ilk tanımı 1989 yılında william s. lind tarafından yapılan ancak -ne acıdır ki-ülkemizde 1950 yılından itibaren sinsi sistematik bir biçimde uygulanan savaş modeli.
ilk başlarda oldukça yavaş bir biçimde gelişen ancak olmayan sovyet tehdidine karşın herhangi bir sovyet tehdidi varmış gibi gösterilerek nato'ya katılmamızla hızlanan ve ivme kaydeden, türkiye'nin bütün hayati fonksiyonlarını felce uğratabilmiş ve bozguna uğratmış bir gizli savaştır.
örnek a :
2011 yılından itibaren türk silahlı kuvvetlerinin ergenekon balyoz iftira ve kumpasları ile kaybettiği subay sayısı yüzlerle general sayısı onlarla ifade edilmekte.
(amerika birleşik devletleri ikinci dünya harbinde sadece 5 general kaybetmiş olmasına karşın günümüz de türkiye tek bir silah patlamadan onlarca generalini kaybetti.)
15 temmuz darbe girişimi ile iyiden iyiye hissedilen bu savaş türünün dünyanın en kudretli ordularından birine bile tek bir mermi kullanmadan bu denli zarar verişi dördüncü nesil savaş türünün ne denli tehlikeli ve sarsıcı olduğuna bir işarettir.
bu savaş türün de cephe olmaz.
silah beyindir.silah medyadır.
bu savaşta atom bombası da yoktur.
ondan da tehlikelisi vardır ancak
beyinleri esir eden dehşet derece de teferruatlı ve yıpratıcı olan, karşısında direnmenin imkansıza yakın olduğu bir psikolojik savaşla karşı karşıyadır halk.
dördüncü nesil savaş
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?