp çizip içinden ok geçirmiştim. onu bile unutmamış, "şimdi neden yapmıyorsun" diyor hafızasına tükürdüğüm. lan yağmur mu var amına koyim? yazın ortasında cama ne yazayım ben !

ilk günlerde sen de çok özeldin. her boku kıskanmıyordun mesela! parmağımı acıttığımda şefkatle parmağımı yalarken süperdi. kaza geçirdim, skine bile takmadın lan son dönemde.

bu yazıdan ömrü billah haberin olmayacak. zaten bunu bilerek yazıyorum bu kadar rahat ve bu kadar küfürlü ! amma lakin, içimde tutamadım. allah belanı versin senin. oysa sana sadece "tamam" diyebildim, sen okları fırlatırken. sadece "tamam".

ama tamam değildi. yarımdı.

yarım kaldım. yarım kaldı. yarıda kaldı.

midem ağrıyor hala. dediğin kadar kalpsizim sanırım. midemle de olsa çok sevmiştim bil bunu. ama sindiremedim seni.

ayarım kaçtı, durup durup hata uyarısı veren windows gibiyim. giderken dudaklarından çıkan virüsler çökertti sistemimi.

seni seviyorum herşeye rağmen derdim şimdi ama, serde erkeklik var işte. her seven erkeğin dediği gibi ; allah belanı versin ne diyim.

bir daha da böyle seversem, neyse büyük konuşmayalım, böyle sevdiğimi baştan belli edersem siksinler !

edit : zaman ve mekan bildirilmediğinden mütevellit, yanlış anlayanlar olmuş olabilir. onlar kendilerini iyi bilir. ama açıkça belirtmek gerekirse, hatırımızda kalan hezeyanlardır. daha da kısacası : sene 1979, siz o zaman yoktunuz..

bu başlıktaki tüm girileri gör

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol