geç saat yolda yanlız yürümek

mancali don
kendini biraz olsun dünyadan soyutlamamının yoludur.gecenin sesi rahatlık verir.ışıkların loşluğu fona güzellik katar.kaldırımların yalnızlığına bürünür insan.derken hoooppp bi devriye napıosun sen burda nidalarıyla yanaşır.ortam sıçar.eve gidilir.dinginlik çözülür.
tasar
içinizde bir kaygı olur her zaman ama diğer yandan da yalnızlığın verdiği o amansız esriklik olur serde. bir tarafından gece karanlığında, dışarıda olmanın verdiği korku yüreğinize çökerken öbür yandan gündüzleri binlerce kişinin ezdiği yolların, kaldırımların yegane sahibi olmanın verdiği kudret daha da bir şişirir yüreğinizi, güven verir. kendinizi gecenin robinson’u zannedersiniz, çaresiz, çıkılmaz ve onulmaz bir halde görürsünüz ama öte yandan bu şehri yeni zaptetmiş bir antikçağ komutanının muzaffer ve mağrur kanı dolanır damarlarınızda. hele bir de sigara yakarsanız gece geç saat yürüdüğünüz yolda; işte o an hayatın can damarına basmış olursunuz. korkusuyla, kaygısıyla, ’bir an evvel eve varayım’ tasasıyla da olsa yine de yaşadığınıza, var olduğunuza binlerce kez şükr-ü sema eder durursunuz...

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol