gerçek
atalarimiz tarafindan aci oldugu iddia edilen seylerin tanimlamasinda kullandigimiz sifat
gorup algilayabildigim ve anlam verebildigim hersey.
(bkz: sahi)
(bkz: real)
gercek aranılası en güç ve bulunacagı yerlere dair fikir yürütemediğimiz kavram
gerceği bizler su buharında ararken hiç dikkat edemedik bulutlara.yogunlasmalar gözden kactı,arastırmalar toz pembe ve sonuca endeksli..
ya gercek;o masum kedi?miyavlamaları ne kadar iç gıcırtıcı dimi kulaklarınıza?
gerceği bizler su buharında ararken hiç dikkat edemedik bulutlara.yogunlasmalar gözden kactı,arastırmalar toz pembe ve sonuca endeksli..
ya gercek;o masum kedi?miyavlamaları ne kadar iç gıcırtıcı dimi kulaklarınıza?
(bkz: inanılabilesi)
uyandığı zaman gökte yıldızlar
insan düşünür : belki de allah var!
tanrısal bir öpüştür soken şafak.
ne hoştur insanın bir gül açası,
koşan göklerde kuş gibi uçası,
bulutlarla yagmur olup ağlamak.
gitmek, sona ermeden… bir zamanda…
başıboş bir tekne gibi ummanda;
fırtınalarda ne yelken, ne bayrak.
fakat beni sen uyandir, ey zeka !
bak, işte önümde her günkü çorba,
ekmek, kaşık ve kasesiyle bu aşk.
sarhoş eden, davet eden bu olum
içinde ben salt bir ademoğluyum,
korkan, ölüsünü hatırlayarak.
ey, ışığin boşandığı gerçek düş !
bütün zamani kucaklayan öpüş ;
yaşamak… eken insan, veren toprak.
.
ahmet muhip dranas
insan düşünür : belki de allah var!
tanrısal bir öpüştür soken şafak.
ne hoştur insanın bir gül açası,
koşan göklerde kuş gibi uçası,
bulutlarla yagmur olup ağlamak.
gitmek, sona ermeden… bir zamanda…
başıboş bir tekne gibi ummanda;
fırtınalarda ne yelken, ne bayrak.
fakat beni sen uyandir, ey zeka !
bak, işte önümde her günkü çorba,
ekmek, kaşık ve kasesiyle bu aşk.
sarhoş eden, davet eden bu olum
içinde ben salt bir ademoğluyum,
korkan, ölüsünü hatırlayarak.
ey, ışığin boşandığı gerçek düş !
bütün zamani kucaklayan öpüş ;
yaşamak… eken insan, veren toprak.
.
ahmet muhip dranas
bazen gündüz gibi göz önünde olan, ışık gibi gözüne giren ve kör eden, bazense karanlık bir gece inen kalabalık şehrin boş arka sokaklarına saklanan olgudur. her şekilde bulunmasının zor olduğunu düşünmekteyimdir ve bundan yola çıkarak çok aşikar olanlarının tekrar tekrar sorgulanmasından yanayımdır.
mezarlıklar.."işte gerçek" dedirtmiştir her zaman.
"ilim, insan ruhunun, müfred halde veya mürekkep halde olsun eşyanın hakikatlerini ve çeşitlerini niteliğiyle, niceliğiyle, mahiyetiyle, cevheriyle, özüyle maddeden mücerret olarak tasavvur etmesidir" diyor gazali..
mucerret tasavvur gercege ulasmanin kilit noktasi..
insan bu tasavvur ile esyadan bilgiye, bilgiden "ilme", ilimden hikmete, hikmetten ise hakikate yani gercege ulasilir..
goreceli gercek yoktur..hakikat vardir..
mucerret tasavvur gercege ulasmanin kilit noktasi..
insan bu tasavvur ile esyadan bilgiye, bilgiden "ilme", ilimden hikmete, hikmetten ise hakikate yani gercege ulasilir..
goreceli gercek yoktur..hakikat vardir..
sadece göstergeden ibarettir.
elimizi kolumuzu baglayandir.
mutlak gerçek sadece bireyin kendisini algıladığıdır.doğru ile karıştırılır kimi zaman.felsefe derslerinde verilen en yaygın örneği ile yağmurun yağması bir doğrudur,yağmur ise bir gerçekliktir.
gerçeklik:kendisini sonsuz çeşitlilikle ifade eder...
kötü bir sözü herkesin söylemiş olması,o söze bir gerçeklik kazandırmaz;gerçeklik başkalarının bize uygulamaya çalıştığı tatsız bir ölçüdür....oğuz atay/tehlikeli oyunlar...
gerçeklik:kendisini sonsuz çeşitlilikle ifade eder...
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?