bilgi itiraf

6 /
eflatun
ağlayınca çok çirkin oluyorum.sırf bu yüzden ağlıyasım geldiği zaman odamın ışığını kapatıp,yorganı kafama kadar çekiyorum.
independence
ayaklarim dnonuyor sozluk benim. elim ba$im simsicacikken ayaklarimi sanki kutuplara sokmu$lar da cikartmayi unutmu$lar gibi. bahtimi sikeyim.
independence
hayvanca bir itirafim olacak bu satirlarda sozluk.

ne zaman upuzun bir yazi gorsem sozlukte, daha okumadan once muhte$eme basiyorum, sonra yazi arak mi degil mi diye google’da aratiyorum, araksa siliyorum zaten ama degilse yazi bokun boku bile olsa onca emek var uzerinde diye verdigim puandan oturu pi$man olmuyorum. sonrasinda bir kahve alip okumaya ba$liyorum yaziyi yava$ yava$ sindire sindire. boyle i$te.
rumuz pilis tiray egen
hayvanca bir itirafim olacak bu satirlarda sozluk.

ne vakit maçkadan geçsem limanda hep gemiler oluyordu. ağaçlar bir kuş gibi gülüyor, hatunun biri sessizce bir cigara yakıyordu. parmaklarımı yakıyordu, kirpiklerini eğip bakıyordu içim ürperiyordu. felaketim oluyordu ağlıyordum. sonra akşamlar uzun bir entry gibi bitiyordu, jezabel kan içinde yatıyordu. limandan bir gemi gidiyordu, o kalkıp ona gidiyordu, benzin mum gibi gidiyordu. falan filan oluyordu ne vakit uzun bir entry görsem kahve alıp içine şeker koyup öyle içiyordum.
orqn
çoğu zaman bir şeyler yazdıktan sonra cümlelerle oynuyorum; devrikleştiriyorum, bir kaç imla hatası serpiştiriyorum araya... bir şekilde okumayı zorlaştırıp okuyanın bir kez daha okumasını sağlıyorum. böylece üstün körü okuma niyetinde olan biri bile biraz daha kafayı toparlayıp okumuş oluyor.
joy
benim bilmediğim ama sanırım herkesin bildiği bir konu var:bu blackberry,ipod,ipad,iphone arasındaki farklar ne? veya notebook,netbook falan.ben mi teknolojiye ayak uyduramıyorum?
epikuros
geçen gün işyerindeki bi bayan arkadaşla konuşurken, laf şehrin zenginlerinden birinden ve onun yaşam biçimlerinden açıldı. şurda geziyorlar, şuraya tatile gidiyorlar, şöyle şöyle kaç tane arabaları var bilmem ne diye konuşurken, sohbeti soğuk bir espiriyle noktalamak için lafa girdim; "ne demişleer, zenginin malıı fakirin ağzını burnunu kırar çenesini daatıır"

arkadaş bunu dememle kadın bi kahkaha atmaya başladı "nee ne ağzını burnunu mu dağıtır ahahaha"

yav şimdi aradan 2-3 hafta geçti hala hatırlatıp tekrar tekrar söylettiriyor bana gülmek için. insanları güldürmeyi sever tabi herkes ama bunu böyle soğuk bir espiriyle becermek acaip ağrına gidiyor insanın.
eflatun
iş yerinde yayıla yayıla sözlüğü okurken birden entry yazasım geliyor o sırada müşteri karşımda oluyor.çok üzülerek itiraf diyorum ki müşteriye düz gidiyorum.aval aval saatlerce sözlüğü oku ama tam yazıcakken müşteri gelsin.gelde düz gitme sözlük ayıptır günahtır.
joy
gitmemekte inatlaştığım, sürekli bok attığım, sevgilim olmadığı için asla gitmem dediğim ’aşk tesadüfleri sever’filmine bugun gittim.evet gittim.çok ağladım.pişmanım.sevgilim olmadığı için gitmem diyordum ya hani, sevgili olmadan da gidilmez ama.yazıktır.hala ağlıyorum.gözyaşlarım sözlüğe akıyor.
eflatun
eksi oy alınca müthiş üzülüyorum.sanki göğsümde dart tahtası varmışta o eksi oy ok görevi taşıyormuş gibi oluyor.bütün yaşam sevincim hevesim yok oluyor.ben nerde yanlış yaptım nidaları içimde yankılanıp duruyor.
6 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol