dolmuşlarda heavy metal dinlemek

(bkz: dolmuşlarda headbang ve pogo yapmak)
(bkz: dolmuşlarda sex drug and rockn roll tarzını yaşatmak)
(bkz: dolmuşlarda hiphopçılara yer vermemek)
(bkz: dolmuşlarda electro solo atmak)

yaşlı teyzelerimizin gençlik nereye gidiyor tarzı serzenişlerde bulunmalarına sebep olur bu aktivite.

radyoda çalan arabesk şarkıya nazaran daha iyidir. çünkü eğer dolmuşa sabah binmişseniz o arabesk şarkı bütün hayat enerjinizi alır götür, gün boyu eziklik ifadesiyle dolaşırsın. heavy metal en azından uyanmanı sağlayabilir.

mp3 playerınızdan yükselen seslerin zaten hoş bir etki yaratmayacağı gibi önde oturarak potansiyel para uzatan kişi olmanızın hepten bir antipati kazanmanıza sebep olabileceği durumdur.

bir mp3 player ile gayet olası bir durumdur.

yol boyunca kısık gözlerle gitmek gibi birşeydir herhalde...ve sonra dolmuştaki yaşlı insanlar. ritim tutan gençlerle beraber seve seve ritim tutucaklarını zannetmiyorum

(bkz: ukde)
olsa tadından yenmiyecek durumdur. ama şöyle bir durum vardır ki sabah bütün sakin kafanızla dolmuşa bindiğinizde biraz kafa sikebilecek durum da olabilir. ve şöyle bir anektod vardır konuyla ilgili;

sepulturk kişisi gebze-harem dolmuşuna binmiştir. dolmuşun bir köşesinde master of puppets’ın sözlerinin bir kısmı yazmaktadır. yaşı genç olan kanı kaynayan sepulturk dayanamaz ve der ki şofor amcaya;
-dayı hayırdır, bu şarkının anlamını bildiğinden mi yazdın sözlerini.
-yav yegen bilmezmiyim hiç. biz de zamanında çok çektik o illetten.
yolculuğun ilerleyen vakitlerinde iyice kaynatılır dayıyla ve dayı ciddi ciddi koyar master of puppets isimli güzide parçayı teybe.