avukat
hukuk fakultesi mezunlarinin hukuk fakultesini bitirdikten, sonra 6 ay avukat yaninda, 6 ayda adliyede stajin hemen akabinde yapabilecekleri meslek bransi.bulunduklari ilin avukatlar odasina bagli olarak calisirlar ki buna baro denir.halk arasinda cantali hirsiz olarakta nitelendirilirler.ozunde serefli bir meslektir.hukukun ilerlemesini, eksik bulunan mevzuatlarin teshisini saglarlar.bu meslegi dusunen hukukcularin ustun ikna etme kabiliyetlerinin, analitik dusunme yeteneklerinin ve mucadaleci ruhlarinin olmasi gerekmektedir.yogun bir mucadeleye sahne olan bir meslektir.genelde iyi para kazanilabilinir.hatta nadir de olsa bazi avukatlar agir sanayi tesislerinin ancak kazanabilecegi parayi rahatlikla kazanabilirler.
gerekmedigi hâlde baskasinin savunmasini ustlenen kimse.
para ilen bazen satin alinabilen kimse.
bilgi sozluk`un son zamanlarda birlikte fazlasi ile bir arada bulundugu meslek grubu.sozlugumuzun de artik bir avukati var.
sozlugumuzun avukati kim ki.tanitilmasini istedigimiz insan.
hakkinda en cok fikra uretilen meslek grubu.
zannimca tip fakultesinden sonra en zor olan okulu, binlerce sayfalik anlasilmaz osmanlica-farsca kelimelerle dolu kitaplari yalayip yutmak suretiyle bitirip, uc kurus paraya patron meslektaslarinin agiz kokusunu cekerek stajini tamamlamak ve baroya bir kucak dolusu para odemek suretiyle avukatlik yapabilme ruhsatina sahip olabilmis kisi ya da kisiler.
tum zamanini ve emegini, muvekkilinin basini dertten kurtarmak icin harcadigi halde, her iki tarafa da yaranamayan,toplum tarafindan her zaman uckagitci damgasi yiyen, parababalari olduklari sanilan bu yuzden her zaman somurulmeye calisilan,oysa ki pitirak gibi biten hukuk fakulteleri sayesinde her yil binlerce issiz avukatin piyasaya dahil olmasi nedeniyle, sekreter maasiyla bile calismak zorunda kalan,adil olmayan bir hukuk duzeninde adaleti saglamak icin cabalayan, meslegi nedeniyle sinir stres ve umitsizlik uclusuyle surekli mucadele halinde olan kisi ya da kisiler,vs.vs.(bkz: bu daha boyle gider)
(bkz: biri beni sustursun)
(bkz: biri beni sustursun)
ülkemizde okulunda okumanın daha saygın olduğu meslek grubu.tüm okul yaşantınız boyunca hukuk fakültesinde okuyo olmanıza imrenilir,bundan gurur duyulur ama iş hayatına başladığınızda uğradığınız hayal kırıklığının tarifi yoktur. bu yüzden okul uzatılır da uzatılır.
1136 sayılı avukatlık kanununda kamu hizmeti ve serbest meslek olarak tanımlanan avukatlık mesleğini icra eden kişilerdir.yine aynı kanunun 1/2. maddesine göre avukat, yargının kurucu unsurlarından olan bağımsız savunmayı temsil eder.
alt tarafı iki satır yazı yazıp, mahkemede okuyan, üstüne bir de utanmadan bunun için para istemesi yüzünden toplumca hor görülen meslek erbaplarına verilen isimdir. aslında bürodan girildiği anda sorulan ilk sorudan itibaren, para ödenmesi gerekmektedir. buna da danışma ücreti denmektedir. sonuçta bütün işi yıllar süren eğitimi sonucunda aldığı bilgiyi kullanmak olan avukatların en doğal hakkıdır. ancak halkımız, birisinin yazıhanesine girdikten sonra saatlerce sohbet etmeyi olağan karşıladığı için, elbette ki ücret ödemeye de yanaşmazlar.
aslında büroda boş, boş oturulmaz. açılan davarlın dosyaları kontrol edilir. karşı tarafa yapılan tebligatların yerine ulaşıp, ulaşamadığına bakılır. hatta çoğu tebligatı da, mahkeme kalemi yerine gene siz postanelere götürüp, yaparsınız. üstelik de bunu istanbul’un etrafına dağılmış adliyelere koşturarak yaparsınız. sizi dinlemek istemeyen hâkimlerle cebelleşir, müvekkilin hakkını savunursunuz. ama gene de davayı kazansanız bile yaranamazsınız. üstelik de adliyelere düşe, kalka kaşarlanmış bir müvekkile denk geldiniz mi, yandınız demektir. size bir de işinizi öğretmeye çalışır. neden onu, bunu yapmadınız diye hesap sorarlar.
sonuç olarak, doktorluk gibi hayat kurtaran, yorucu ama bir o kadar da saygın bir meslek olan avukatlık, hiçbir zaman hakkı olan saygıyı göremez. belki de bunda bazı kötü niyetli avukatların da rolü vardır.
aslında büroda boş, boş oturulmaz. açılan davarlın dosyaları kontrol edilir. karşı tarafa yapılan tebligatların yerine ulaşıp, ulaşamadığına bakılır. hatta çoğu tebligatı da, mahkeme kalemi yerine gene siz postanelere götürüp, yaparsınız. üstelik de bunu istanbul’un etrafına dağılmış adliyelere koşturarak yaparsınız. sizi dinlemek istemeyen hâkimlerle cebelleşir, müvekkilin hakkını savunursunuz. ama gene de davayı kazansanız bile yaranamazsınız. üstelik de adliyelere düşe, kalka kaşarlanmış bir müvekkile denk geldiniz mi, yandınız demektir. size bir de işinizi öğretmeye çalışır. neden onu, bunu yapmadınız diye hesap sorarlar.
sonuç olarak, doktorluk gibi hayat kurtaran, yorucu ama bir o kadar da saygın bir meslek olan avukatlık, hiçbir zaman hakkı olan saygıyı göremez. belki de bunda bazı kötü niyetli avukatların da rolü vardır.
en fazla yalan söylenen, meslek grubu.cehennemin baş köşesi bunlarla dolu olmalı.
yurdum insanının haklarında yaptıkları yorum yalancılık olan meslek.
birlikte dizi, sinema izlenemeyecek insandır. yahu film işte ne karıştırıyorsun, ifade orada alınmazmış, burdan serbest bırakılmazmış. aaa o adliyede ağır ceza yokmuş ki. bi sus akşama kadar bıkmadın mı konuşmaktan denilesidir.
mini etek yahut elbisenin üstüne cübbeyi takınca şok gazel olûyor hojam. cübbe fantazisi. hmm enteresan...
(bkz: ceza avukatı)
(bkz: icra avukatı)
yargılamanın üç ayağından biri.iddia (savcı-davacı ),savunma (sanık-davalı ),yargı-yargıç-hakim.
en yorucu mesleklerden birisi olmasına rağmen müvekkiller tarafından bazende adliye ile yakından uzaktan ilgisi olmayanlarca alakasız ithamlara maruz kalınan meslektir.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?