çok güzel bir şiirdir. düşündükçe yoruldukça dinlendikçe baktıkça kaldıkça şu kısmını söyleyesi gelir insanın:
sen ise
gençligini, hep çocukluğunu düşürmüşsün
diyelim gece, diyelim alelacele yalnızsın
diyelim ki oturup beni düşünmüşsün
ağlamışsın gride biraz siyah, biraz beyaz arar gibi
yeşilde mavi yok oysa, sarı hiç yok!
beni düşünmüşsün saçlarını akordeonlarla tarar gibi
küçücük bir kız gibi
küçücük bir delikanlı gibi
küçük bir yaradaki büyük bir kabuk gibi
büyük bir yaradaki küçük bir kabuk gibi
kanar gibi, kanatır gibi, birlikte kanar gibi beni düşünmüşsün!
çalıntı bir aşktan alıntı
yok kenarındaki yağmur mazgallarını kumbara sanıp harçlığımı atardım bu yüzden en çok denizden alacaklıyım..
ve gene mükemmel bir küçük iskender $iiri..
hacivat adamlar zülfikar kemigiyle lades tutusurdu
denize kusarlardi; yosun tutusur, karides tutusurdu
elele tutusurduk, kimse susmazdi, susmak olmazdi
istanbulda bir asit sisesi kirilirdi
bir çocuk kapiyi açip laciverde girerdi
dudaklarindan öperdim, basim derde girerdi
ve bir ayna sarki söylemeye baslardi oldugu yerde
örnegin sariyerde: bir börekçi aniden küçümsenirdi
çay bardaklariyla asyanin en eski haritasi çizilirdi
seni düslerdik tüm bellegimizle
aci çizilirdi, et çizilirdi, kafatasi çizilirdi!
bir vapura binerdik, yüzümüz üstümüz limon agaci
her iskele biraz daha uzak, her ask biraz daha latince
iki parmak daktilo yazar gibi kopuk kopuk
iki sözcükle gözlerine yazardim kendimi
acemice!
ve bayram harçliklarimi, açliklarimi düsürmüs olurdum böylece!
sen ise
gençligini, hep çocuklugunu düsürmüssün
diyelim gece, diyelim alelacele yalnizsin
diyelim ki oturup beni düsünmüssün
aglamissin gride biraz siyah, biraz beyaz arar gibi
yesilde mavi yok oysa, sari hiç yok!
beni düsünmüssün saçlarini akordeonlarla tarar gibi
küçücük bir kiz gibi
küçücük bir delikanli gibi
küçük bir yaradaki büyük bir kabuk gibi
büyük bir yaradaki küçük bir kabuk gibi
kanar gibi, kanatir gibi, birlikte kanar gibi beni düsünmüssün!
ecel olur gelirim sana artik adressiz bir zarf gibi
zarfi yalayip kapatirken dudaklarimi kagitla keser gibi
çünkü ben orda celladim, biraz katil
seri haldeyim sana, paralel haldeyim
bütün suçlar üstüme yikildi, hatalarin altinda kaldim
hayatim hayatina düsüp patlamayan
hayali bir bomba gibi!
hacivat adamlar zülfikar kemigiyle lades tutusurdu
denize kusarlardi; yosun tutusur, karides tutusurdu
elele tutusurduk, kimse susmazdi, susmak olmazdi
istanbulda bir asit sisesi kirilirdi
bir çocuk kapiyi açip laciverde girerdi
dudaklarindan öperdim, basim derde girerdi
ve bir ayna sarki söylemeye baslardi oldugu yerde
örnegin sariyerde: bir börekçi aniden küçümsenirdi
çay bardaklariyla asyanin en eski haritasi çizilirdi
seni düslerdik tüm bellegimizle
aci çizilirdi, et çizilirdi, kafatasi çizilirdi!
bir vapura binerdik, yüzümüz üstümüz limon agaci
her iskele biraz daha uzak, her ask biraz daha latince
iki parmak daktilo yazar gibi kopuk kopuk
iki sözcükle gözlerine yazardim kendimi
acemice!
ve bayram harçliklarimi, açliklarimi düsürmüs olurdum böylece!
sen ise
gençligini, hep çocuklugunu düsürmüssün
diyelim gece, diyelim alelacele yalnizsin
diyelim ki oturup beni düsünmüssün
aglamissin gride biraz siyah, biraz beyaz arar gibi
yesilde mavi yok oysa, sari hiç yok!
beni düsünmüssün saçlarini akordeonlarla tarar gibi
küçücük bir kiz gibi
küçücük bir delikanli gibi
küçük bir yaradaki büyük bir kabuk gibi
büyük bir yaradaki küçük bir kabuk gibi
kanar gibi, kanatir gibi, birlikte kanar gibi beni düsünmüssün!
ecel olur gelirim sana artik adressiz bir zarf gibi
zarfi yalayip kapatirken dudaklarimi kagitla keser gibi
çünkü ben orda celladim, biraz katil
seri haldeyim sana, paralel haldeyim
bütün suçlar üstüme yikildi, hatalarin altinda kaldim
hayatim hayatina düsüp patlamayan
hayali bir bomba gibi!
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?