turk edebiyatina yeni bir ekol katmis,siirlerinde ve yazilarinda surrealizm akiminin etkileri gorunen sair.
sezai karakoc
(bkz: mona rosa)
(bkz: abdurrahim karakoc)
1933te diyarbakır’ın ergani ilçesinde doğdu. parasız yatılı okuduğu gaziantep lisesini 1950de bitirdi. 1955te ankara üniversitesi siyasal bilgiler fakültesi maliye ve iktisat bölümü’nden mezun oldu. 1956-1965 arasında maliye müfettiş yardımcılığı ve gelirler kontrolörlüğü görevlerinde çalıştı. temmuz 1965te memurluktan ayrıldı. gazetecilik ve yayıncılık işlerine girişti. "diriliş" dergisini aylık, haftalık bazen haftada iki kez yayınladı. 1971den sonra kısa bir süre için gelirler genel müdürlüğünde gelirler kontrolörlüğü yaptı. 1974 sonrası yeniden devlet memurluğu görevinden ayrılarak gazetecilik ve yayıncılığa başladı. yeni istiklar, yeni istanbul, babıalide sabah, milli gazetede yazılar yazdı. ilk şiiri 1951de "hisar" dergisinde çıktı. üniversite yıllarında 1955te "şiir sanatı" dergisini çıkardı. mülkiye, yenilik, xx. asır, istanbul, şiir sanatı dergilerindeki şiirleriyle tanındı. başlangıçta pazar postasında ikinci yeni akımı doğrultusunda şiirler yazdı. daha sonraki yıllarda tümüyle kendi şiirine yöneldi. yeni biçim araştırmalarına, değişik imgelerle kendine özgü, mistik ve islami içeriğe yer veren eserleriyle kuşağının en iyi şairleri arasına girdi. gazete yazılarında ise islam toplumlarının çağdaş dünyadaki konumlarını ele aldı. eski türk uygarlıklarına ilişkin değerlerle, çağdaş bir kişilik oluşturma düşüncelerini işledi.
eserleri
şiir:
körfez (1959)
şahdamar (1962)
hızırla kırk saat (1967)
sesler (1968)
taha’nın kitabı (1968)
kıyamet aşısı (1968)
gül muştusu (1969)
zamana adanmış sözler (1970)
şiirler (1975)
ayinler (1977)
leyla ile mecnun (1981)
ateş dansı (1987)
alınyazısı saati (1989)
deneme-inceleme:
yunus emre (1965)
yazılar (1967)
islamın dirilişi (1967)
islam toplumunun ekonomik strüktürü (1967)
mehmet akif (1968)
mağara ve işık (1969)
edebiyat yazıları 1 (1982)
edebiyat yazıları 2 (1986)
ödülleri
1968 milli türk talebe birliği milli hizmet madalyası
1970 sürgündeki macar yazarları gümüş madalya ödülü
1982 türkiye yazarlar birliği hikâye ödülü
1988 türkiye yazarlar birliği üstün hizmet ödülü
1991 dünya sanat ve kültür akademisi ödülü
eserleri
şiir:
körfez (1959)
şahdamar (1962)
hızırla kırk saat (1967)
sesler (1968)
taha’nın kitabı (1968)
kıyamet aşısı (1968)
gül muştusu (1969)
zamana adanmış sözler (1970)
şiirler (1975)
ayinler (1977)
leyla ile mecnun (1981)
ateş dansı (1987)
alınyazısı saati (1989)
deneme-inceleme:
yunus emre (1965)
yazılar (1967)
islamın dirilişi (1967)
islam toplumunun ekonomik strüktürü (1967)
mehmet akif (1968)
mağara ve işık (1969)
edebiyat yazıları 1 (1982)
edebiyat yazıları 2 (1986)
ödülleri
1968 milli türk talebe birliği milli hizmet madalyası
1970 sürgündeki macar yazarları gümüş madalya ödülü
1982 türkiye yazarlar birliği hikâye ödülü
1988 türkiye yazarlar birliği üstün hizmet ödülü
1991 dünya sanat ve kültür akademisi ödülü
(bkz: kara yılan)
(bkz: köşe)
(bkz: yağmur duası)
bu kuklaların kukla olmadığı besbelli
ne söyledilerse tıpıtıpına gerçek besbelli
altın saçlarını yana atışı yok mu lilinin
lilinin yağdan kıl çekercesine inanışı
lilinin yağdan kıl çekercesine yaşayışı yok mu
kuklalar titremesin ne yapsın
adam konuşmasını bilmezse ne yapsın
kuklaların kukla olmadığı besbelli
lilinin çekip gideceği besbelli
lilinin dönüp geleceği besbelli
ekmek ha bakkalın olmuş ha cabaret de parisnin
sen herhangi bir ekmek yiyeceksin işte lili
ekmek ne kadar allahınsa lili de o kadar allahın lili
yüzün ruhun kadar aydınlık ya lili
gönlün soğuk sular güzel aynalar gibi ya lili
anladın ya kutunun içinden çıkan mendil
olamaz üsküdardan geçeriken bulduğun mendil
-bizi bırakıp nereye gidiyorsun lili
demek bizi bırakıp gidiyorsun lili
sen daima güzeller güzelini bulursun lili
sen istesen de taş yürekli olamazsın
sen daima güzeller güzeli olursun lili
demek gideceksin arkana dönüp bakmayacaksın
hangi kuş hangi şafakta ölecek görmeyeceksin
öyleyse al bu kürkü bu veda kürkünü lili
tüyleri şiirler olan bu mahcup kürkü
sen daima sultanlar sultanı olursun lili
demek sen gidiyorsun lili
bizi öpmeden mi gideceksin lili
lilinin güneşin altında duruşu yok mu
perdeleri sıyırıp çirkin adamı burnundan yakalayışı yok mu
eline bavulunu alışı yollara koyuluşu yok mu
çirkin adamın güzel adam oluşu yok mu
yaklaşıp onu saçlarından yakalayışı
uzaklaşıp yollarda yol oluşu yok mu
lilinin bir tavşan gibi koşuşu
keklik gibi dönüp bakışı ve yıldırım gibi koşuşu yok mu
adam da tam o zaman kapıdan çıkmaz mı dışarı
lilinin adamın boynuna çocukça ve çılgınca atılışı yok mu
ben konuşmasını bilmem lili
(bu muhtesem siirin yazarı)
ne söyledilerse tıpıtıpına gerçek besbelli
altın saçlarını yana atışı yok mu lilinin
lilinin yağdan kıl çekercesine inanışı
lilinin yağdan kıl çekercesine yaşayışı yok mu
kuklalar titremesin ne yapsın
adam konuşmasını bilmezse ne yapsın
kuklaların kukla olmadığı besbelli
lilinin çekip gideceği besbelli
lilinin dönüp geleceği besbelli
ekmek ha bakkalın olmuş ha cabaret de parisnin
sen herhangi bir ekmek yiyeceksin işte lili
ekmek ne kadar allahınsa lili de o kadar allahın lili
yüzün ruhun kadar aydınlık ya lili
gönlün soğuk sular güzel aynalar gibi ya lili
anladın ya kutunun içinden çıkan mendil
olamaz üsküdardan geçeriken bulduğun mendil
-bizi bırakıp nereye gidiyorsun lili
demek bizi bırakıp gidiyorsun lili
sen daima güzeller güzelini bulursun lili
sen istesen de taş yürekli olamazsın
sen daima güzeller güzeli olursun lili
demek gideceksin arkana dönüp bakmayacaksın
hangi kuş hangi şafakta ölecek görmeyeceksin
öyleyse al bu kürkü bu veda kürkünü lili
tüyleri şiirler olan bu mahcup kürkü
sen daima sultanlar sultanı olursun lili
demek sen gidiyorsun lili
bizi öpmeden mi gideceksin lili
lilinin güneşin altında duruşu yok mu
perdeleri sıyırıp çirkin adamı burnundan yakalayışı yok mu
eline bavulunu alışı yollara koyuluşu yok mu
çirkin adamın güzel adam oluşu yok mu
yaklaşıp onu saçlarından yakalayışı
uzaklaşıp yollarda yol oluşu yok mu
lilinin bir tavşan gibi koşuşu
keklik gibi dönüp bakışı ve yıldırım gibi koşuşu yok mu
adam da tam o zaman kapıdan çıkmaz mı dışarı
lilinin adamın boynuna çocukça ve çılgınca atılışı yok mu
ben konuşmasını bilmem lili
(bu muhtesem siirin yazarı)
(bkz: şahdamar)
mülkiyelidir.ne kendisinin ne şiirlerinin ünlü olmasını istemez.
(bkz: ping pong masasi)
(bkz: anneler ve cocuklar)
(bkz: ey sevgili)
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?