(bkz: efendim)
copy paste yazarı
aslında hepimizin yaptığı şey o kadar da ciddiye alınası şeyler değil. biraz daha gerçekçi düşünmek zorundayız. ne yapıyoruz biz? neden buradayız? günümüzün bir çoğunu neden burada harcıyoruz?
arkadaşlıklar kuruyoruz, bazen yazıyoruz, gülüyoruz eğleniyoruz ve içerisinde bilgi bulunan her başlıkta mutlaka tartışıyoruz, aynı başlık altında aynı fikirlere ya da benzer fikirlere sahip olduğumuz insanlar görüyoruz, seviyoruz, ya da tamamen zıt fikirlere sahip insanlar görüyoruz, düşmanlaşıyoruz, sevmiyoruz. olası br durumda zıt fikirlere sahip insana verecek cevabımız olsun diye sürekli öğreniyoruz. peki kazandıklarımız ne?
bir yerden bir bilgiyi okuyup öğrenip, sadece anımsadıklarımızı yazmak ile direk kopyalayıp yapıştırmak arasında ki fark nedir? anımsadıklarını yazanlar neden emek harcayanlar, kopyalayıp yapıştıranlar neden hazırcı? biz bunları yapanların böyle olduklarını neden düşünüyoruz?
çünkü böyle bir şey yok. düşünmüyoruz. evet gerçekçi olalım. biz hiç de çok önemli şeyler yapmıyoruz. buraya faydamız sadece kendimize. zaman harcıyoruz. eğlenecek, uğraşacak başka bir şey bulamayınca da böyle başlıklar açıyoruz. altını destanla dolduruyoruz.
uzun yazı yazmak (kopyala yapıştır değil) ilgi çeker her zaman. bu kadar uzun yazıyorsa bir bildiği, en azından düşündükleri, fikirleri vardır.
ama yapmak istediğimiz gerçekten bu mu? uzun yazılar yazıp ilgi çekmek mi? bakın benim fikirlerim var, herkesten uzun yazılar yazıyorum, siz ise kopyala yapıştır yaparak zaman harcamaktan başka bir şey yapmıyorusunuz demek mi?
bence hayır bu da değil.
gerçekçi olalım evet, kendimize yazar demek, bilgiç demek, yaptıklarımıza sıfatlar yüklemek, ve kendimize bunlara kaptırmak ne kadar doğrudur, ya da kimin ne kadar tercihidir herkesin kendi kararıdır. bunları yapmak hayat için çok basit şeyler. gelip burada çeşitli konular hakkında çeşitli şeyler yazmak, fikir beyan etmek basit şeyler.
bir çoğumuz asosyal hayat yaşıyoruz. buranın standart kullanıcıları var. her gün açılan başlıklarda onların entrylerini görmek mümkün. ama herkesin gerçek hayatı olmalı. tüm hayatımız sözlükmüş gibi davranamayız. en azından kendim için söyleyebilirim bunları.
buraya bilgiyi nasıl taşıdığım değil önemli olan, ne kadar taşıdığımız. insanlar burayı bilgi amaçlı kullandıklarında onlara ne kadar faydamız olabileceğidir önemli olan. ve şunu kesin olarak söyleyebilirim; "bir bilginin asıl kaynağı, bir başkasının anımsadığından daha önemlidir". bu bilgiyi taşırken taşıyan kişi bir şey öğrendiyse daha önemlidir bu.
yani bizler yorumcularız. evet herşey hakkında yorum yapma hakkına sahibiz. ama söz konusu "bilgi" olduğunda işin rengi değişir. bilgi yazıyorsan bilmek zorundasın. yorum yetersiz kalır. işte yazarlık da budur. bilmektir. ne yazdığını biliyorsan yazarsındır. bilmiyorsan yorumcu.
ve evet biraz gerçekçi olalım
"bir bilginin asıl kaynağı, bir başkasının anımsadığından daha önemlidir".
#526765
arkadaşlıklar kuruyoruz, bazen yazıyoruz, gülüyoruz eğleniyoruz ve içerisinde bilgi bulunan her başlıkta mutlaka tartışıyoruz, aynı başlık altında aynı fikirlere ya da benzer fikirlere sahip olduğumuz insanlar görüyoruz, seviyoruz, ya da tamamen zıt fikirlere sahip insanlar görüyoruz, düşmanlaşıyoruz, sevmiyoruz. olası br durumda zıt fikirlere sahip insana verecek cevabımız olsun diye sürekli öğreniyoruz. peki kazandıklarımız ne?
bir yerden bir bilgiyi okuyup öğrenip, sadece anımsadıklarımızı yazmak ile direk kopyalayıp yapıştırmak arasında ki fark nedir? anımsadıklarını yazanlar neden emek harcayanlar, kopyalayıp yapıştıranlar neden hazırcı? biz bunları yapanların böyle olduklarını neden düşünüyoruz?
çünkü böyle bir şey yok. düşünmüyoruz. evet gerçekçi olalım. biz hiç de çok önemli şeyler yapmıyoruz. buraya faydamız sadece kendimize. zaman harcıyoruz. eğlenecek, uğraşacak başka bir şey bulamayınca da böyle başlıklar açıyoruz. altını destanla dolduruyoruz.
uzun yazı yazmak (kopyala yapıştır değil) ilgi çeker her zaman. bu kadar uzun yazıyorsa bir bildiği, en azından düşündükleri, fikirleri vardır.
ama yapmak istediğimiz gerçekten bu mu? uzun yazılar yazıp ilgi çekmek mi? bakın benim fikirlerim var, herkesten uzun yazılar yazıyorum, siz ise kopyala yapıştır yaparak zaman harcamaktan başka bir şey yapmıyorusunuz demek mi?
bence hayır bu da değil.
gerçekçi olalım evet, kendimize yazar demek, bilgiç demek, yaptıklarımıza sıfatlar yüklemek, ve kendimize bunlara kaptırmak ne kadar doğrudur, ya da kimin ne kadar tercihidir herkesin kendi kararıdır. bunları yapmak hayat için çok basit şeyler. gelip burada çeşitli konular hakkında çeşitli şeyler yazmak, fikir beyan etmek basit şeyler.
bir çoğumuz asosyal hayat yaşıyoruz. buranın standart kullanıcıları var. her gün açılan başlıklarda onların entrylerini görmek mümkün. ama herkesin gerçek hayatı olmalı. tüm hayatımız sözlükmüş gibi davranamayız. en azından kendim için söyleyebilirim bunları.
buraya bilgiyi nasıl taşıdığım değil önemli olan, ne kadar taşıdığımız. insanlar burayı bilgi amaçlı kullandıklarında onlara ne kadar faydamız olabileceğidir önemli olan. ve şunu kesin olarak söyleyebilirim; "bir bilginin asıl kaynağı, bir başkasının anımsadığından daha önemlidir". bu bilgiyi taşırken taşıyan kişi bir şey öğrendiyse daha önemlidir bu.
yani bizler yorumcularız. evet herşey hakkında yorum yapma hakkına sahibiz. ama söz konusu "bilgi" olduğunda işin rengi değişir. bilgi yazıyorsan bilmek zorundasın. yorum yetersiz kalır. işte yazarlık da budur. bilmektir. ne yazdığını biliyorsan yazarsındır. bilmiyorsan yorumcu.
ve evet biraz gerçekçi olalım
"bir bilginin asıl kaynağı, bir başkasının anımsadığından daha önemlidir".
#526765
bu insan, kendi entrylerini ba$ka sözlüklerden topluyorsa; yani yine kendi yazmı$sa; bize bok yiyip izlemek dü$er.
evet, siz de ba$ka yerlerde yazmı$ olun, getirin bilgi’de toplayın hepsini. biz de okuyalım.
anla$tık?
evet, siz de ba$ka yerlerde yazmı$ olun, getirin bilgi’de toplayın hepsini. biz de okuyalım.
anla$tık?
bu tür yazarların sonu genellikle cut oluyor. kuralı bozmamak lazım.
#876649
bir umum sitesinden arayıp taradıktan sonra uygun gördüğünü aynen nakleden yazar. en azından evrişir.
(bkz: evrişmek)
(bkz: evrişmek)
işte sırf bu yüzden yazdığı gibi konuşamaz yalanı türemiştir.yazdığı gibi konuşamayan tüm beşerler copy paste dir.evet öyledir..
muhtemel açacağı başlıklar ve yazacağı entryler şu şekildedir.
başlık: data link protocol
entry:
yok boyle bi$ii???
lakin $oyle bi$iiler var belki alakalidir:
dlink dsl 500t router
dlink dsl 500g router
başlık: data link protocol
entry:
yok boyle bi$ii???
lakin $oyle bi$iiler var belki alakalidir:
dlink dsl 500t router
dlink dsl 500g router
(ara: yazari)
bir okuyucu.
aslında hepimizin yaptığı şey o kadar da ciddiye alınası şeyler değil. biraz daha gerçekçi düşünmek zorundayız. ne yapıyoruz biz? neden buradayız? günümüzün bir çoğunu neden burada harcıyoruz?
arkadaşlıklar kuruyoruz, bazen yazıyoruz, gülüyoruz eğleniyoruz ve içerisinde bilgi bulunan her başlıkta mutlaka tartışıyoruz, aynı başlık altında aynı fikirlere ya da benzer fikirlere sahip olduğumuz insanlar görüyoruz, seviyoruz, ya da tamamen zıt fikirlere sahip insanlar görüyoruz, düşmanlaşıyoruz, sevmiyoruz. olası br durumda zıt fikirlere sahip insana verecek cevabımız olsun diye sürekli öğreniyoruz. peki kazandıklarımız ne?
bir yerden bir bilgiyi okuyup öğrenip, sadece anımsadıklarımızı yazmak ile direk kopyalayıp yapıştırmak arasında ki fark nedir? anımsadıklarını yazanlar neden emek harcayanlar, kopyalayıp yapıştıranlar neden hazırcı? biz bunları yapanların böyle olduklarını neden düşünüyoruz?
çünkü böyle bir şey yok. düşünmüyoruz. evet gerçekçi olalım. biz hiç de çok önemli şeyler yapmıyoruz. buraya faydamız sadece kendimize. zaman harcıyoruz. eğlenecek, uğraşacak başka bir şey bulamayınca da böyle başlıklar açıyoruz. altını destanla dolduruyoruz.
uzun yazı yazmak (kopyala yapıştır değil) ilgi çeker her zaman. bu kadar uzun yazıyorsa bir bildiği, en azından düşündükleri, fikirleri vardır.
ama yapmak istediğimiz gerçekten bu mu? uzun yazılar yazıp ilgi çekmek mi? bakın benim fikirlerim var, herkesten uzun yazılar yazıyorum, siz ise kopyala yapıştır yaparak zaman harcamaktan başka bir şey yapmıyorusunuz demek mi?
bence hayır bu da değil.
gerçekçi olalım evet, kendimize yazar demek, bilgiç demek, yaptıklarımıza sıfatlar yüklemek, ve kendimize bunlara kaptırmak ne kadar doğrudur, ya da kimin ne kadar tercihidir herkesin kendi kararıdır. bunları yapmak hayat için çok basit şeyler. gelip burada çeşitli konular hakkında çeşitli şeyler yazmak, fikir beyan etmek basit şeyler.
bir çoğumuz asosyal hayat yaşıyoruz. buranın standart kullanıcıları var. her gün açılan başlıklarda onların entrylerini görmek mümkün. ama herkesin gerçek hayatı olmalı. tüm hayatımız sözlükmüş gibi davranamayız. en azından kendim için söyleyebilirim bunları.
buraya bilgiyi nasıl taşıdığım değil önemli olan, ne kadar taşıdığımız. insanlar burayı bilgi amaçlı kullandıklarında onlara ne kadar faydamız olabileceğidir önemli olan. ve şunu kesin olarak söyleyebilirim; "bir bilginin asıl kaynağı, bir başkasının anımsadığından daha önemlidir". bu bilgiyi taşırken taşıyan kişi bir şey öğrendiyse daha önemlidir bu.
yani bizler yorumcularız. evet herşey hakkında yorum yapma hakkına sahibiz. ama söz konusu "bilgi" olduğunda işin rengi değişir. bilgi yazıyorsan bilmek zorundasın. yorum yetersiz kalır. işte yazarlık da budur. bilmektir. ne yazdığını biliyorsan yazarsındır. bilmiyorsan yorumcu.
ve evet biraz gerçekçi olalım
"bir bilginin asıl kaynağı, bir başkasının anımsadığından daha önemlidir".
arkadaşlıklar kuruyoruz, bazen yazıyoruz, gülüyoruz eğleniyoruz ve içerisinde bilgi bulunan her başlıkta mutlaka tartışıyoruz, aynı başlık altında aynı fikirlere ya da benzer fikirlere sahip olduğumuz insanlar görüyoruz, seviyoruz, ya da tamamen zıt fikirlere sahip insanlar görüyoruz, düşmanlaşıyoruz, sevmiyoruz. olası br durumda zıt fikirlere sahip insana verecek cevabımız olsun diye sürekli öğreniyoruz. peki kazandıklarımız ne?
bir yerden bir bilgiyi okuyup öğrenip, sadece anımsadıklarımızı yazmak ile direk kopyalayıp yapıştırmak arasında ki fark nedir? anımsadıklarını yazanlar neden emek harcayanlar, kopyalayıp yapıştıranlar neden hazırcı? biz bunları yapanların böyle olduklarını neden düşünüyoruz?
çünkü böyle bir şey yok. düşünmüyoruz. evet gerçekçi olalım. biz hiç de çok önemli şeyler yapmıyoruz. buraya faydamız sadece kendimize. zaman harcıyoruz. eğlenecek, uğraşacak başka bir şey bulamayınca da böyle başlıklar açıyoruz. altını destanla dolduruyoruz.
uzun yazı yazmak (kopyala yapıştır değil) ilgi çeker her zaman. bu kadar uzun yazıyorsa bir bildiği, en azından düşündükleri, fikirleri vardır.
ama yapmak istediğimiz gerçekten bu mu? uzun yazılar yazıp ilgi çekmek mi? bakın benim fikirlerim var, herkesten uzun yazılar yazıyorum, siz ise kopyala yapıştır yaparak zaman harcamaktan başka bir şey yapmıyorusunuz demek mi?
bence hayır bu da değil.
gerçekçi olalım evet, kendimize yazar demek, bilgiç demek, yaptıklarımıza sıfatlar yüklemek, ve kendimize bunlara kaptırmak ne kadar doğrudur, ya da kimin ne kadar tercihidir herkesin kendi kararıdır. bunları yapmak hayat için çok basit şeyler. gelip burada çeşitli konular hakkında çeşitli şeyler yazmak, fikir beyan etmek basit şeyler.
bir çoğumuz asosyal hayat yaşıyoruz. buranın standart kullanıcıları var. her gün açılan başlıklarda onların entrylerini görmek mümkün. ama herkesin gerçek hayatı olmalı. tüm hayatımız sözlükmüş gibi davranamayız. en azından kendim için söyleyebilirim bunları.
buraya bilgiyi nasıl taşıdığım değil önemli olan, ne kadar taşıdığımız. insanlar burayı bilgi amaçlı kullandıklarında onlara ne kadar faydamız olabileceğidir önemli olan. ve şunu kesin olarak söyleyebilirim; "bir bilginin asıl kaynağı, bir başkasının anımsadığından daha önemlidir". bu bilgiyi taşırken taşıyan kişi bir şey öğrendiyse daha önemlidir bu.
yani bizler yorumcularız. evet herşey hakkında yorum yapma hakkına sahibiz. ama söz konusu "bilgi" olduğunda işin rengi değişir. bilgi yazıyorsan bilmek zorundasın. yorum yetersiz kalır. işte yazarlık da budur. bilmektir. ne yazdığını biliyorsan yazarsındır. bilmiyorsan yorumcu.
ve evet biraz gerçekçi olalım
"bir bilginin asıl kaynağı, bir başkasının anımsadığından daha önemlidir".
saf bilgi degildir sozluge yazilan hic bir zaman tabiki, illaki bi bi temel olusturulmalidir data base beslenmelidir alttan alttan ama bu edebi bir dille olmalidir su da unutulmamalidir ki sozlukte yazan herkes ne yazarsa yazsin tek bir amaci vardir yazmak icin oda yazdiklariyla kendini tanimlamaktir bu sebeple yazilan yazilarin bir kisiligi olmalir ki okudugunuzda yazdiklarinizi sizi taniyalim.
copy-paste yazarı bu sebeple yanlış yapıyor zaten. bu yüzden "asıl kaynağından" alman gerekiyor bilgiyi. sen onu kopyala-yapıştır, bunu kopyala-yapıştır, sonra bana bilginin kaynağından bahset. emeğe saygıdan bahset.
bir yerden bir bilgiyi okuyup öğrenip, sadece anımsadıklarımızı yazmak ile direk kopyalayıp yapıştırmak arasında ki fark, yazarlıkla, copy-paste yazarlığı arasındaki fark kadardır. madem ki burası salt bilgi girişi amaçlanmış bir oluşumdur, madem ki yazarın birikiminin, yorumunun bir anlamı yoktur, o zaman yazarı kim neylesin? yalnızca bir(1) kişi bunu yapabilir. bu mantığa göre; copy-paste yazarı bilgi sözlüğün temel taşıdır, diğer yazarlar da öylesine geyik yapsınlar diye burdadır. zaten bu yazarlar lüzumsuzdur, bunların öğrendiği hiçbir şeyin, yaptıkları hiçbir tanımın da bir manası yoktur. zaten bilgi bir yerlerde hazır vardır. sadece copy-paste yazarının bunları kopyalayıp yapıştırması, dolayısı ile sözlüğü doldurması kafidir.
"uzun yazarım, ilgi çekerim"e gelince; yazıklar olsun! bana yazıklar olsun ki hiç ifade edememişim kendimi, hiç tanıtamamışım. boşunaymış bütün yazdıklarım, sohbetlerim..
bir yerden bir bilgiyi okuyup öğrenip, sadece anımsadıklarımızı yazmak ile direk kopyalayıp yapıştırmak arasında ki fark, yazarlıkla, copy-paste yazarlığı arasındaki fark kadardır. madem ki burası salt bilgi girişi amaçlanmış bir oluşumdur, madem ki yazarın birikiminin, yorumunun bir anlamı yoktur, o zaman yazarı kim neylesin? yalnızca bir(1) kişi bunu yapabilir. bu mantığa göre; copy-paste yazarı bilgi sözlüğün temel taşıdır, diğer yazarlar da öylesine geyik yapsınlar diye burdadır. zaten bu yazarlar lüzumsuzdur, bunların öğrendiği hiçbir şeyin, yaptıkları hiçbir tanımın da bir manası yoktur. zaten bilgi bir yerlerde hazır vardır. sadece copy-paste yazarının bunları kopyalayıp yapıştırması, dolayısı ile sözlüğü doldurması kafidir.
"uzun yazarım, ilgi çekerim"e gelince; yazıklar olsun! bana yazıklar olsun ki hiç ifade edememişim kendimi, hiç tanıtamamışım. boşunaymış bütün yazdıklarım, sohbetlerim..
sözlük için "emek hırsızlığı" yapan yazardır.
elbetteki bir şarkı sözü,bir şiir değişebilen bir bilgi değidir, ama onun da bulunabileceği kaynaklar vardır. onları yazanların, besteleyenlerin kazançları da bu kaynaklardandır. yok, bilgi sözlük olarak söz konusu eserin sahibine telif ödeniyorsa, ya da izin alınıyorsa söylenebilecek bir şey yoktur. aksi halde bu "hırsızlık" değilse nedir?
interaktif sözlük ne demektir? ilgilenenlerin bilgi sahibi olduğu konularda, bildiklerini paylaşması değil midir? herkes bildiği konuda entry yazarsa copy-pasteye gerek kalır mı? bir şeyin standart, değişmeyebilecek bir tanımı olabilir. bunu kopyalamak mı icap eder? söz konusu şey hakkında bilgisi olan yazarlar, bu bildiklerini tanım olarak bize veremezler mi? veremezlerse niye yazar olurlar? sözlükte bilgi tabiki olsun, ama ordan burdan arak olmasın. ha entry araklamışsın, ha başka bir şey. neticede araklamak, araklamaktır.
yazar kabulü, entrylerin kontrolü, entry/başlık silme yetkisini kullanmak moderatörlerin görevi değil midir? bir moderatörün, bir yazara, diğer bir yazarın entrysi hakkında şikayette bulunması ne derece doğrudur? "e adam abuk subuk entry girmiş, ben de copy-paste yaparım" bir moderatör için oldukça çocuksu bir yaklaşımdır. "banane, o yapıyo, ben de yaparım" diyeceğine sil kardeşim o entryleri! ben mi kabul ettim o yazarı yazarlığa? ben mi silicem entrysini? sözlüğe ters madem sil! beni niye sorumlu tutarsın elin yazarının yazdığından? ben kendimi, kendi yazdıklarımı bilirim. dolayısıyla da onlardan sorumluyum.
bir arkadaşımız "kalem başlığına copy-paste yapan görmedim" demiş. yani bu sözlükteki yazarlar kalem, silgi, masa, sandalye tanımı yapabilecek bilgi birikimine sahiptirler, ama diğerlerini beceremeyebilirler yani. o yüzden hazır yapılmışından almamız lazım!? yahu zaten aklınıza gelen gelmeyen her şeyin bir yerlerde tanımı var. o zaman yazarlara ne gerek var? eğer amaç sözlüğün o veya bu şekilde dolması ise, kurucusu bu işe pekala yeterli olur. kopyalar-yapıştırır. sadece daha uzun sürer. bu sebeple "bok atıyor" diye itham ederek bok atmadan önce, arkadaşımı kolluycam diye düşünmeden şov yapmamakta fayda vardır.
sonuç olarak bu da böyle bir "roman" oldu, olmak zorunda.. çünkü,
(bkz: sözlükteki kankalık faktörü)
elbetteki bir şarkı sözü,bir şiir değişebilen bir bilgi değidir, ama onun da bulunabileceği kaynaklar vardır. onları yazanların, besteleyenlerin kazançları da bu kaynaklardandır. yok, bilgi sözlük olarak söz konusu eserin sahibine telif ödeniyorsa, ya da izin alınıyorsa söylenebilecek bir şey yoktur. aksi halde bu "hırsızlık" değilse nedir?
interaktif sözlük ne demektir? ilgilenenlerin bilgi sahibi olduğu konularda, bildiklerini paylaşması değil midir? herkes bildiği konuda entry yazarsa copy-pasteye gerek kalır mı? bir şeyin standart, değişmeyebilecek bir tanımı olabilir. bunu kopyalamak mı icap eder? söz konusu şey hakkında bilgisi olan yazarlar, bu bildiklerini tanım olarak bize veremezler mi? veremezlerse niye yazar olurlar? sözlükte bilgi tabiki olsun, ama ordan burdan arak olmasın. ha entry araklamışsın, ha başka bir şey. neticede araklamak, araklamaktır.
yazar kabulü, entrylerin kontrolü, entry/başlık silme yetkisini kullanmak moderatörlerin görevi değil midir? bir moderatörün, bir yazara, diğer bir yazarın entrysi hakkında şikayette bulunması ne derece doğrudur? "e adam abuk subuk entry girmiş, ben de copy-paste yaparım" bir moderatör için oldukça çocuksu bir yaklaşımdır. "banane, o yapıyo, ben de yaparım" diyeceğine sil kardeşim o entryleri! ben mi kabul ettim o yazarı yazarlığa? ben mi silicem entrysini? sözlüğe ters madem sil! beni niye sorumlu tutarsın elin yazarının yazdığından? ben kendimi, kendi yazdıklarımı bilirim. dolayısıyla da onlardan sorumluyum.
bir arkadaşımız "kalem başlığına copy-paste yapan görmedim" demiş. yani bu sözlükteki yazarlar kalem, silgi, masa, sandalye tanımı yapabilecek bilgi birikimine sahiptirler, ama diğerlerini beceremeyebilirler yani. o yüzden hazır yapılmışından almamız lazım!? yahu zaten aklınıza gelen gelmeyen her şeyin bir yerlerde tanımı var. o zaman yazarlara ne gerek var? eğer amaç sözlüğün o veya bu şekilde dolması ise, kurucusu bu işe pekala yeterli olur. kopyalar-yapıştırır. sadece daha uzun sürer. bu sebeple "bok atıyor" diye itham ederek bok atmadan önce, arkadaşımı kolluycam diye düşünmeden şov yapmamakta fayda vardır.
sonuç olarak bu da böyle bir "roman" oldu, olmak zorunda.. çünkü,
(bkz: sözlükteki kankalık faktörü)
(bkz: gereksiz bilgi yoktur)
#491234
genellikle sarki sozu yazan yazarlarin dustugu durumdur bu.
(bkz: muberra kos sozlukte polemik basladi )
tematik entrylere sabretmek de de bahsetmiş olduğum sozlukte tematik calismak yani yukardaki bazı entrylerin eleştirdiği gibi sadece copy-paste yapmak değildir kafanızdaki belli bir konu hakkında arayıp bulduğunuz tanımı sözlüğe aktarmaktır , google da bile bazen burda bulduğunuz kadar çabuk bulamazsınız bir tanımı çünkü buraya aktarılan -copy paste le elbette - bilgi bazen google ın bile listelemediği sitelerden , bitirme tezlerinden alınmadır , ilk entry nin tanım olma zorunluluğunun tümevarımıdır ,siz isterseniz hiç bir tematik entry i tıklamayın ,ama copy paste yapılan bilgilerin de bilgiçler tarafından ayıklandıktan - seçildikten sonra sözlüğe aktarıldığı da unutulmamalıdır.
tematik entrylere sabretmek de de bahsetmiş olduğum sozlukte tematik calismak yani yukardaki bazı entrylerin eleştirdiği gibi sadece copy-paste yapmak değildir kafanızdaki belli bir konu hakkında arayıp bulduğunuz tanımı sözlüğe aktarmaktır , google da bile bazen burda bulduğunuz kadar çabuk bulamazsınız bir tanımı çünkü buraya aktarılan -copy paste le elbette - bilgi bazen google ın bile listelemediği sitelerden , bitirme tezlerinden alınmadır , ilk entry nin tanım olma zorunluluğunun tümevarımıdır ,siz isterseniz hiç bir tematik entry i tıklamayın ,ama copy paste yapılan bilgilerin de bilgiçler tarafından ayıklandıktan - seçildikten sonra sözlüğe aktarıldığı da unutulmamalıdır.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?