filmin tum rengi, siradı$ı olmakla, kendi olmak arasinda konu$lanmi$.
kemikle$mi$ kati bir egitim sistemi karsisinda ,
bay keating’in kendine has eğitim metodu dikkat çekicidir.edebiyat ogretmeni keating ,bunaltici ve gereksiz bircok ayrintiyi ogretmekten ziyade,hayata dair işlevsel bircok tüyo vererek öğrencileri hayata hazirlamayi yeglemektedir.ani ya$amayi becerebilen,ozgur du$unen,kaliplari kiracak cesareti toplamı$ guclu beyinler.
keating’e gore kemikle$mi$ yapi içerisinde bir varolu$tan ziyade yokolu$ vardir.ancak ve ancak insan, bunu öldüğü zaman ,yaşamamış olduğunun farkina vardiginda ke$feder.
tum bunlari a$mak adina tek bir yol vardir.varolan tutku cevherini ortaya çikarmak için ki$inin kendine olan guvenini arttirmak ve akabinde de kendine ozgu ,basit fakat siradan olmayan , o nevi $ahsına munasir inancı geliştirmek.
dead poets society
zamanında kitabını okumaya çalışıp okuyamadığım,sonra pişman olduğum film.
film kisa surede cok sey anlatmaya calisiyor ancak verdigi mesajlar ile cok anlamli, izlenmesi gereken bir film.
her idealist öğretmenin öğrencisine izlemeyi ve kitabını okumayı farz kıldığı ölümsüz eserdir. lisedeyken zeka seviyesi sıfır olan ingilizce hocamız tarafından ingilizce olarak izletilen ve beni o anki algılama kapasitemle bile derinden etkileyen bir başyapıt.daha sonraları izledikçe insan pek çok şeyi yeni yeni farkettirir. beni en çok etkileyen sahneleri pek çoktur. lakin filmin 19. dakikasında olaylar kopar ve " bu mudur? budur! " dediğiniz tiratlar sergilenir. kitabında ise bu duyguları pek alamazsınız, çünkü karşınızda robin williams gibi bi duayen yoktur.filmin sonunda " ben olsam masanın üzerine çıkar mıydım? " diye insanın beynini kemiren sorulara sahip olan bir filmdir.
"vakit varken tomurcukları topla, zaman hala uçup gidiyor ve bugün gülümseyen bu çiçek, yarın ölüyor olabilir.."
"kaptan, kaptanım.."
"kaptan, kaptanım.."
hayata sadece bir yerden bakilmayacagini cok ustun bir sekilde gosteren film. yasam tek yonlu bir sey degildir.
idolüm olmuş bir edebiyat öğretmeninin yaşadıklarını ve yaptıklarını konu edinen film. kesinlikle edebiyatı ve sanatı öğrencilerine sevdirebilen, yaşadıkları anın güzelliklerini fark etmelerini sağlayan, duyarlı, sanatçı bir öğretmenin duyarsız, kalıpçı yetişkinler tarafından düşürüldüğü zor durum.
o filmi hiç izlemedim ama ilk duyduğumda stephen kingin hayvan mezarlığı benzeri bir korku filmi olduğunu düşünmüştüm.
--"kim ne derse desin, sözcükler ve düşünceler dünyayı değiştirebilir. john keating "dead poets society - ölü ozanlar dernegi"
bir mesaj bu kadar mı güzel verilir dediğim, kitabı okuyup ilk heyecanla msndeki nickimi carpe diem yaptığım nadide kitap. ayrıca kitabı filmine son derece güzel uyarlananlardan.
(bkz: o captain my captain)
şu anda cnbc e de oynayan muhteşem film. uykusuzlar için sabaha karşı tekrarı verilecektir heralde.
ethan hawkeın keşfedildiği ve yıldızının parladığı filmdir.
"carpe diem", "sieze the day" ya da "günü yakala" anlayışını, sigara içmek de hoştur düşüncesiyle beraber sunan sıradışı bir film. kitabı da okumaya değer ince bir eserdir.
"size the day" felsefesini vermeye calisan, etkileyici, surukleyici bir film.
gercek olmayacak kadar hos film
hocamiz elestirmemiz icin elimize verdiginde sasirmistim.izledikten sonra tum felsefemin degisecegini nerden bilebilirdim.mutlaka izleyin.hayatinizda bir seylerin degisecegini garanti ederim.
(bkz: momento mori)
charlie dalton ve knox overstreet karakterlerini cok sevdigim film,kitap.ayrica (bkz: carpe diem),(bkz: nuwanda).
bence kitabi cok daha koyan eser.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?