üniversite gençligi

universitede okuyan genclik.

yuzde 95’nin batak oynamayi bildigi gencliktir bu ayni zamanda.batak bilmeyen universiteden nasil mezun olur ki.(?)

bagzi sehirler icin para kaynagidir..

(bkz: edirne)

eskisehir,bursa gibi pek de bir atraksiyona sahip olamayan vilayetlerimizi senlendirip,canlandiran kitle

bitirince n’olcan simdi sen? sorularinin muhattabi olmak zorunda kalan sansli azinlik...

hep cimlere uzanip ders calisan mallar aklima gelir uni gencligi denince

her ne kadar istisnayi olusturan insan gruplari da mevcut olsa buyuk olcude zivanadan cikmis olan ogrencilerdir.universiteye baslamanin her turlu ozgurlugu sagladigina dair bir inanca kapilip,kimin eli kimin cebinde belli olmayan bir ortam yaratmaya kadar giderler.hele hele de baska bir sehirde ailesinden ayri okuyan kitleden ise hic bahsetmek istemiyorum dogrusu.sozum sozlukten disari

bir aylık harçlığı bir haftada harcadığı için bir hafta hayatını yaşayan üç hafta sürünen insanların oluşturduğu topluluk..

makarna ve yumurta ile beslenirler.

ne yaparsam simdi yaparım zamanındaki kitle.

genellikle 18-24 yas arası genellenen insan toplulugu.

harici zamanlarında uğraştıkları hobi,herhangi bir siyasi partiye üye olma, okulda bilmem ne için imza toplama gibi uğraşlarının geçici olduğunun farkındadırlar.yani kendilerinden yaşça büyük görmüş, istemese dahi hayat tarafından kendisine geçirilmiş insanların yüzlerindeki tebessümün ne anlama geldiğinden haberdardılar.okul bittiğinde bir zamanlar deli gibi savundukları düşüncelerle pek uğraşmayacaklar belki ancak;bunu göz önünde bulundurarak kendi eksenleri etrafında dönenerek gerçekleştirdikleri didişmeden caymazlar.caymamalıdırlar da..herkesin her şeyi onayladığı,insanların ekmek peşinde koşarken görmezden gelmek durumunda bırakıldığı insanlık dışı koşullarla onlar cebelleşmeliler.çünkü gençlik itiraz etmek olmalı,çünkü her zaman genç olan susturulmaya çalışılan taraf olmalı, susan değil .