aylak adam ve anayurt oteli gibi romanlari ile bilinen, unlu turk romancisi.
yusuf atılgan
turk edebiyatini varolusculugu en iyi kavramis ve bu dusuncenin en onemli kavarmi olan sacmayi en iyi sekilde islemis buyuk ustasi.kendisine neden bu kadar az eseri oldugun soruldugunda
ben yazmayi degil okumayi seviyorum diyerekte ne kadar yuce gonullu ve gunumuzun okudugu roman sayisi yazdigindan az olan yazarlarinda farkli oldugunu gostermistir usta.
(bkz: aylak adam)
(bkz: anayurt oteli)
(bkz: canistan)
ben yazmayi degil okumayi seviyorum diyerekte ne kadar yuce gonullu ve gunumuzun okudugu roman sayisi yazdigindan az olan yazarlarinda farkli oldugunu gostermistir usta.
(bkz: aylak adam)
(bkz: anayurt oteli)
(bkz: canistan)
27 haziran 1921’de manisa’da doğdu. 9 ekim 1989’da istanbul’da yaşamını yitirdi. asıl adı yusuf ziya atılgan. yazılarında "nevzat çorum" ve "ziya atılgan" imzalarını da kullandı. manisa ortaokulu’nu, parasız yatılı olarak balıkesir lisesi’ni ve ikinci sınıftan sonra askeri öğrenci olarak devam ettiği istanbul üniversitesi edebiyat fakültesi türk dili ve edebiyatı bölümü’nü bitirdi. o dönemde akşehir’de bulunan maltepe askeri lisesi’nde edebiyat öğretmenliği yaptı. üniversite öğrenciliği sırasında komünist partisi’ne katılarak faaliyette bulunduğu iddiasıyla sıkıyönetim mahkemesince tutuklanarak ceza kanunu’nun 141. maddesi uyarınca hapse mahkum edildi. 6 ay sansaryan hanı’nda, 4 ay da tophane cezaevi’nde olmak üzere 10 ay hapis yattı. tahliye olduktan sonra doğduğu yer olan manisa’nın hacırahmanlı köyüne yerleşti. burada evlenerek uzun süre çiftçilik yaptı. 1976’da tiyatro oyuncusu serpil gence ile ikinci evliliğini yapıp istanbul’a yerleşti. 1980’den sonra, milliyet yayınları’nda danışmanlık ve çevirmenlik, kısa bir süre de can yayınları’nda redaktörlük yaptı. üzerinde çalıştığı "canistan" adlı romanını tamamlayamadan kalp krizi sonucu moda’daki evinde öldü. istanbul üsküdardaki bülbülderesi mezarlığı’nda toprağa verildi. 1990da hacırahmanlı belediyesi "yusuf atılgan halk kitaplığı" kurdu. hakkında yazılan yazı ve röportajlar ve kendisine adanan yazılar ölümünün ardından bazı "perşembeci dostları" tarafından "yusuf atılgan’a armağan" adlı kitapta derlendi.
eserleri
roman:
aylak adam (1959)
anayurt oteli (1973)
canistan (2000)
öykü:
bodur minareden (1960)
eylemci (1993
bütün öyküleri (bodur minareden öte ve ekmek elden süt memeden - 2000)
çocuk kitabi:
ekmek elden süt memeden (1981)
çeviri:
toplumda sanat (k. baynes, 1980)
ödülleri
1955 tercüman gazetesi hikâye yarışması "evdeki" öyküsüyle (nevzat çorum adıyla, birincilik)
1955 tercüman gazetesi hikâye yarışması "kümesin ötesi" öyküsüyle (ziya atılgan adıyla, dokuzunculuk)
1957-58 yunus nadi roman armağanı aylak adam ile (ikincilik)
eserleri
roman:
aylak adam (1959)
anayurt oteli (1973)
canistan (2000)
öykü:
bodur minareden (1960)
eylemci (1993
bütün öyküleri (bodur minareden öte ve ekmek elden süt memeden - 2000)
çocuk kitabi:
ekmek elden süt memeden (1981)
çeviri:
toplumda sanat (k. baynes, 1980)
ödülleri
1955 tercüman gazetesi hikâye yarışması "evdeki" öyküsüyle (nevzat çorum adıyla, birincilik)
1955 tercüman gazetesi hikâye yarışması "kümesin ötesi" öyküsüyle (ziya atılgan adıyla, dokuzunculuk)
1957-58 yunus nadi roman armağanı aylak adam ile (ikincilik)
türk edebiyatının tartışmasız en büyük birkaç adı arasında olan ve özellikle aydın ve burjuva kesiminin sorunlarını modern roman teknikleriyle anlatan anayurt oteli ve aylak adam romanlarıyla hem türk edebiyatında hem de gönlümde müstesna bir yer edinmiş yazar.
fransada doğsaydı gide ya da proust olabilirdi
fransada doğsaydı gide ya da proust olabilirdi
az zamanda cok buyuk isler basarmis adamlar vardir ya iste boyle biridir kendisi.az sayida kitapla cok buyuk dusunceler aktarmistir dimagimiza.
" benim yazarlığımdan daha önemlisi günlük yaşamımdır."
hakkının verilmediğini düşünüyorum. bana kalırsa; türk edebiyatının en zayıf halkalarından biri olduğunu düşündüğüm roman yazarlığı alanında kendi döneminin en iyilerindendir. hatta bugünün de en iyilerinden biridir.
3 romanını da tek nefeste okuyabilirsiniz. ilginç olan şu; bu kitapları birkaç ay sonra tekrar elinize aldığınızda yine aynı heyecanla ve yine tek nefeste okuyabiliyorsunuz.
şöyle de bir tespitim var; aylak adamda da anayurt otelinde de canistanda da kitabın ilk sayfasından itibaren sizi esir alan bir duygu var. o duyguyla başlıyorsunuz okumaya ve kitap bitene kadar da kurtulamıyorsunuz ondan. bazı romanlarda gördüğümüz parçalı yapının tam tersine inanılmaz bir bütünlük hakim. kitabı okumanızın üzerinden yıllar geçtiğinde olayları ya da diyalogları unutuyorsunuz belki ama o duyguları -romanın ruhunu- asla unutamıyorsunuz.
keşke bu kadar az yapıt vermeseydi.
hakkının verilmediğini düşünüyorum. bana kalırsa; türk edebiyatının en zayıf halkalarından biri olduğunu düşündüğüm roman yazarlığı alanında kendi döneminin en iyilerindendir. hatta bugünün de en iyilerinden biridir.
3 romanını da tek nefeste okuyabilirsiniz. ilginç olan şu; bu kitapları birkaç ay sonra tekrar elinize aldığınızda yine aynı heyecanla ve yine tek nefeste okuyabiliyorsunuz.
şöyle de bir tespitim var; aylak adamda da anayurt otelinde de canistanda da kitabın ilk sayfasından itibaren sizi esir alan bir duygu var. o duyguyla başlıyorsunuz okumaya ve kitap bitene kadar da kurtulamıyorsunuz ondan. bazı romanlarda gördüğümüz parçalı yapının tam tersine inanılmaz bir bütünlük hakim. kitabı okumanızın üzerinden yıllar geçtiğinde olayları ya da diyalogları unutuyorsunuz belki ama o duyguları -romanın ruhunu- asla unutamıyorsunuz.
keşke bu kadar az yapıt vermeseydi.
c ve zebercet karakterleri ile hayatımıza girmeyi başarmış insan.
konuşmam yetmiyormuş gibi düşünmeye de başladım. en kötüsü buydu. çoğu insanlar gibi düşünmeden konuşsaydım kimse bir şey demeyecekti; ama ben düşündüğümü söylemeye kalktım.
pek bilinmez ama ekmek elden sut memeden isimli bir cocuk kitabi olan yazar.
(bkz: ekmek elden sut memeden)
(bkz: zebercet)
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?