şafak türküsü

independence
ahmet kaya nin mukemmel bir $arkisi.nevzat celik tarafindan sozleri yazilmi$tir..$arki sadece $iirin ufak bir bolumunu icermektedir..

beni burada arama anne
kapida adimi sorma
saclarina yildiz dusmus
koparma anne
aglama

kac zamandir yuzum tirasli
gozlerim safak bekledim
uzarken ellerim
kulagim kiriste
olumu ozledim anne
yasamak isterken delice

bugun gorus gunu
gunlerden sali
islak
sari bir yagmur
ulkemin neresine bakarsa ay
orada yitik bir anne agliyor
sen araliyorsun yagmuru
acidan sirilsiklam alnina siper edip elini
sonra bir umut kosuyorsun
yuregin avcunda
isirirken
cirpinti gozlerini
(ah verebilseydim keske
yuregi avcunda kosan
herbir anneye
tepeden tirnaga ogula
ve kiza kesmis
bir ulkeyi armagan
kosma anne
birdenbire batacak olan
dus denizinde yarattigin umut sandalidir
oysa benim icin gece
isik hiziyla kosan
kisa ve soguk bir zamandir
bu yuzden boguk seslerle geldiler bir safak
uykusuz
yorgun
ve korkak

sanirim baytardi
yuregimin depreminde rihter olcegi catlarken
olebilir raporu veren beyaz onluklu doktor
bosver hipokrat amca
uzulme ne olur
sen de anne
sen de uzulme
hucremin dort bir kosesinde el ayak izlerimi
cigerlerimde yirtilan bir ciglikla hazir bekledigim
ve korkunc bir sabirla birbirine ekledigim
korkak kahraman gecelerimi
duslerimle sinirsiz
diretmisligimle genc
saskinligimla cocuk devrederken siradakine
usulca aciliverdi
yanagimda tomurcuk

pir sultan’i dusun anne
seyh bedrettin’i
borkluce’yi
torlak kemal’i dusun anne
hala kanamasi nedendir fasizmin gogsunde
utangacligi bile vuramadan yanaklarina yasinin
onsekizinde olumune pervasiz yuruyen
ince bilekli ciplak ayakli tanya’nin
deniz’i dusun anne
her mayis safaginda uzun
uzun doverken daragaclarini
ve o safaktan dogma
onbir yasini cigneyip yuruyen cocuklari
insanlari dusun anne
dusun ki yuregin sallansin
dusun ki o an
gunesli guzel gunlere inanan
mutlu bir yusufcuk havalansin

sicak omuzlar degerken omzuma
buz ustunde yurudum yillar boyu
bayraklar ve turkulerle
kopunca memelerinden o mukemmel yasama

kursunlar siktilar alnima
acik alanlarda agir
kartallarin konup kalktigi
yalcin kayalardan biriydim
olup dirildim yeniden
gunesli gunessiz aksamlarda

mutlu yarinlar adina
ozgurluk adina ekmek adina
ustune vardim kuyrugu kanli itlerin
dirilip donmesin diye hirosimalar
tahtadan atlarin boynuna ciplak
olumlerle yatmasin diye cocuklar
ac gozlerle bakmasin diye cocuklar
kardeslik adina
havadaki kus denizdeki balik adina
yurudum yillar boyu

donup bakmadim arkama
irakti gozlerim cok irak
izim kalir mi bilmem yurudugum yolda
kalsa da silinir gider
yalnizca bir agit gibi cakilir
ardimca gelenlere gozlerimi yaktigim yer

toren adimlariyla olmek
ne garip sey anne
kanli karanlik bir oyunda bas oyuncuyum
butun gozler ustumde

suruyor gecenin karninda safaga bakan oyun
masa ustunde usuyen bir sigara
yaninda kucucuk bir cam bardak
icinde rengi bu gecenin
ciliz titrek bir kibrit
kagit kalem
sandalye
geride flu
yagli
bukum bukum bir ip
ve cingene kuralina uygun
degismez dekoru mudur
idam mahkumunun

kirilacak cammisim gibi davraniyorlar
yuzlerinde zoraki catilmis bir huzun
oysa birazdan boynumu kiracaklar
pul pul dokulecek yaz sivasi eylul’un

ben olumu asil az otede titreyen
cingenenin kara killi ellerinde gordum
anladim ki kullenen sigaradir
soguyan bir bardak caydir benim omrum

yani benim guzel annem
alacasafaginda ulkemin
yildiz ucurmak varken
oturup yildizlar icinde
kendi buruk kanimi ictim

ne garip duygu su olmek
optugum kizlar geliyor aklima
bir aciklamasi vardir elbet
giderken daragacina

geride
masa ustunde boynu bukuk kaldi kagit kalem
bagisla beni guzel annem
ogul tadinda bir mektup yazamadim diye kizma bana
elleri degsin istemedim
gozleri degsin istemedim
aglayip koklayacaktin
belki bir omur tasiyacaktin koynunda

usul adimlarla yurudum omrumu
karsimda kurum kurum-lasan daragaci
(tarlakusu korkmaz ki korkuluktan
okse de olsa dort bir yani)
birdenbire acidi boynum
gelecekler var birbiri ardinca genc
yakisikli

ne olur isci kadinim
az yumusak dik
su kefenin yakasini

yasamak agrisi asildi boynuma
oysa turku tadinda yasamak isterdim
cicekleri kokmak irmaklari akmak
yaz boyu cobanaldatanlara aldanmak
su baslarinda aylak sektirmek kavalimi
sonra bir cocugun afacan bacaklarinda
anavarca kayaliklarina tirmanmak isterdim
o guzel gunleri gorenler arasinda
bir soluk ben de yasamak isterdim
bir de luvr muzesinde seyretmek gizliden
operken siya-u jakond’u tebessumunden
iste o an saclarindan yakalamak dolunayi
bir de yirmibes kilometreden gorebilmek
nazim’in gozleriyle piril piril moskova’yi

olmek ne garip sey anne
bayram kartlarinin tutsakligindan asirip bayrami
sedef kakmali bir kutu icinde
vermek isterdim cocuklarin ellerine
sonra
sonra benim guzel annem
damdan duser gibi
vurulmak isterdim bir kiza

kunyemi okudular
sucumuz malum

gecenin kiyisinda durmusum
kefenin cebi yok
koynuma yildiz doldurmusum
kosun cocuklar cocuklar kosun
sabah ustume
ustume geliyor
yanlis mi duydum yoksa
erkenci bir horoz mu otuyor
keskin bir aci bilenmis
gitgide yaklasiyor sonum

iri sozlerim yoktu soyleyecek
usulca baktim yuzlerine
bin yillik iskeletleri catirdayarak
goctu ayaklarinin dibine

korkutamadilar beni anne
avlunun ortasinda catik bir kas gibi duran
daragaci
bir zaman ruzgarda
sacini tarayan telli kavak degil mi
boynumdaki kemendi bir ogle sonu bukerken o kiz
sari sicak sevdasini dusunmedi mi
soyle anne
o cingene
bir cicek bahcesi kadar sicak sokagimizdan
bagira cagira gecen bohcaci kadini
sevmedi mi cilginca

kurulmus tuzaklar yok artik yolumda
iskenceler zindanlar hucreler
savunmak yok mutlu tok bir yasami
aclik grevlerinde beynimi bir sican gibi kemiren
mideme karsi
kisacasi
bir cicegi dusunurken urpermek yok
gulmek umut etmek ozlemek
ya da mektup beklemek
gozleri yatirip iraklara

olmek ne garip sey anne
artik duvarlari kanatircasina tirnagimla
saskin umutlu siirler yazamayacagim
mutlak bir inancla gozlerimi tavana cakamayacagim
baba olamayacagim ornegin
toprak olmak ne garip sey anne
ceplerimde el yerine balyoz tasirken
korkunc bir merakla beklerken kurtulus haberlerini
ve yuregimin irmaklari tasti
tasacakken
olmek ne garip sey anne

ucurumlar ki sende buyur
dagdir ki sende gocer
ben yaprak derim cicek derim
cam diplerinde acmis kanatlarini kozalak derim
gul yanakli cocuga benzer
yine de
oglunu yitirmek kimbilir
ne garip sey anne

beni burada arama anne
kapida adimi sorma
saclarina yildiz dusmus
koparma anne
aglama
kirildiysa dus evinin kapisi
butun kirik kapilarin cagrilisiyim
kizlarin yanaklarinda cukurlasan
biten baslayan asklarin ortasindayim
her kavgada olen benim
bayrak tutan carpisan
her kadin topragi tirnaklayarak dogurur beni
ozlem benim kavga benim ask benim
bekle beni anne
bir sabah cikagelirim

bir sabah anna bir sabah
acini supurmek icin actiginda kapini
umarim kurtulus haberleriyle donmus olur
cam ve kekik kokulari icinde aci yuzlu cocuklar
o zaman nasil indirilmislerse sen sakrak
oylece kalkar uykudan salterler
disleyip tukurmeden sigaralarini
turku tadinda giyinirken isciler

bir sabah anna bir sabah
acini supurmek icin actiginda kapini
adi baska sesi baska nice yasitim
koynunda cicekler
cicekler icinde bir ulke getirirler
baslarini koymak icin yogun dizine
sen hazir tut dizini anne
o mukemmel gune ..
seyhmerat
bir sabah anne bir sabah
acini supurmek icin actiginda kapini
adi baska sesi baska nice yasitim
koynunda cicekler
cicekler icinde bir ulke getirirler
baslarini koymak icin yogun dizine
sen hazir tut dizini anne
o mukemmel gune ..

sonunda yer alan bu dizesiyle beni benden almis olan sarkidir.ayrica bu dortlugun derin ve sakat anlamlari ortaya cikabilir bu yuzden beni hep dusundurmustur,ama tam tersi iyide bir anlami cikabilir degisik gercekten..
maliyeci
" adi baska sesi baska nice yasitim
koynunda cicekler
cicekler icinde bir ulke getirirler " kisminda mevzu bahis kurt devleti hayali acik acik gorulse de insan dinlerken kendinden geciyor,cok etkileyici...

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol