burun

argoda: kokain.

saz arkadaşları için;

(bkz: agiz)
(bkz: yanak)
(bkz: cene)
(bkz: alin)
(bkz: dis)
.
.
.

(bkz: burun cekmek)

bilinçsiz bir şekilde kusmaya başladığınızda ağız dışında kullanılabilen bir diğer organdır. ilginç bir deneyim olabiliyor. misal en son yediğiniz yemeğin parçaları burnunuzdan çıkarken kendinizi david copperfield tadında leziz bir illuzyonist zannedebiliyorsunuz, "vay a.k. ne yaptım lan ben böyle" diyebiliyosunuz daha sonra.

üzerine sert bir şekilde futbol topu geldiği zaman incinen organ.

(bkz: laz)

(bkz: burun kanaması)

sanılanın aksine 3 delikli bir organdır.

muhteviyatında kıl ve mukus barındırır.

herhangi bir deformasyon yoksa eğer kesinlile estetik ameliyat ile şekli değiştirilmemesi gereken organdır. lan hiç güzel olmuyor yaptırmayın a.k.

bize sümüklü denmesini sağlayan organımsı şey

iiçi kuruyunca rahat karıştırılamıyo bu organ.

direği sızlar bunun. ama öyle böyle değil, çok fena. hani biri gelip ağzını burnunu dümdüz etse, allah razı olsun diyecek kıvama gelirsin.

bir sivilcenin çıkabileceği en stretejik noktadır, efendiler. ırkçı bir insan değilim; bilakis, hümanist bir bireyim ama bir insanın burnunda sivilce varsa eğer o insana karşı ihtiyatlı, mesafeli bir tavır sergilerim ne yalan söyliyeyim. evet. nice sivilcesiz burunlara.

cep telefonu ve ipod’dan önceki boş vakit geçirme aracı.

bayanların bunun içerisindeki kılları uzatmaması gerek. ya da toplasın bi toka taksın bi tarasınlar ne bileyim ille uzun seviyorlarsa.

karıstırılabilinen nadir organlardan biri.
(bkz: kulak)

(bkz: burnu karı$tırdıktan sonra ne çıktığına bakmak)

(bkz: cape)

burun ve kaş arası mesafesiyle burun ve çene arası mesafesi aynıdır.