filmi tv yerine sinemada seyretmekten haz alan kişilerin bir üst versiyonu olan insan yavrusu aktivitesi. netekim başarıya ulaşması pek mümkün gibi gözükmemektedir bufaloların çiftleşmesi, fillerin yavrulaması gibi bir çok şeyi izleyebilmek için hem yeteri kadar zamana ve paraya hem de mangal gibi bir yüreğe sahip olmak gerekmektedir. ayrıca arkadaşlarını aslan yerken mal mal bakan zebralara sinirlenip büyük pişmanlıklarda duyulabilir zap yapma ihtimalin sıfırdır zira.
belgeseli canlı izlemek için afrika ya gitmek
kişi sükselerden sükse beğenemeyecektir eğer bu aktiviteyi gerçekleştirirse. ortamların kralı, alemlerin aranan adamı olacaktır. "abi şimdi bu zürafalar nası çiftleşiyo biliyo musun.." konulu sohbetlerin bir numarasında olacak, entryleri seri muhteşem oyuna tabi tutulacaktır. mehmet ali erbilin indirdiği donun altından çıkan şeyi canlı izleyen seyirciler gibi, pek çok şey kazandıracaktır kendisine. belgeseli canlı izlemekle kalmayacak, kendisi belgesel niteliği taşır hale gelecektir.
"abi siz sevişin,ben bi köşede sessiz sedasız izliyim.olmaz mı?" gibi bir zihniyetin yan ürünüdür.
(bkz: safari)
iki kişilik zimbabve uçağına aldınız bileti, koyuldunuz yola, karınızın da gözünü bağlamışsınız önceden, uçakta açtınız gözlerini, böylece nereye gittiğinizi bilmiyor. indiniz zimbabve hava havaalanına, karınız; "necati noluyor, nereye geldik biz apar topar? ay ütünün fişini çekmiş miydim hatırlamıyorum necatii?!" diye mır mır ederken, bir yandan otelinize doğru yol almaktasınız. odanıza yerleştiniz, sonra hemen safari için uygun kıyafetlerinizi çıkardınız valizinizden, doğruca sizi otelin kapısı önünde bekleyen cipe atladınız; ve 1.5 saatlik yolculuğun sonunda, 45 santigrad derecenin altında bodur tek tük ağaçların bulunduğu sapsarı otlarla fundalıklarla bezenmiş coğrafyaya adımınızı attınız. tabii karınız şaşkın, halen seyahatin şokunu atlatamamış, daha ilk şoku atlatamamışken ardından hemen ikincisi geldi: fundalıklar arasında bir debelenme, o da ne, "bir kavga mı var yoksa orada?" diyorsunuz, şoför "hayır" diyor, "gergedanlar çiftleşiyor". siz hemen kamerayı çıkartıp "biraz daha yaklaş!" komutunu veriyorsunuz şoföre ve çekime başlıyorsunuz. siz tabi çekime odaklanmışken karınız da bir şeylere feci şekilde odaklanmış vaziyette. bakın, bu an, ikinci şokun yaşandığı andır; bilin ki kırk yıllık karınız o gördüğü şeyden itibaren eski karınız olmayacaktır artık. her birlikte olmanızdan sonra gergedanla ilgili sizi küçük düşürücü bir laf sokulmasına hazırlıklı olun derim ben. yapmayın, gitmeyin zimbabve lere botswana lara, alın cipsinizi kolanızı oturun, uzaktan televizyondan izleyin belgesellerinizi, yuvanız dağılmasın. orada göreceğiniz şeyler, karı-koca arasındaki beklentilerin artmasına sebep olabilir.
bilgici bozacağını düşündüğüm eylemdir. şimdi sıcacık evinde oturup, ayakları uzatıp, iki kutu bira cıpslatmak varken sen git serengeti yaylasında aslanlarla boğuş, zürafalarla çiftleş, sırtlanlar kovalasın... yok, yok bize gelmeyecek eylem, tutmayacak fikirdir.
(bkz: kumandama basarım keyfime bakarım inisiyatifi)
(bkz: kumandama basarım keyfime bakarım inisiyatifi)
son derece mantikli bir eylem.
goruntu kesilmesi olmaz, karlanma riski yok, ses sorunu yok ohoo, daha bir suru avantaji var.
goruntu kesilmesi olmaz, karlanma riski yok, ses sorunu yok ohoo, daha bir suru avantaji var.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?