dead poets society

rose of sharon
her idealist öğretmenin öğrencisine izlemeyi ve kitabını okumayı farz kıldığı ölümsüz eserdir. lisedeyken zeka seviyesi sıfır olan ingilizce hocamız tarafından ingilizce olarak izletilen ve beni o anki algılama kapasitemle bile derinden etkileyen bir başyapıt.daha sonraları izledikçe insan pek çok şeyi yeni yeni farkettirir. beni en çok etkileyen sahneleri pek çoktur. lakin filmin 19. dakikasında olaylar kopar ve " bu mudur? budur! " dediğiniz tiratlar sergilenir. kitabında ise bu duyguları pek alamazsınız, çünkü karşınızda robin williams gibi bi duayen yoktur.filmin sonunda " ben olsam masanın üzerine çıkar mıydım? " diye insanın beynini kemiren sorulara sahip olan bir filmdir.
bu başlıktaki tüm girileri gör

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol