dermanı bulunamayan hastalık.
ders çalışamamak
ders çalışamamak diye bir şey yoktur, ders çalışmayı istememek diye bir şey vardır.çünkü ders çalışmak için sadece kalem kağıt ve sadece derse konsantre olabilecek bir beyin yeterli değildir.yanında bir de istek olmalıdır ki ders çalışılabilsin..
(bkz: alışkanlık) olarak tanımlanabilen,üniversitede okuyan bi öğrenci için artık değiştirilemeyecek durumdur.kişi kendini kasmamalıdır.zaten ders çalışamıyorsa kendini üzmeye,boşa stres yapmaya gerek yoktur.sınavı olacak olan dersin notları uzunsa ve bi gecede bitmeyeceği tespit edilmişse hiç başlanmaması tavsiye edilir.
sınırsız süreniz vardır, evde gayet ders çalışmaya elverişli bir ortam ve hatta ev arkadaşlarınız vardır ama gelin görün ki insanın içinden zerre ders çalışmak gelmez bütün hafta sonu mal mal oturur. notlar bile tamdır lan.
iki haftalik tatilde azicik ogrenirim diyerek tum tatil boyunca hicbir halt yapmamis olanlari da mevcuttur.
depresif ögrenci modeli.ders calısamaz dünyayı kurtarır oturdugu yerde.
her sınıfta bir kac kişinin asla basına gelmeyen durum.bazıları her daim çalışır.
ilk finalin iyi geçmesiyle an itibariyle rehavete kapılmak...
an itibariyle hakkını vererek gerçekleştirdiğim eylemdir.
ilk üç sınavının iyi geçmesiyle rehavete kapılıp yayıp oturma, oturup sözlüğe entry girme halidir.
12 saat sonra sınavı olan birinin sözlüğe 12 saat sonra sınavı olan birinin şeklinde entry girmesi
bir bölüme birinci olarak girer ve birinci senenizide birinci olarak tamamlarsananız hakkınız ve şansınız olmayan anlamı unutulan kelimeler
şu an gayet başarılı olarak yaptığım eylem.
(bkz: ders çalışamamak yoktur tembel öğrenci vardır.)
(bkz: ders çalışamamak yoktur tembel öğrenci vardır.)
bir yandan eurovision, bir yandan da sozluk insanin hayatini oldukca isgal edince basbasa kalacaginiz kacinilmaz son.
sözlük bağımlılığının son noktası.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?