erkan ogur ve ismail hakki demircio?lu’nun birlikte hazirladiklari ensturmantal muzik albumu.albumde yer alan turkuler ozenle secilmis ve album uzun ugraslar sonunda hazirlanmistir.hatta bu album icin yapilan calisma sona erer ama ikili meydana gelen albumu beyenmez ve tekrardan calismaya baslarlar.albumdeki parcalar vurmali calgilarla desteklenmis ve ayri bir hava yaratmistir.albumun ismide bir den fazla kez degistirilmis.sonunda tasavvufla da ilgilenen erkan ogur’un hic ismi kabul edilir.
hiç
"olmayan" in pekistirmesi.
albumun b yuzunun son sarkilarin birisinde erkan ogur bir dortluk okur;
gonca guller gibisin
sen baharin ilk gulusun
dinle ruhum dinle
sesimi duysun.
gonca guller gibisin
sen baharin ilk gulusun
dinle ruhum dinle
sesimi duysun.
eski turkcede "tuz" anlamina gelen sozcuk.
hüzünlü cümlelerin olmazsa olmaz kelimelerindendir.
(bkz: sizin hiç anneniz öldü mü)
(bkz: hiç yalnız kaldın mı sen)
(bkz: benim hiç barbie bebegim olmadı)
(bkz: daha gider bu)
(bkz: sizin hiç anneniz öldü mü)
(bkz: hiç yalnız kaldın mı sen)
(bkz: benim hiç barbie bebegim olmadı)
(bkz: daha gider bu)
hic,tanımlanamaz
yok tanımlanabilir birseydir yani var olan birseyin bulunmama halidir. hic ise asla tanımalanamaz cunku hicbir zaman var olamıstır. ne oldugunu ne gormussun ne bilmissin ne de anlamıssındır.bir hictir.
alemin bağızarını sikeyim,
sünbül ü verd ü harını sikeyim,
andelib-i nizarını sikeyim,
hasılı nevbaharını sikeyim.
bana yoktur luzümü gülşeninin,
şeb-i tarik ü ruz-ı ruşeninin,
ne gulammanın, ne de zenninin,
hepsinin ta mezarını sikeyim.
ağlamam ben erkeğim erkek
hayli güçtür bana cefa etmek,
minnet etmem bu ömre de be felek,
atını al tımarını sikeyim.
güçcedir bu fakiri aldatmak,
yüzdürüp, sonra künteden atmak,
gözünü aç da sen bana bir bak,
ben senin itibarını sikeyim.
sak-i mah-ruyına sıçayım,
gülünün reng ü buyına sıçayım,
mıtrıbın hay u huyuna sıçayım
sagar-ı neşvedarını sikeyim.
yok safası hezar-ı demgerinin,
gülistanda şukufe-i terinin,
bezm-i sahba-yı ruh-perverinin,
neşvesiyle humarını sikeyim.
feleğin uğradımsa vartasına,
sıçayım ağzının ta ortasına,
bunu yazsın cihan da hartasına,
kıtaat u biharını sikeyim.
neyzen tevfik 1317, istanbul çukurçeşme .
sünbül ü verd ü harını sikeyim,
andelib-i nizarını sikeyim,
hasılı nevbaharını sikeyim.
bana yoktur luzümü gülşeninin,
şeb-i tarik ü ruz-ı ruşeninin,
ne gulammanın, ne de zenninin,
hepsinin ta mezarını sikeyim.
ağlamam ben erkeğim erkek
hayli güçtür bana cefa etmek,
minnet etmem bu ömre de be felek,
atını al tımarını sikeyim.
güçcedir bu fakiri aldatmak,
yüzdürüp, sonra künteden atmak,
gözünü aç da sen bana bir bak,
ben senin itibarını sikeyim.
sak-i mah-ruyına sıçayım,
gülünün reng ü buyına sıçayım,
mıtrıbın hay u huyuna sıçayım
sagar-ı neşvedarını sikeyim.
yok safası hezar-ı demgerinin,
gülistanda şukufe-i terinin,
bezm-i sahba-yı ruh-perverinin,
neşvesiyle humarını sikeyim.
feleğin uğradımsa vartasına,
sıçayım ağzının ta ortasına,
bunu yazsın cihan da hartasına,
kıtaat u biharını sikeyim.
neyzen tevfik 1317, istanbul çukurçeşme .
hiç sanılanın aksine varolan bir şey dir.olmayanı anlattığı için yokmuş gibi görünür.zira insan olmayan bir şeye isim koyamaz ve düşünemez.
(bkz: yalcin cetinkaya) : albümünüze neden hic adini verdiniz ?
(bkz: erkan ogur) : hic aslinda bir kararsizik hali. depremlerle, hüzünle, sazla, sözle, vesaire ile yasarken , halden hale gecip giderken varilabilen, yada varilmasi ümid edilebilen kararlilik hali. hicir zaman ulasamiyorsunuz, ama gidiyorsunuz iste. hic birazda bunu sembolize ediyor. hem hersey, hem hicbirsey. hem varlik, hem de yokluk.
(bkz: müzik yazilari)
(bkz: erkan ogur) : hic aslinda bir kararsizik hali. depremlerle, hüzünle, sazla, sözle, vesaire ile yasarken , halden hale gecip giderken varilabilen, yada varilmasi ümid edilebilen kararlilik hali. hicir zaman ulasamiyorsunuz, ama gidiyorsunuz iste. hic birazda bunu sembolize ediyor. hem hersey, hem hicbirsey. hem varlik, hem de yokluk.
(bkz: müzik yazilari)
hiç; türkçeden dolayı yokluğu anlatır.bu kelimelerin hükmünden.
oysa başlı başına bir karşı duruş;
süperegonun kurtuluşu ancak bu ritüelle vücut bulur!!
nihilizm
oysa başlı başına bir karşı duruş;
süperegonun kurtuluşu ancak bu ritüelle vücut bulur!!
nihilizm
max stirnerden:
biricik ve mülkiyeti
ben ve hiç
benim yetkim
meselemi hiçe bıraktım
«cinler yaşıyor!» dünyaya şöyle bir göz gezdir ve söyle, her nesnenin içinden bir cin seni seyretmiyor mu. şu ufacık ve sevimli çiçekten gelen ses, ona bu muhteşem güzellikteki şekli veren yaradanın sesidir; yıldızlar, kendilerini dizen tinin haberini müjdeliyor, dağların tepelerinden aşağıya doğru yücelik tini esiyor, çağlayan sular özlemin tinini haber ediyor ve - insanların ağızından milyonlarca hayalet konuşuyor. isterse bütün bu dağlar çöksün, çiçekler solsun, yıldızlar dünyası yıkılsın, insanlar ölsün - nedir görünürdeki bu cisimlerin batması? göze görünmeyen tin ebedi olandır! (s. 37)
tanrının da insanlığın da işi kendilerine dayanmaktadır, kendileridir. benim meselem de benim. tanrı gibi her şey ve hiçim, biriciğim.
eğer tanrı ve insanlık, sizlerin de doğruladığı gibi, bir bütünlük iseler, benim de onlardan eksik bir yanım yok ve "boş" olduğuma dair bir şikayetim de yok. ben hiçim derken, boş olduğumu söylemiyorum, bizzat yaratıcı bir hiçim, bir yaratıcı olarak her şeyi yaratan bir hiç.
tepeden tırnağa kadar benim olmayan her işe uğurlar olsun! sizce benim işim en azından "iyi bir iş" olmalıdır? nedir iyi iş, kötü iş! işim demek zaten ben demekim. ve ben ne iyiyim, ne de kötü. iyinin de kötünün de benim için hiç bir anlamı yoktur. tanrının işi, insanlığın işi, gerçeğin işi, iyinin işi, doğrunun işi, özgürlüğün işi ve daha niceleri. bunların hiçbiri benim işim değildir, benim işim sadece benim olandır ve o genel değil, biriciktir, benim gibi.
hiçbir şey benden üstün değildir! (s. 5)
biricik ve mülkiyeti
ben ve hiç
benim yetkim
meselemi hiçe bıraktım
«cinler yaşıyor!» dünyaya şöyle bir göz gezdir ve söyle, her nesnenin içinden bir cin seni seyretmiyor mu. şu ufacık ve sevimli çiçekten gelen ses, ona bu muhteşem güzellikteki şekli veren yaradanın sesidir; yıldızlar, kendilerini dizen tinin haberini müjdeliyor, dağların tepelerinden aşağıya doğru yücelik tini esiyor, çağlayan sular özlemin tinini haber ediyor ve - insanların ağızından milyonlarca hayalet konuşuyor. isterse bütün bu dağlar çöksün, çiçekler solsun, yıldızlar dünyası yıkılsın, insanlar ölsün - nedir görünürdeki bu cisimlerin batması? göze görünmeyen tin ebedi olandır! (s. 37)
tanrının da insanlığın da işi kendilerine dayanmaktadır, kendileridir. benim meselem de benim. tanrı gibi her şey ve hiçim, biriciğim.
eğer tanrı ve insanlık, sizlerin de doğruladığı gibi, bir bütünlük iseler, benim de onlardan eksik bir yanım yok ve "boş" olduğuma dair bir şikayetim de yok. ben hiçim derken, boş olduğumu söylemiyorum, bizzat yaratıcı bir hiçim, bir yaratıcı olarak her şeyi yaratan bir hiç.
tepeden tırnağa kadar benim olmayan her işe uğurlar olsun! sizce benim işim en azından "iyi bir iş" olmalıdır? nedir iyi iş, kötü iş! işim demek zaten ben demekim. ve ben ne iyiyim, ne de kötü. iyinin de kötünün de benim için hiç bir anlamı yoktur. tanrının işi, insanlığın işi, gerçeğin işi, iyinin işi, doğrunun işi, özgürlüğün işi ve daha niceleri. bunların hiçbiri benim işim değildir, benim işim sadece benim olandır ve o genel değil, biriciktir, benim gibi.
hiçbir şey benden üstün değildir! (s. 5)
max stirner’in söylediği bir sözcük, bir düşünce ve bir kavramdır; söylemek istediği ise, ne bir sözcük, ne bir düşünce ne de bir kavramdır. stirner’in söylediği söylemek istediği değildir ve söylemek istediği söylenemez. (max stirner: parerga. kritiken. repliken. lsr-verlag, s. 149)
biricik bir sözcüktür ve bir sözcüğün altında düşünülecek bir şey olmalıdır, bir sözcük düşünce içermelidir. oysa biricik düşüncesiz bir sözcüktür, düşünce içermez. (max stirner: parerga. kritiken. repliken. lsr-verlag, 1986, s. 152)
kafanda hortlaklar var; sen kaçıksın be adam! kafasında büyük şeyler ve tanrılar dünyası kuran ve kurduklarına da inanan sen, hayaletler ülkesi kurup kendini onlara karşı vazifelendiriyorsun, oysa o, sana el sallayan bir idealdir. senin saplantın var! şaka ya da mecaz yaptığımı sanma, yüksekliklere tutunanları, insanların büyük çoğunluğunu, neredeyse dünyadaki tüm insanları kararsız deliler olarak görüyorum, tımarhanelik deliler. s 46.
benim soyum benim, ben normsuz, yasasız ve örneksizim. (s. 200)
benden aşağı her gerçeği beğenirim ; benden yüksek ve ona göre yaşamam gereken bir gerçekse tanımıyorum. bence gerçek yoktur, çünkü hiçbir şey benden üstün değildir! (s. 399)
biricik bir sözcüktür ve bir sözcüğün altında düşünülecek bir şey olmalıdır, bir sözcük düşünce içermelidir. oysa biricik düşüncesiz bir sözcüktür, düşünce içermez. (max stirner: parerga. kritiken. repliken. lsr-verlag, 1986, s. 152)
kafanda hortlaklar var; sen kaçıksın be adam! kafasında büyük şeyler ve tanrılar dünyası kuran ve kurduklarına da inanan sen, hayaletler ülkesi kurup kendini onlara karşı vazifelendiriyorsun, oysa o, sana el sallayan bir idealdir. senin saplantın var! şaka ya da mecaz yaptığımı sanma, yüksekliklere tutunanları, insanların büyük çoğunluğunu, neredeyse dünyadaki tüm insanları kararsız deliler olarak görüyorum, tımarhanelik deliler. s 46.
benim soyum benim, ben normsuz, yasasız ve örneksizim. (s. 200)
benden aşağı her gerçeği beğenirim ; benden yüksek ve ona göre yaşamam gereken bir gerçekse tanımıyorum. bence gerçek yoktur, çünkü hiçbir şey benden üstün değildir! (s. 399)
sessizsiniz,
bu hiçliğin tanımı değil
yok olanlar hiçliği içerken kurtuluşu anlatır.
bu daha çok bağlanma
neye?
boşluğa diyor bilge
bilge boşluğu yanlış anladı
ya sen?
sen "hiç" anlamadın....
meydanlara dökülün
hepiniz
eylem içinde ölmek
yastıklar içindeki anlamsızlığı hafifletir
hadi hafifleyin..
susun
susun
böylece konuşmayı öğrenin diyor düşünür.
bunu anlıyor musun?
bu hiçliğin tanımı değil
yok olanlar hiçliği içerken kurtuluşu anlatır.
bu daha çok bağlanma
neye?
boşluğa diyor bilge
bilge boşluğu yanlış anladı
ya sen?
sen "hiç" anlamadın....
meydanlara dökülün
hepiniz
eylem içinde ölmek
yastıklar içindeki anlamsızlığı hafifletir
hadi hafifleyin..
susun
susun
böylece konuşmayı öğrenin diyor düşünür.
bunu anlıyor musun?
ugruna ölmek bir insani ya hain ya da kahraman yapar.
kırmızı ışıkta duruyoruz
hayır diyorum yol boş!
alıkoyuyorlar konuşmaktan
severler normları onlar
küfür ederkende utanırlar ki
onları iyi sanırım hemen
kukuları korurken onlar ve devletleri
toplu bilinçten hevesi azalır "hiç"in
ve yok olmayı diler
sadece kendi ve özgür benliğinde
ne güzeldir kuşun adalar üstünde uçuşu ah ne güzel
biraz kara görmek neden heyecanlandırmasın onu?
hayır diyorum yol boş!
alıkoyuyorlar konuşmaktan
severler normları onlar
küfür ederkende utanırlar ki
onları iyi sanırım hemen
kukuları korurken onlar ve devletleri
toplu bilinçten hevesi azalır "hiç"in
ve yok olmayı diler
sadece kendi ve özgür benliğinde
ne güzeldir kuşun adalar üstünde uçuşu ah ne güzel
biraz kara görmek neden heyecanlandırmasın onu?
hiç yokluk değildir. "hiç" sorumluluktur.
sizin kendinize karşı sorumluluğunuz.
sizin kendinize karşı sorumluluğunuz.
erkan oğur albümü.
farsçadan dilimizde geçmiş bir sözcük. anlamı pekiştirmek için kullanılır. zira "yok" ile "hiç yok" arasında anlamsal bir fark yoktur, sadece anlam pekişmiştir, yokluk vurgulanmıştır.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?