amerikalı şarkıcı, piyanist, müzisyen. gerçek adı alicia j. augello-cooktur. albümleri dünya çapında 41 milyon satarak rekor kırmış olan sanatçı 9 kez grammy awards, 11 kez billboard music awards ve 3 kez american music awardsun sahibi olmuştur. yardım konserlerinin daimi yüzü ve aynı zamanda bir filantropist olan şarkıcı hiv virüsüne karşı savaşan ve çocukların korunmasına yönelik olarak çalışmalarda bulunan keep a child alive isimli grubun aktif üyesidir. bu konuda sık sık afrikadaki ülkeleri ziyaret eden keys, 2006daki dünya aids gününde peter gabriel ve kate bushun birlikte seslendirdikleri "dont give up" isimli şarkıyı u2 grubunun vokali bonoyla birlikte yeniden yorumlamıştır.
25 ocak 1980de iskoç ve italyan asıllı oyuncu teresa \"terri\" augello ve jamaikalı uçuş görevlisi craig cookun tek kızı olarak new yorkta dünyaya geldi. 42. caddede büyüyen keys, oturdukları yer hakkında şunları söylüyordu:
hoş bir yerdi ama 42. cadde bir cennet değildi. fahişeler, kadın satıcıları, uyuşturucu...
küçük yaşta anne babası boşandığı için bu zor durumun üstesinden gelmek için annesinin teşvikiyle müzikle ilgilenmeye başlayan şarkıcı, 7 yaşında piyano çalmaya başladı. 1985 senesinde katıldığı bir grupla “the cosby show” adlı televizyon programına çıkan keys, profesyonel uygulamalı sanatlar lisesi’ne devam ediyordu. mozart, beethoven ve chopin gibi klasik müzik sanatçılarının parçalarını çalıyordu ve vokalist olarak kendini yetiştirmek için de conrad robinson’la çalışıyordu. new york’taki professional performing arts school’dan yüksek dereceyle mezun olduktan sonra columbia üniversitesi’ne kabul edilen keys, müzik alanında kariyer yapmak istediği için eğitimine son verdi. bu arada conrad robinson onu erkek kardeşi jeff’le tanıştırdı ve birlikte doğru plak şirketini bulmak üzere çalışmaya başladılar.
sonunda columbia records’a bağlı jermaine dupri’nin plak şirketi so so def ile bir demo için anlaşan müzisyen, 1997de vizyona giren “men in black” adlı filmin soundtrack’i için “dah dee dah (sexy thing)” adlı parçayı hazırladı. ancak daha sonra dupri ile olan anlaşmasını sonlandırdı ve prodüktör clive davisin şirketi arista records’a geçti. keys, arista recordsla kısa vadeli çalışıp hemen ardından j-records ile kontrat yaptı. “shaft” ve “dr. dolittle 2” filmlerinin soundtrack’lerinde yer alan “rock wit u” ve “rear view mirror” adlı şarkıları seslendiren müzisyen, sonunda ilk albümünü dinleyiciyle buluşturma fırsatı buldu: “songs in a minor”. klasik müzik etkilerinin fazlasıyla görüldüğü albüm, 70’lerin soul müziğinden de temalar içeriyordu. tüm bunları hip hopla harmanlayıp bir füzyon yaratan şarkıcı, ilk albümüyle büyük ilgi gördü. amerika listelerinde uzun süre zirvede kaldı ve ingiltere listelerinde ise 6 numara oldu. prince’in “how come you don’t call me” şarkısının yeni yorumunun yanı sıra “fallin’”, “a woman’s worth” ve “girlfriend” adlı 45likleri single olarak yayınladı.
2001 yılında mtv video müzik ödülleri’nce "en iyi yeni sanatçı” ödülüne layık görülmesinin hemen ardından 2002de 5 dalda grammy’nin sahibi oldu. ilk albümün başarısı uzun bir zaman dilimine yayıldı ve keys, albümdeki şarkılarının farklı versiyonlarının bulunduğu “remixed & unplugged in a minor” adlı çalışmayı hayranlarıyla buluşturdu. aynı yıl christina aguilera’nın “stripped” adlı albümünde yer alan “impossible” isimli şarkıyı yeniden düzenleyen keys, aguilerayla düet de yaptı.
2003te sanatçının ikinci stüdyo albümü “the diary of alicia keys” müzik marketlerdeki yerini aldı. albümün prodüksiyonu için kanye west ve timbaland gibi isimlerle çalışan müzisyen, yeni albümüyle yine büyük bir başarı yakaladı ve “you don’t know my name”, “if i ain’t got you”, “diary” ve “karma” adlı şarkıları single olarak piyasaya sürdü. ticari anlamda da büyük başarı yakalayan albüm 4 kez platin plak aldı. 2005 grammylerinde ise tam 3 daldaki ödülün sahibi oldu. keys 2004te ayrıca usherın “confessions” adlı albümünde yer alan “my boo” isimli şarkıda müzisyene eşlik ettti. bu düet yine 2005te "en iyi r&b vokal düet performansı” dalında ona grammy kazandırdı.
ödüller ve başarılarla dolu geçen 2005 yılında ayrıca brooklyn müzik akademisi’nde bir unplugged konser gerçekleştiren müzisyen, bu performans kaydını albüm olarak yayınladı. eski şarkılarını farklı bir müzikal yorumla seslendirdiği bu konserinde ayrıca the rolling stones’un “wild horses” parçasını maroon 5 vokalisti adam levine ile birlikte söyledi. keys, common, mos def ve damian marley’in de katıldığı performansında “stolen moments” ve “unbreakable” adlı iki yeni şarkısını da seslendirdi. albüm kısa sürede amerika listelerinde üst sıralara yerleşti ve “unbreakable” ve “every little bit hurts” isimli singlelar büyük başarı kazandı.
2007de timbaland, john mayer, marsha ambrosius ve linda perry gibi müzisyenlerle çalıştığı üçüncü stüdyo albümü "as i am”i yayınlayan müzisyen, new jersey’deki live earth konserlerinde sahneye çıkarak keith urban ile the rolling stones’un “gimme shelter” adlı şarkısında düet yaptı. as i amden çıkan ilk single no one ise müzik otoriteleri ve dinleyiciler tarafından oldukça beğenildi.
sanatçı aynı yıı ilk sinema deneyimi olan “smokin’ aces” filmi için kamera karşısına geçti. hemen ardındansa “the nanny diaries” geldi ve son olarak 2008 yılı itibariyle halle berry ile birlikte başrollerini paylaştıkları “composition in black and white” adlı filmde rol aldı.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?