peyami safa 1899da istanbulda dogumlu olan,romanlarinda olaydan cok tahlile onem veren. toplumumuzdaki ahlâk cokuntusunu, medeniyetin yarattigi bocalamayi, nesiller ve sosyal cevreler arasindaki catismayi dile getirmistir. zit kavramlari, duygu ve dusunce tezadini ustaca isleyen. fakat suan icin elinizde sozluk olmadan okuyamayacaginiz kitaplara sahip bir yazar. baslica romanlari da sunlardir:
gencligimiz ,simsek , sozde kizlar,mahser , bir aksamdi ,sungulerin golgesinde, bir genc kiz kalbinin curmu ,canan , dokuzuncu hariciye kogusu ,fatih-harbiye ,atilla , bir tereddudun romani,matmazel noralyanin koltugu yalniziz ,biz insanlar
peyami safa
server bedi imzasiyla roman yazan yazarimizdir.
dokuzuncu hariciye kogusu adli romanin yazari.
1899’da istanbul’da doğdu, 15 haziran 1961’de istanbul’da yaşamını yitirdi. psikolojik romanlarıyla tanınan yazar. şair ismail safa’nın oğlu. babası sivasta sürgünde yaşamını yitirdi. yoksulluk ve 9 yaşında yakalandığı kemik veremi nedeniyle düzenli bir eğitim almadı. bir yandan çalışırken bir yandan da kendi kendini yetiştirdi. 13 yaşında hayata atıldı. posta telgraf nezaretinde memur olarak çalıştı. 1914-1918 arasında öğretmenlik, 1918-1916 arasında gazetecilik yaptı. hayatını yazıları ile kazandı. babası gibi şair olan amcaları ahmed vefa ve ali kâminin yönlendirmesiyle edebiyata başladı. kardeşi ilhami ile çıkardığı "yirminci asır" adlı akşam gazetesinde "asrın hikâyeleri" başlığıyla yazdığı magazin hikayeleriyle dikkat çekti. para kaygısıyla yazdığı sıradan yazılarda annesi server bedianın adından esinlenerek yarattığı "server bedii" takma adını kullandı. bu isimle kaleme aldığı "cingöz recai" isimli polisiye dizi romanları büyük ilgi gördü. kültür haftası (21 sayı, 15 ocak-3 haziran 1936) ve türk düşüncesi (63 sayı, 1953-1960) adlarında iki dergi çıkardı. tasvîr-i efkâr, cumhuriyet, milliyet, tercüman, son havadis gazetelerinde yazdı. çok sevdiği oğlu merve’yi askerlik hizmeti yaparken kaybedince derinden sarsıldı. bu olaydan birkaç ay sonra istanbul’da beyin kanaması sonucu yaşamını yitirdi. edirnekapıda toprağa verildi. sanat, edebiyat, felsefe, psikoloji, sosyoloji gibi değişik alanlarda yazdığı yazılarla çok yönlü bir yazar oldu. 43 yıl hiç durmadan yazdı. ilk döneminde değişik ilgi alanları içinde sol eğilimli siyasal akımlara ilgi gösterdi. 1930da basılan ve genç bir hastanın psikolojisini yansıtan otobiyografik romanı "dokuzuncu hariciye koğuşu"nun ilk baskısını "nâzım hikmet"e ithaf etmişti. ama 2nci dünya savaşından sonra nazileri savundu. ölümünden bir süre önce metapsişik konulara yöneldi. 1949da yayınlanan son eserlerinden "matmazel noraliyanın koltuğunda"da tıp öğrenimi yaparken bunalıma girerek felsefeye yönelen ve sonuçta mistik dünya görüşünde karar kılan bir gencin öyküsünü anlattı. edebiyat ve siyaset tartışmalarının hep içinde bulundu. nâzım hikmet, nurullah ataç, zekeriya sertel, muhsin ertuğrul, aziz nesin’le polemiklere girdi. ayrıca ders kitapları da yazdı.
eserleri
roman:
gençliğimiz (1922)
şimşek (1923)
sözde kızlar (1923)
mahşer (1924)
bir akşamdı (1924)
süngülerin gölgesinde (1924)
bir genç kız kalbinin cürmü (1925)
canan (1925)
dokuzuncu hariciye koğuşu (1930)
fatih-harbiye (1931)
atilla (1931)
bir tereddüdün romanı (1933)
matmazel noralya’nın koltuğu (1949)
yalnızız (1951)
biz insanlar (1959)
öykü:
hikayeler (halil açıkgöz derledi, 1980)
oyun:
gün doğuyor (1932)
inceleme-deneme:
türk inkılâbına bakışlar (1938)
büyük avrupa anketi (1938)
felsefî buhran (1939)
millet ve insan (1943)
mahutlar (1959)
mistisizm (1961)
nasyonalizm (1961)
sosyalizm (1961)
doğu-batı sentezi (1963)
sanat- edebiyat-tenkid (1970)
osmanlıca-türkçe- uydurmaca (1970)
sosyalizm-marksizim- komünizm (1971)
din-inkılâp-irtica (1971)
kadın-aşk-aile (1973)
yazarlar-sanatçılar- meşhurlar (1976)
eğitim-gençlik-üniversite (1976)
20. asır- avrupa ve biz (1976)
ders kitaplari:
cumhuriyet mekteplerine millet alfabesi (1929)
cumhuriyet mekteplerine alfabe (1929)
cumhuriyet mekteplerine kıraat (dört cilt, 1929)
yeni talebe mektupları (1930)
büyük mektup numuneleri (1932)
türk grameri (1941)
dil bilgisi (1942)
fransız grameri (1942)
türkçe izahlı fransız grameri (1948)
eserleri
roman:
gençliğimiz (1922)
şimşek (1923)
sözde kızlar (1923)
mahşer (1924)
bir akşamdı (1924)
süngülerin gölgesinde (1924)
bir genç kız kalbinin cürmü (1925)
canan (1925)
dokuzuncu hariciye koğuşu (1930)
fatih-harbiye (1931)
atilla (1931)
bir tereddüdün romanı (1933)
matmazel noralya’nın koltuğu (1949)
yalnızız (1951)
biz insanlar (1959)
öykü:
hikayeler (halil açıkgöz derledi, 1980)
oyun:
gün doğuyor (1932)
inceleme-deneme:
türk inkılâbına bakışlar (1938)
büyük avrupa anketi (1938)
felsefî buhran (1939)
millet ve insan (1943)
mahutlar (1959)
mistisizm (1961)
nasyonalizm (1961)
sosyalizm (1961)
doğu-batı sentezi (1963)
sanat- edebiyat-tenkid (1970)
osmanlıca-türkçe- uydurmaca (1970)
sosyalizm-marksizim- komünizm (1971)
din-inkılâp-irtica (1971)
kadın-aşk-aile (1973)
yazarlar-sanatçılar- meşhurlar (1976)
eğitim-gençlik-üniversite (1976)
20. asır- avrupa ve biz (1976)
ders kitaplari:
cumhuriyet mekteplerine millet alfabesi (1929)
cumhuriyet mekteplerine alfabe (1929)
cumhuriyet mekteplerine kıraat (dört cilt, 1929)
yeni talebe mektupları (1930)
büyük mektup numuneleri (1932)
türk grameri (1941)
dil bilgisi (1942)
fransız grameri (1942)
türkçe izahlı fransız grameri (1948)
(bkz: selma ve gölgesi)
iyi bir gözlemci oldugu betimlemelerinden anlaşılan yazar. hani olur ya, her gün görürsünüz,duyarsınız yada kokusunu alırsınız ama bir türlü dillendiremezsiniz onun neye benzedigini; o anda peyami safa gelir ve şakır şakır yazıya döker içinizden geçenleri. hah işte, benim de söylemek istedigim tam olarak buydu dersiniz. böyledir peyami safanın betimlemeleri. çoktur, sıktır ama gereksiz yada boşa değildir.
yalnızız türk edebiyat tarihinde şahs-ı nazarımda kendi başına bir zirvedir. okumayanlara hararetle tavsiye edilir.
yalçın küçük zamanında peyami safayı alalım, tahir kemali sağcılara verelim demiştir
(bkz: sosyalist iktidar yazıları)
(bkz: sosyalist iktidar yazıları)
kardeşi ilham ile çıkardıgı yirminci asır adlı akşam gazetesin
asrın hikayeleri başlıgıyla yazdıgı magazin hikayeleriyle dikkat çeker.
asrın hikayeleri başlıgıyla yazdıgı magazin hikayeleriyle dikkat çeker.
(bkz: canan)
mahşerde şöyle der: "her aldatıcı sevgiye aşk ismini vermek bir israftır."
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?