doğaçlama

suppiluliuma
"allah ne verdiyse" mentalitesi ile lafa girişmektir. bunun ortası yoktur, bir kişi ya bu işi kıvırır, meali: döktürür, ya da bu işi beceremez, toplum önünde öyle sap misali kalıverir.

günümüzde bu yetenek, öğrencilerde de yavaş yavaş yer etmeye başlamıştır. şöyle ki: bir öğretmen sizden hödö hödö hakkında bir sunum hazırlamanızı istemiştir. iyidir, hoştur fakat bu yaşta bir genç, dışarı çıkıp gezeceğine bu sunumla uğraşmak gibi bir gaflete düşmez. ne yapar, "oynar". iyi oynayan kazanır misali çıkar ertesi gün hocanın karşısına, bir önceki ders/teneffüste okuduğu 2 cümlelik bilgiyi "çıkış noktası" kabul eder, başlar döktürmeye.

bunu kıvıran insan, "eğer bunun günümüz örneklerini de sıralayacak olursaaaak..." diye sözüne devam ederken, angut insan ise "eee, ööö, işte şey ya ondan sonra da günümüzde ööö" şeklinde bir manzaraya sebebiyet verir.

kısacası, baştan savma bir şey değildir doğaçlama.
(bkz: yersen)

edit: iyi bir örnek için: (bkz: anında görüntü show)
nick nicki nickince
müzik ve dramada sanatçının gerçek yeteneğini gösteren en büyük kıstaslardan biridir. çalışmalarla doğaçlama yeteneği geliştirilebilir, ama bunun için yetenek kesinlikle gereklidir.
pariscombo
yaratici drama calismalari icerisinde kullanilan olmazsa olmaz tekniklerden bir tanesidir.kucuk bir on hazirlikla yapilan canlandirmalardir. en cok bireysel ve grupsal yaraticilik on plana cikar.yaratici drama icerisinde dogaclamalar uc baslikta toplanir:kisilik catismalariyla ilgili dogaclamalar,kisiliklerdeki karsitliklarla ilgili dogaclamalar ve bireysel dogaclamalr..
spoiled
on hazirliksiz,yaratma ve yorumlamanin birlesmesi.ozellikle muzikte daha cok kullanilan belli bir metne veya notaya bagli kalmadan yapilan yaratma eylemi.

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol