darbeyi yaşamayan gençliğin darbeyi desteklemesi

darbeyi bilmeyen darbeyi yasamayan, o iskenceleri, o ekonomik dengesizligi bilmeyen,tup sirasinda kavga etmeyen,yag kuyruklarinda omru gitmeyen,her an ev basilacak korkusu yasamayan,siyasi istikrarsizligin ne demek oldugunu bilmeyen genclerin su siralar darbe olmali bu hukumet gitsinde ne olursa olsun tarzi soylemleri yapmasi.

laikliğin elden gitmemesi için herşeye razı olan gençliğin desteğidir.

(bkz: darbeyi yasayan gencligin darbeyi desteklemesi)

darbeyi yasayipta destekliyenler arasinda pek bi nuans farkinin olmadigi kisilerdir bunlar.

ben darbe görmedim hiç. darbe nedir bildigim seyler cok fazlada degildir. ama darbe hakkında duydukların, bir darbenin ulkeyi karıstırmak ve kan dokulmesinden baska ise yaramadıgı gorusundeyim. soyleki bundan once yapılan darbelerden yola cıkarsak dusunmeye, darbe oldugu halde bu hale geldiysek, demek ki toplum olarak darbe yapılmasını saglayacak bir ortam yasıyoruz demektir. bu da demek oluyor ki darbeler bosuna oluyor. bu ulkede olmasın darbe filan, dokulmesin kimsenin kanı. olabiliyorsa toplumsal bilinclenme olsun, insana insan olmasından oturu saygı olsun, olmuyor, bakalım nereye gidiyoruz ulke olarak, begenmezsek değiştiririz fikrimizi. ama darbe olursa olan yine halka olacak. yukardaki adamın ismi değişmiş kime yarar...

desteklenen şey darbe değil devrimdir. bilindiği üzere darbe ordunun halk insiyatifinden yoksun bir biçimde yönetime el koymasıdır. devrim ise illaki silahla olacak birşey değildir. daha ziyade bilinç düzeyinde, düşünce sistemlerinin değiştirilmesi için verilen bir savaştır.

basit ve klişe bir örnek olarak, ülke genelinde paralı eğitim "anlayışının" kaldırılıp -özel üniversiteleri kapatıp, vakıf üniversitelerinden de harç ücretlerinin kaldırılması ile- yerine herkese ücretsiz, eşit ve nitelikli eğitim "anlayışının" getirilmesi verilebilir.

halk arasında biz buna kafaların değişmesi diyoruz.

karı boşayan bekarlardır.

bu durumda darbeyi destekleyen gençleri bir odaya toplayarak kendilerine darbe uygulanmalıdır.

okumayan yazmayan ot gibi yaşayan gençliktir. zira darbenin bir ülkeden, bir ülkenin geleceğinden neler götürdüğünü,götüreceğini bilemez. ve bunu bilmek için darbeyi yaşamaya değil biraz olsun gören göze ihtiyaç vardır...

darbeli matkapla deleceksin hepsini, delerken de "bak bu darbe, hanimi$ darbe? bak bu darbe" diye ogreteceksin. ileriki gunlerde ya demokrasiye tam inanir olurlar, ya ibne olurlar. makus talih i$te.

icinde bulundugunuz kosullar berbatsa, teror artmis, kardes kardesin katili olmussa, birtakim gizli gucler senin ulkende senden cok soz sahibi ise, atalarinin kanlariyla sulanmis vatan topraklarin karis karis, parsel parsel satilmaktaysa, kisacasi tum erdemlerini kaybetmeye yuz tutmus bir millet, herseyini kaybetmeye yaklasmis bir ulkenin evladiysan darbeyi desteklersin.

zerre pismanlik duymadan, bilmem kac yil geriye gidecegini dusunmeden, gelin kardesim yapin darbeyi diye yirtarsin ustunu basini. zira darbe boyle zamanlarda yapilir...

darbeyi desteklemek icin darbeyi yasamak sart degildir. gelecegi gorebilmek yeterlidir.

ben de bunlardan biriydim ortaokulda iken. tabi bu dönemler necmettin erbakan’ın başbakan olduğu ve ciddi anlamda, saman altından su yürütmeye çalışmadan direktman samanın üstünden suyu yürüterek şeriat yönetiminin türkiye cumhuriyeti’nin yönetim biçimi haline dönüştürülmeye çalışıldığı dönemlerdi. en sonunda da sessiz darbe diye nitelendirilebilecek 28 şubat meydana geldi. tsk, "hoca bokunu çıkardın, bi siktir" çekti. bu darbe başlıktaki darbeden kasıtsa, çocukluğumdan beri görüşüm hiç değişmemiş. fakat sanıyorum ki başlıktaki darbe, 12 eylüle atıfta bulunuyor. deniz gezmiş ve arkadaşları’nın yok yere asıldığı dönem yani. o zaman hem solcular, hem sağcılar "ben ülkemi senden daha çok seviyorum" diye kavga ediyorlardı. ne kadar saçma değil mi? o zaman dünyanın sahibi, iki büyük güç olan abd ve sscb bu boku yarattı, biz de enayi gibi ayak uydurduk.
bana göre ordu, her zaman sivil otoritenin emrinde olmalı, demokrasiyi korumalı. evet. fakat öyle bir zaman geliyor ki, artık işler rayından çıkıyor, düzeltilemiyor, daha beter derinlere batıyor. öyle bir zaman geliyor ki demokrasinin korunabilmesi için darbe yapılıyor. ne kadar ironik değil mi? dolayısıyla her yönünü düşünmek lazım olayların.

ps: darbe’nin hastası değilim. sadece fikir beyanıdır.
(bkz: konuşan türkiye)
(bkz: demokrasi)

türk halkının klasik yaklaşımıdır.
1982 de ki evrenin anayasa oylamasına % 92 evet oyu veren,darbe öncesinde ordu göreve diye çığlıklar atan,darbe olduktan sonrada darbecileri alkışlayanların çocuklarıdır sonuçta yadırgamamak lazım.

ülkenin şu anki bölünmüşlüğünde darbe iç savaş demektir. hiç bir şeyi düzeltmeyeceği gibi bir çok şeyi de tetikler.
mevcut iktidarın, iktidar olmasına sebep de, 12 eylül ve 28 şubat politikaları olduğu akıldan çıkarılmamalıdır.

görmemiştir efenim. yaşamamıştır hiçbir şeyi. elbette ki darbe öncesi süreçten halk memnun değildi. darbeyi oluşturan sosyo-kültürel hazırlık sürecide bunu gerektirirdi zaten. yani darbeler öyle tepeden inme olmaz bu ülkede. kendisine yol açar bir nevi. öyle bir ortamda ve zamanda halkın belli bir kısımı darbeyi kurtarıcı olarak görmüş olabilir. fakat onlarda daha sonra fark ettiler darbenin, dikta yönetimlerin, güçlü otoritelerin toplumun hiçbir kesimine faydası yoktur. öyle ki bu yönetimler zamanla kendilerine bile zarar verir. işte bu gibi şeylerden habersiz kimsedir. sorsanız belki de başındaki diktadan rahatsızdır ama ondan kurtuluşu da yeni bir diktada arar. tahayyül yeteneği gelişmemiş, basit kafalı insanların fikirleridir.

demokrasilerin en güzel yanı beğenmediğiniz insanları değiştirme imkanınız olması darbe yapanı ne ile değiştirmeyi planlıyorsunuz ?

darbeyi destekler ya da desteklemez kisisel gorustur fakat uzucu olan bu kisisel gorusunun altinda herhangi bir bilgi birikimi yatmamasidir. malesef ki yakin tarihin anlatilfdigi objektif universite kitabi bile bulamazsiniz yorum icermeyen bilgi iceren bir kitap bulamazsiniz. olaylari kronolijik sira ile anlatan olaylari birbiri ile iliskilendiren bir kaynak elde edemezsiniz. varsa dahi ulasmak zordur. standart kitap evlerinde bulamazsiniz. hadi hepsini gectim bu donemde yasanmis drama dayali insani olaylari degilde mevcut donemin siyasi konjukturunu yanli ya da degil anlatmaya cabalayan bir film izlemismidir desen o dahi yoktur. (zincirbozan filmi bence bu konuda basarili bir filmdir.)
yani ozetle konu ile ilgili bilgisi olmamasina ragmen fikri vardir. ki zaten bir insanin sempatizana donusmesi isteniyorsa kendi dusundugunu degil ona ogretilmis olani desteklemesi istenilir dolayisi ile gerek darbeyi destekleyenler gerekse desteklemeyenler kendilerine kitle yaratmak icin bu gorusu savunacaklarin konu ile cok fazla bilgisi olmasin ister. turk insaninin arastirmak ogrenmek veya okumak bir aliskanligi olmamasi sebebiyle de sempatize edilmeye meyillidir. daha bu konu ile ilgili yazarim ama konu farkli yonlere gidecek. sonuc olarak 36 yila yaklasmis bir donemi gormeyen kisilerin en azindan zamanin sartlarini ogrenerek bu konular hakkinda yorum yapmalarini beklerdim. neyse ki utopyalar guzeldir.