crazy english summer

wereyda
outrospective albümünden bir faithless $ahaseri.

tatil $arkısıdır bu her $eyden evvel; kimi için cumalar, kimileri için bayramlar, teneffüsler, huzursuzluklardan sıyrılarak rutine dönü$mesini arzuladığınız bir zaman aralığı, bir ya$am kapsülü gibi.
odanın durağan havasına hükmeden bir melodinin, vokalin ötesiz sesiyle flört ettiği e$siz bir güzelliktir ki aurayı deği$tirip çakraları açar; acılı olana acı, mutlu olana mutluluk ve tutunma hissiyatı yüklemesi yaparaktan, ki$iliğin dehlizlerine sıkı$mı$ asi ruhu sondajlar. tatil $arkısıdır dedim ya, per$embeler de benim tatilimin ba$langıcı i$te.

ders programını o kadar kötü ayarlam$lar ki küfretmemek elde değil. "5 günün 4`ünde sabah 08:30`a ders koyan zihniyete kafam girsin" diyecek kadar agresyonla yüklenmi$im zati, uykusuzluk ve kafkaesk ba$ ağrıları ile amfiye giriyorum ve benden -muhtelemen de 5dk- önce derse girmi$ olan hocanın "yavrum ben size derse geç girmemek gerektiğini öğretecek miyim?" anlamına gelen bakı$larından gözlerimi kaçırarak bulduğum ilk koltuğa atıyorum kendimi. edip cansever`in yerçekimli karanfil`i yanımda, bari diyorum onu okuyayım. yakı$ıklılığıyla ün yapmı$ olmasına rağmen kifayetsiz muhterisliğe tanıdığımız bir arkada$ın soluğu yanımda almasına ve "baboli keyifler nasıl?" tandansına muadil gevelek lâflarına kulaklarımı tıkayıp mevcut süreyi adamakıllı ve mümkünse yalnız geçirmek için kıçımı arkada$a doğru dönüyorum. ha babam de babam derken ders bitiyor ama kendimle ya$adığım sinir harbi bitmiyor. "oturdum önüne uydurdum deliğine, bil bakalım bu nedir wereyda?" gibi gudik bir soru geliyor tam ben eve yollanmı$ken, i$te o ân, yeter ulan yeter, diyorum ve kendimi bu ibnelerin dünyasından soyutlayarak kendimi, dünyama, kendi hüznüme yatay geçi$ yapıyorum.

kahvenin suyunu koyduktan ve üzerimi deği$tirdikten sonra da playlisti hazır edip âyine ba$lıyorum. ilk $arkı, ikinci $arkı, üçüncü $arkı derken sıra crazy english summer`a geliyor ve i$te o ân kumandayı silah haline getirip "off" tu$una basıyor ve rahatlıyorum. (meraklısına: hâlâ çalmakta. hâlâ sinirliyim.)

ek: sinir sistemine etki etmiyormu$ bu $arkı. anladım.

pinkcat
sözlerini de yazalım tam olsun:

fields of fire that passed the train
the sky is victorious but here comes the rain
friday is taking me home again,
and i’ve nothing but you on my mind.

grass is greener without the pain,
i think that i’m changing but i’m just the same
my sun is a ascending again
and i’ve nothing but you on my mind

sometimes i feel like i’m glad to be free,
sometimes i still want your arms around me
sometimes i’m glad to have left you behind,
the crazy english summer has put you back on my mind.
life’s a riot a lover a friend,
pity the day that it has to end
friday come speed me home again,
i’ve nothing but you on my mind.

sometimes i feel like i’m fine on my own,
fifty thousand miles from home.
sometimes i’m weak and the past is my guide,
summer returns and puts you back on my mind

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol