tito

darth sidious

balkanlar tarihinde bir ruya, bir kabus ya da tam adini koyamayacagimiz bir zaman dilimi, bir devlet baskani…donem, 1945-1980 yillari arasi, baskan tito ve yer, “bal kadar tatli ama kanla dolu” balkanlar… tito, 1945 yilindan, hayatini kaybettigi 1980 yilina kadar sosyalist yugoslavya federasyonu baskanligini yapti. josip broz tito, mart 1945’te basbakan secildiginde, almanlari ulkeden kovmayi basarmanin mutlulugunu yasayan yugoslavlar birlesti ve ulkenin tum kontrolunu tito hukumetine devretti.
“balkanlilar” denize dusunce yilana mi sarilmisti, yoksa onlar icin en dogru olani mi bulmuslardi? bu sorunun, o donemde de tek bir yaniti yoktu, simdi de… o donemde savas yoktu; peki ama baris var miydi? ya da baris kimin icindi? tito doneminde balkanlar’da hic savas olmadi diyebiliriz; ama hic kan dokulmedi, insanlar esitler ulkesinde mutlu mesut yasadilar da diyebilir miyiz? bu kadar masalsi bir donem ve “iyi” adamin olumuyle aci sonla biten, kotulere, savascilara kalan bir ulke… hayat, hic kimse icin bu kadar masalsi degil; balkanlar icin hic degil! tito’nun yonetiminde, bazilari ulkesinde ve savastan uzak yasadi; bazilari ise hem ulkesinden, hem baristan uzak yasadi. butun bunlar kimin secimiydi, bir donem kimin hayatini yasadi balkanlilar?
sinirlari icinde slav kokenli halklarin yani sira cingeneler, arnavutlar, makedonlar ve turkler gibi pek cok farkli etnik grup olmasina ragmen, “guney slavlarinin ulkesi” adi altinda birlestirdigi yugoslavya’nin gelecegine inaniyor muydu tito? yoksa aldigi elestirilerdeki gibi, gercekten yaptigi; “tarihi, onu yasayanlardan saklayarak” hayali bir ulke yaratmak miydi?
belki de iktidarda kaldigi 35 sene boyunca soyle(ye)medigini olumunden birkac ay once kendisini ziyarete gelen eski abd disisleri bakani yardimcisi w. averell harriman’in “peki sizden sonra ne olacak?” sorusuna cevaben soylemisti: “beni anlamiyorsunuz. ben partizanlarin lideri olarak basa gectigim zaman tum ulke beni destekledi. bir daha asla boyle bir sey olmayacak. o donemde savas nedeniyle bu kadar buyuk bir guce kavusmustum. bir tek ardil secmem olanaksizdir. sonucta ulkeyi bolunmekten kurtarmanin yolu yoktur!”
peki, olumunden 23 yil sonra, bugunun balkanli gencleri ne dusunuyor tito icin? tito’yu nasil biliyorlar, nasil yorumluyorlar o yillari? “o yillardan miras kalanlarla” buyuyen, degisimi yasayan, savasi yasayan balkanli genclere sorduk; balkanlar’in sustugu donemi… onlar da, kendilerine anlatilanlari, yasadiklarini, hissettiklerini, celiskilerini kaleme aldilar akil defteri icin. raftaki defterlerimizin arasina ekledigimiz “tito’yu nasil bilirsiniz?” dosyasinda, iyisiyle kotusuyle balkan tarihi icin oldukca tartismali bir donemin izleri var.
bazilari, “parlak renkli bir limuzinle dolasan, sisman purolar icen devlet baskanlarinin geriye demokrasiden vazgecme bedelini odemis bir baris ortami biraktigini” dusunuyor. bazilari, ulkesinin simdiki durumunun o gunlerden daha iyi olmadigini soyluyor. bazilari da, bugun onun arkasindan yas tutan ve “yugoslavya, harikalar diyari” nostaljisini yasayan insanlari garipsedigini soyleyerek; “ondan sonra gelenlerin daha iyi oldugunu dusundugum icin degil ama biliyorum ki tito’nun yugoslavya’si sadece bir teneffustu. katliamlar icin kisa bir uyku donemi ve bati kredileri, rus silahlari ile ev yapimi ideolojik uydurmalarin destekledigi bir ilizyondu sadece” diyor.
balkanlari anlamak icin, balkanlari “yasamak” gerekir derler. cunku, orada bazen herkes haklidir.
tito kimdir? kisa bir tarihsel bilgi…
1892 yilinda hirvatistan’in kumrovec bolgesinde sloven bir anne ve hirvat bir koylu babanin oglu olarak dogan tito -ya da gercek adiyla josip broz- birinci dunya savasi sirasinda avusturya-macaristan imparatorlugu ordusunda gorev yapti, savasta yaralanarak ruslarin eline esir dustu. 1917 rus devrimine bolseviklerin tarafinda destek veren josip broz, 1918 yilinda savasin bitmesiyle, daha sonra yugoslavya adini alacak olan, sirp-hirvat-sloven kralligi’na dondu. dogdugu ulke olan hirvatistan’a donus sebebi, yasadisi olarak komunist parti’nin orgutlenmesini saglamakti. yakalanarak hapse atildi ve 1928’den 1934 yilina kadar hapiste kaldi. hapishane gunleri sirasinda tito takma adini aldi. hapisten ciktiktan sonra (once komuntern ve ardindan komunform adini alan) komunist enternasyonal’de gorev yapmak icin moskova’ya gitti.
1936 yilinda komunist parti’yi resmen kurmak icin yugoslavya’ya geri dondu ve 1937’de yugoslav komunist partisi’nin (ykp) genel sekreterligi gorevini ustlendi.
nazi almanyasi 1941 yilinda hem yugoslavya’yi hem de sscb’yi isgal edince tito tum yugoslavlari nazilere ve onlari destekleyen fasist hirvatlara (ustasalar) karsi direnmeye cagirdi. 1942 yilinda gecici ve komunist politikalari guden bir hukumet kuran tito, bu hareketiyle cetniklerle (monarsi isteyen asiri milliyetci sirplar) karsi karsiya geldi.
1944 yilinda savasta almanya’nin karsisinda yer alan muttefiklerin de destegini alan tito, mart 1945’te basbakan secildi. yil sonunda almanlari ulkeden kovmayi basaran yugoslavlar birlesti ve tum kontrolu tito hukumetine devretti. monarsi’den demokrasiye gecisle ilgili herhangi bir referandum yapilmadi. cunku tito, ulkeye tek partili sistemi getirmisti.
tito, 1945 yilindan itibaren 35 yil boyunca sosyalist yugoslavya federasyonu baskanligini yapti. bu sure zarfinda, soguk savas’in gerilimli ortaminda “baglantisizlar hareketi”ne de onculuk etti. josip broz tito, 4 mayis 1980 tarihinde slovenya’nin baskenti ljubljana’da hayatini kaybetti.

http://ilef.ankara.edu.tr/akildefteri/yazi.php?yad=2575
nofear
evlerimizi,topraklarımı,hayvanlarımızı,mallarımızı gasp ederek bizi ata yadigarı topraklardan yollayan,cehennemde yanmasını ümit ettiğim diktatör.
ya basta viva zapatista
6 halkın barış ve kardeşlik içinde, özyönetimci sosyalizm ile nasıl yaşayabileceğini tüm dünyaya göstermiş büyük devrimci önderlerdendir.stalin ile anlaşamamış ve sscb ile düşmanı kapitalist blok arasında farklı bir hayatı örgütleyebilmiştir.kimsenin topraklarını ,mallarını, evlerini gaspetmiş değildir;o topraklar daha önce başkaları tarafından gaspedilmemişse.
ankakusu
bu adam, baris ve kardeslik... inanamiyorum sayin seyriciler. korukorune bir ideolijiye sarilmak bu olsa gerek. ozelestiriden yoksun olmak bu olsa gerek. hatalari, sirf ayni fikri paylastigi icin, gormemek ne uzucu.
ne mutlu ozelestiri yapip, gozleri ve gonulleri fasist misali bir ideolijye bagli olmayanlara.
ankakusu
fasist misali ideolijelrine bagli, (fasistin oyle bir anlami varmis meger)bazi ozelestireden yoksun insanlarin hala koruduklari kisi.

sizleri bir gun o donemi yasayanlari dinlerken gormeyi isteriz. yok, yok gercekten isteriz. hep ayni seyleri gevelemenizden, baya bir sikildik cunku. kafanizda kurdugunuz alli gullu dunyanin, icine girince kokusmus oldugunu anlarsiniz belki. dunyanin gercekleriyle tanisirisiniz umarim bir gun.

ha bu demek degildir ki tito gittikten sonra daha iyi oldu. hayir daha kotu oldu belki ama tito donemini baris ve kardeslik donemi diye vasiflandirmak biraz ucuk bir tez.
ya basta viva zapatista
zamanında kendilerini işgalci saymayan bir neslin evladının, bir bölgenin gerçek sahipleri bunları oradan çıkardı diye isyan eylediği halkların sonradan önderi olan kişilerden birisidir.

tito’nun ideolojik hattında milliyetçiliğin olmadığını anlayamayan bizim milliyetçilerimiz onun da kendileri gibi hareket ettiğini sanmaktadırlar.bir insana verilen değerin ideolojik boyutunu göz ardı edenler kendilerinin de ideolojik karşıtlığı üzerinden etkinlikte bulunduklarını görememektedirler.ezcümle tito 6 halkı hiç bir sorun ve düşmanlık içinde bir arada tutmamıştır ve bir diktatör edası ile ülkeyi yönetmemiştir.stalin sscb’si ile tito yogoslavya’sını karıştırmak abesle iştigaldir.

not:faşizm, faşist, diktatör ve sair kavramların ne olduğunu iyice bilip onun üzerine kafa yormak ve yazmak gerekir.örneğin stalin bir faşist olmadığı halde bir dikatatördü.bu anlamda eğer kullandığımız ifadelerin ne olduğu konusunda bilgimiz eksikse ve kelimeleri yanlış seçersek bu bizi anlaşılmazlığa götürür.
ankakusu
binlerce adam oldur ve sonra kardeslikten bahset. ne kardesligi bu ya? kardeslik ve baris boyleyse.
diktator edasi ile ulkesini yonetmis bir adamdir. demir yumrugu ile ulkesini yonetmistir.

simdi sorabilirisiniz ki, madem oyle niye ulkesini ayakta tutabildi? once nazi korkusu,(iktidara gelmesine vesile olmustur) sonrada sovyet korkusu bu adamin yikilmasina mani olmustur.

ayrica madem tito kardesligi benimsemisti niye, isgalcide olsa, insanlari ulkeden cikardi? nerede kaldi insanlarin kardesligi? (hani tum insanlar kardesti hic fark yoktu?)

savasti, suydu, buydu bahanesiyle binlerce cani almis bir adam, baris ve kardeslik... eli kanli bir diktator.
dinleri baskiya tabi tutmus bir adam. musluman olmayi zorlastirmis sonra bakti islemeyince 1974’te baskiyi hafifletmis bir dahi. muhaliflerini asmis bariscil adam.

yugoslavya tarihinde, her seye ragmen, belkide en iyi yonetim bu adamin donemindedir. bu hususta zaten bir lafim olmadi ama bu donemi dahi baris ve kardeslik donemi diye vasiflandirmak gercekten ucuk bir laf. eger oyle diyecek olursak baris ve kardesligi cok alcatmis oluruz. vurguyu asil yapmak istedigim nokta bu.

ek: bu donem gercekten yugoslavya tarihinin baris ve kardeslige en yakin oldugu donemdir ama yinede esas baris ve kardeslik donemi degildir bana kalirsa.

ekin eki: bu adam boyle bir cografyada hukum surmeyi becermistir. ne olursa olsun, parcalanmadan yonetebilmistir ve bu bakimdan takdire layiktir. (gerci nasil yaptigi ayri bir mesele) simdi ustte yazdiklarimla bir tezat icinde oldugum dusunulebilir lakin burada bahsettigim sadece ulkeyi, siyaseten ince ve takdir edilesi bicimde, yonetmesidir. bu takdirim ozellikle dis siyasetle ile ilgili dersem yalan olmaz.

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol