alicia keys

kangaroo
super sarkilariyla insani buyuleyen kisilik.fallin ile r&b severlerin kalbinde taht kurmustur.unplugged albumunu de bu sene cikarmisir.unbreakble da albumun yeni sarkisidir hafif bi soundi vardir , guzeldir.bu kisinin kendisi de cok guzeldir ayritetten.ama dream tv de cikan proactive reklamlarina cikmasi biraz karizmasini ezmis durumdadir suan.
kangaroo
cok cok cok sevmeme ragmen daha r&b ve soul kralicesi olmasina cok var denilesi insan.cunku su anda orda mary j blige oturuyor.
elma sekeriiii
çok ba$arili bir bayan solisttir, fallin’ $arkisi unludur.

i keep on fallin’
in and out of love
with you
sometimes i love ya
sometimes you make me blue
sometimes i feel good
at times i feel used
lovin you darlin’
makes me so confused

i keep on
fallin’
in and out of love with you
i never loved someone
the way that i love you

oh, oh, i never felt this way
how do you give me so much pleasure
and cause me so much pain?
just when i think
i’ve taken more than would a fool
i start fallin’ back in love with you

i keep on
fallin’
in and out of love with you
i never loved someone
the way that i love you

oh, baby
i, i, i, i’m fallin’
i, i, i, i’m fallin’
fall

i keep on
fallin’
in and out of love with you
i never loved someone
the way that i love you

i’m fallin
in and out of love with you
i never loved someone
the way that i love you

i’m fallin
in and out of love with you
i never loved someone
the way that i love you

what?
elma sekeriiii
mükemmel bir yüze ve aynı $ekilde muhte$em sese sahip olan kadın.

yahu zenci degil bu kadın,evet. sütlükahve tonlarında bir tene sahip, ayrıca da yüzü; beyaz güzel bir kadının çizgilerine sahip olarak yaratılmı$. yani yaz kı$ yanık tenle gezen bir güzel diyelim biz ona...

mouscronoise
the streets of ny şarkısının sözleri efsanedir,9 kişi bir araya gelip yazmışlar helal olsun.

işte size ufak bir alıntı;

footsteps ,silence is loud

kindness is brave, wisdom is long

loving is necessary,i need it,we need it,

searching ,looking for the satisfaction

it’s nowhere,it is everywhere...
independence
amerikalı şarkıcı, piyanist, müzisyen. gerçek adı alicia j. augello-cook’tur. albümleri dünya çapında 41 milyon satarak rekor kırmış olan sanatçı 9 kez grammy awards, 11 kez billboard music awards ve 3 kez american music awards’un sahibi olmuştur. yardım konserlerinin daimi yüzü ve aynı zamanda bir filantropist olan şarkıcı hiv virüsüne karşı savaşan ve çocukların korunmasına yönelik olarak çalışmalarda bulunan keep a child alive isimli grubun aktif üyesidir. bu konuda sık sık afrika’daki ülkeleri ziyaret eden keys, 2006’daki dünya aids günü’nde peter gabriel ve kate bush’un birlikte seslendirdikleri "don’t give up" isimli şarkıyı u2 grubunun vokali bono’yla birlikte yeniden yorumlamıştır.


25 ocak 1980’de iskoç ve italyan asıllı oyuncu teresa \"terri\" augello ve jamaikalı uçuş görevlisi craig cook’un tek kızı olarak new york’ta dünyaya geldi. 42. cadde’de büyüyen keys, oturdukları yer hakkında şunları söylüyordu:
hoş bir yerdi ama 42. cadde bir cennet değildi. fahişeler, kadın satıcıları, uyuşturucu...
küçük yaşta anne babası boşandığı için bu zor durumun üstesinden gelmek için annesinin teşvikiyle müzikle ilgilenmeye başlayan şarkıcı, 7 yaşında piyano çalmaya başladı. 1985 senesinde katıldığı bir grupla “the cosby show” adlı televizyon programına çıkan keys, profesyonel uygulamalı sanatlar lisesi’ne devam ediyordu. mozart, beethoven ve chopin gibi klasik müzik sanatçılarının parçalarını çalıyordu ve vokalist olarak kendini yetiştirmek için de conrad robinson’la çalışıyordu. new york’taki professional performing arts school’dan yüksek dereceyle mezun olduktan sonra columbia üniversitesi’ne kabul edilen keys, müzik alanında kariyer yapmak istediği için eğitimine son verdi. bu arada conrad robinson onu erkek kardeşi jeff’le tanıştırdı ve birlikte doğru plak şirketini bulmak üzere çalışmaya başladılar.
sonunda columbia records’a bağlı jermaine dupri’nin plak şirketi so so def ile bir demo için anlaşan müzisyen, 1997’de vizyona giren “men in black” adlı filmin soundtrack’i için “dah dee dah (sexy thing)” adlı parçayı hazırladı. ancak daha sonra dupri ile olan anlaşmasını sonlandırdı ve prodüktör clive davis’in şirketi arista records’a geçti. keys, arista records’la kısa vadeli çalışıp hemen ardından j-records ile kontrat yaptı. “shaft” ve “dr. dolittle 2” filmlerinin soundtrack’lerinde yer alan “rock wit u” ve “rear view mirror” adlı şarkıları seslendiren müzisyen, sonunda ilk albümünü dinleyiciyle buluşturma fırsatı buldu: “songs in a minor”. klasik müzik etkilerinin fazlasıyla görüldüğü albüm, 70’lerin soul müziğinden de temalar içeriyordu. tüm bunları hip hopla harmanlayıp bir füzyon yaratan şarkıcı, ilk albümüyle büyük ilgi gördü. amerika listelerinde uzun süre zirvede kaldı ve ingiltere listelerinde ise 6 numara oldu. prince’in “how come you don’t call me” şarkısının yeni yorumunun yanı sıra “fallin’”, “a woman’s worth” ve “girlfriend” adlı 45’likleri single olarak yayınladı.

2001 yılında mtv video müzik ödülleri’nce "en iyi yeni sanatçı” ödülüne layık görülmesinin hemen ardından 2002’de 5 dalda grammy’nin sahibi oldu. ilk albümün başarısı uzun bir zaman dilimine yayıldı ve keys, albümdeki şarkılarının farklı versiyonlarının bulunduğu “remixed & unplugged in a minor” adlı çalışmayı hayranlarıyla buluşturdu. aynı yıl christina aguilera’nın “stripped” adlı albümünde yer alan “impossible” isimli şarkıyı yeniden düzenleyen keys, aguilera’yla düet de yaptı.

2003’te sanatçının ikinci stüdyo albümü “the diary of alicia keys” müzik marketlerdeki yerini aldı. albümün prodüksiyonu için kanye west ve timbaland gibi isimlerle çalışan müzisyen, yeni albümüyle yine büyük bir başarı yakaladı ve “you don’t know my name”, “if i ain’t got you”, “diary” ve “karma” adlı şarkıları single olarak piyasaya sürdü. ticari anlamda da büyük başarı yakalayan albüm 4 kez platin plak aldı. 2005 grammy’lerinde ise tam 3 daldaki ödülün sahibi oldu. keys 2004’te ayrıca usher’ın “confessions” adlı albümünde yer alan “my boo” isimli şarkıda müzisyene eşlik ettti. bu düet yine 2005’te "en iyi r&b vokal düet performansı” dalında ona grammy kazandırdı.

ödüller ve başarılarla dolu geçen 2005 yılında ayrıca brooklyn müzik akademisi’nde bir unplugged konser gerçekleştiren müzisyen, bu performans kaydını albüm olarak yayınladı. eski şarkılarını farklı bir müzikal yorumla seslendirdiği bu konserinde ayrıca the rolling stones’un “wild horses” parçasını maroon 5 vokalisti adam levine ile birlikte söyledi. keys, common, mos def ve damian marley’in de katıldığı performansında “stolen moments” ve “unbreakable” adlı iki yeni şarkısını da seslendirdi. albüm kısa sürede amerika listelerinde üst sıralara yerleşti ve “unbreakable” ve “every little bit hurts” isimli single’lar büyük başarı kazandı.

2007’de timbaland, john mayer, marsha ambrosius ve linda perry gibi müzisyenlerle çalıştığı üçüncü stüdyo albümü "as i am”i yayınlayan müzisyen, new jersey’deki live earth konserlerinde sahneye çıkarak keith urban ile the rolling stones’un “gimme shelter” adlı şarkısında düet yaptı. as i am’den çıkan ilk single no one ise müzik otoriteleri ve dinleyiciler tarafından oldukça beğenildi.

sanatçı aynı yıı ilk sinema deneyimi olan “smokin’ aces” filmi için kamera karşısına geçti. hemen ardındansa “the nanny diaries” geldi ve son olarak 2008 yılı itibariyle halle berry ile birlikte başrollerini paylaştıkları “composition in black and white” adlı filmde rol aldı.

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol