alevilik

yamacyolcu
ibadet boyutunu hiç ele almasak bile hayata bakışı, günlük yaşamı yorumlaması, insani değerler verdiği önem, kadın hakları, insana sadece insan olduğu için değer vermesini anlatan, kimseyi cennetle ödüllendirmek veya cehennemle korkutmak gibi bir şeyi olmayan bugün hala çözülemeyen demokrasi, insan hakları vs. gibi cafcaflı kavramları kendi içinde çözmüş , tüm değerleri incelendiğinde tamamen türk yaşam biçimi içinde şekillenmiş geçmişten günümüze türklerin yaşadığı tüm kültürel değerleri harmanlayan ve anadolu insanının yaşama biçimini bire bir içinde yaşatan inanç va yaşam biçimidir.
ederleziavela
hak,muhammed ve ali’
yolunun ‘kırklar meclisi’nde
olgunlaştığı ve oniki
imamlarla devam eden;
imam cafer-i sadık’ın akıl
ölçüsünü rehber olarak
alan, horasan erenlerinin
himmetleriyle anadolu’ya
gelen hazret-i pîr’le ve ulu
ozanlarımızın nefesleriyle
hayat bulan inancın adıdır.
alevilik inancı, hayatın
amacını insanın ham
ervahlıktan çıkarak insan-ı
kâmil olup özüne dönmek
olarak tanımlar. bunun
için de; ‘mürşid’, ‘pîr’ ve
‘rehber’ huzurunda ikrar
verilerek ‘dört kapı kırk
makam’ aşamasından
geçilir. inancımızın
uygulandığı mekân cemevidir.

kısaca alevilik islamdır.
kalipso
ya, allah, ya muhammed, ya ali... ilkesini hayatlarında uygulayan insanların oluşturduğu hz. ali yandaşı müslümanlık mezhebidir.
angelus
kelime manasiyla alevi hz. ali’yi seven ve o’na mensup olan kisi demektir. hz. ali’yi sevenler, baslica iki gruba ayrilir: hasbi ve samimi taraftarlar, ve siyasi taraftarlar. bunlardan birincisi, o’na (r.a.) allah icin muhabbet göstermislerdir. bu muhabbet safi, net ve durudur. kaynagi salabet ve hamiyet-i diniyedir. bu hasbi taraftarlar, hz. ali’ye iki noktai nazardan teveccüh göstermislerdir. birincisi, ali’nin yüksek kemalati ve üstün meziyetleridir. onun fazilet ve kemalati, takva ve ubudiyeti, mü’minlerin kalb ve dimaglarinda, muhabbet ve takdire inkilap etmistir. ikincisi, hz. ali’nin (r.a.) ehl-i beyt (=peygamber efendimizin (s.a.v.) evlat ve torunlari) silsilesinin mümessili olmasidir. müslümanlar o silsilenin basi olan hz. ali’ye (r.a.) samimi bir muhabbet ve derin bir saygi göstermektedirler. bu iki cihetten kaynaklanan muhabbet, kur’an ve sünnet cizgisine uygundur. dine gölge degil, vesile olmaktadir. mesrudur, makuldür. fitri, hasbi ve samimidir. hz. resulullah (s.a.v.), istikbalde ortaya cikacak fitne ve fesatlarda. hz. ali’yi (r.a.) ümmet nazarinda ithamlardan korumak icin o’nun kemalat ve meziyetlerini ehemmiyetle nazar vermekte:

’ben kimin dostu isem, ali de onun dostudur.’
’ali’yi yalniz mü’minler sever, o’na yalniz münafiklar bugzeder.’
’ben size iki sey birakiyorum: kur’an ve ehl-i beyt’im. bunlara temessük ederseniz, kurtulursunuz.’

gibi hadis-i serifleriyle bu iki ciheti tescil ve ilan etmektedir.
ikinci grup taraftarlar ise, o’nu siyasi manada sevenlerdir. bunlar arasinda ciddi bir hedef birligi yoktur; herbiri, ayri bir sebeple hz. ali’yi taraftarlik gösterirler.

hedef ve gayeleri degisik olan bu grubu bese ayirabiliriz:
1. hz. ali’nin (r.a.) siyasi taraftarlari icinde ’dinde mutaassip, muhakeme-i akliyede noksan’ insanlar teskil ediyor. bu tipler, islami ölcülerde oldukca taskin ve mutaassip ve o derecede dar görüslü, mizansiz ve müvazenesiz insanlardi. bunlarin elserisi bedevi idi. iclerinde sahabeden hic kimse yoktu. bunlar siffin muharebesinden sonra, hakem hadisesinde hz. ali’ye karsi cikarak o’nun ordusundan ayrildilar. hz. ali’nin hakemi kabul etmesini küfür telakki ettiler ve o’nu cok agir bir sekilde itham ettiler. onlara göre, hz. ali’nin hakemi kabul etmekle dinden cikmisti. bu grup, hz. ali’nin ordusundan huruc ettikleri icin kendilerine ’hariciler’ ismi verildi. bu grup hakem hadisesine kadar hz. ali’yi taskin ve ölcüsüz bir surette sevdikleri halde, bu hadiseden sonra, o’nun en büyük ve amansiz düsmani kesilmislerdir.

2. ikinci grup, münafik ve yahudi dönmeleriydi. bunlar, iki yüzlü, dessas, sahtekar, yalanci, karanlik fikirli ve karanlik ruhlu insanlardi. hz. ali’ye muhabbet fikrin altinda gercek yüzlerini gizliyorlardi. müslümanlar arasinda fitne cikartiyor, sürekli sapik fikirler üretiyorlardi. gayeleri islamiyeti icten yikmak, inanc ve itikadlari sarsmak ve müslümanlari birbirine düsürmekti. bu grubun islam dünyasinda yapmis oldugu ihanetin boyutlari cok derindir.

3. emevilerin irkci idarelerinden rahatsiz olan hasan ve hüseyin efendilerimizin yaninda yer alan taifelerdir. bilindigi gibi, emeviler basa gecince, icraatlarinda birinci derecede irkciligi esas aldilar. diger kavimlere karsi gayet sert ve acimasizca davranmaya sevketti. emevilerin bu ölcüsüz ve mesuliyetsiz icraatlarindan rahatsiz olan diger kabile ve asiretler onlardan intikam almak icin hz. hasan ve hz. hüseyin’e taraftarlik gösterdi ve onlarin ordusunda yer aldilar.

4. bu grubu (genelde) iranlilar teskil eder. hz. ali ve al-i beyt sevgisi bu grupta asiri ve ölcüsüzce tezahür etmistir. her merasim, senlik ve toplantilarda bu ölcüsüz sevgi etkisini göstermektedir. yahudilerin ’aglama duvari’ karsisina gecip aglamalari gibi, bunlar da muharrem ayinda bir matem havasina girerler.

5. üc zihniyetin taraftarlarindan bu besinci grup tesekkül etmistir: ’irandaki mecusi dininin reis ve ruhanileri’ , ’irandaki irkcilar’ ve ’eski saltanat hanedanin mensuplari’dir.

http://www.enfal.de/soru1.htm
elma sekeriiii
"alevilik ke$fedildi..."
bu sözler m.ali birand’a ait. recep tayyip erdogan’ın alevi liderleriyle konu$acagını belirtmeye calı$ıyor. bir kucakla$ma gercekle$ecek deniyor.
$a$ırdım dogrusu, bu adam cidden demokratik bir sistem gibi ilerletmeye calı$ıyor kendi hükümet dönemini sanırım. ya da cidden demokratik bir toplum mu istiyor? vallahi $a$ırdım.
cem evleri artık ibadethane niteligi kazanacak, alevi dedeleri cami hocaları gibi maa$a baglanıp egitilecek.
herkezin konu$ma hakkı olmalı.

wereyda
alevilik, ba$lı ba$ına bir kültür devinimidir. kendi içlerinde de zengin sınıf alevileri, köy alevileri, vs.. gibi ayrılmı$ olsalar da, aralarında (her toplumda/toplulukta olduğu gibi) be$ para etmezler olsa da, toplum tarafından dı$lanmaları ya da toplumdan izole olmaları saçmadır, irrasyoneldir, aptalcadır.

dinî inançlarını kendi gönlünde, kendi rotasında ya$ayan altkültür topluluklarını gavur diye nitelendiren örümcek beyinli zihn i et`in kı$kırtmalarına, iftiralarına (mumsöndü!) maruz bırakılmı$ bir toplumun çocuklarıdırlar.

gelgelelim; kendi içinde de çeli$en, alevi olunmaz alevi doğulur gibi dü$ünce çarpıklıklarıyla özünü kemiren, içini bo$altan bir yanı vardır ki ho$ değildir. çok alevi tanıdım. çoğu da adam gibi adamdı. çok alevi kız tanıdım. çoğu da orospu değildi.
(siz orospu olmayın sakın ey d`insanîler, menenjit de olmayın!)

kısacası; ağır ol da molla desinler,
diyeceğim ben bu mezhep, kültür ya da felsefi topluluğa laf edenlere.

niye mi?
(bkz: a$ık veysel)
(bkz: a$ık mahzuni $erif)
ve daha onlarcası.. sikerim ayrıca böyle mezhep ayrılıklarını.

amazonta
kur’an-ı kerim’i en çağdaş, modern ve akılcı yorumlayan mezheptir. bağnazlık tutuculuk yoktur bu mezhepte. . zorlama baskı yoktur. kadınlarla erkekler birarada özgürce ibadet edebilir. bazıları islamiyetten ayırmaya çalışır ama yanlıştır. alevilik bir mezheptir. ayrı bir din değil. sadece yorumlama farkı vardır. ve sağcı alevi yoktur. bütün aleviler atatürkçü ve atatürk milliyetçisidir.
acaptaintr
alevilik bir yaşam biçimidir yeni bir din falan değildir. toplumda alevilere karşı olan ön yargıların az da olsa silinmiş olması hoş bir durumdur.
elifielifine
aleviliğin bir mezhep mi yoksa kültür mü olup olmadığı tartışıla dursun esasında kendi içinde bir çok mezhebi vardır;

nusayrilik
caferilik
ismaililik
zeydiyye
bektaşilik
ahilik
bayramilik
nickten yana sansim yok
;

bir bağlamda islamiyet’in dejenere edilmiş halidir.

kimisi namazını kılar fakat rakıyı ve bağlamayı farz görür; kimisi de namazını kılmaz, yine rakı ve bağlama farzdır.

yani kuran’ı ve islam’ı insan nefsine göre yorumlayan bir mezheptir. işte bu yüzden tutucu gözükmez.

insanın yaradılışında vardır disiplini sevmemek. her eşyi istediği gibi yapabilmektir insanın en büyük arzusu.fakat bu
muhaldir. düzeni sağlamak için disiplin mutlaktır.tadında olduğu sürece...
.
.
.

(bkz: leküm dinikum veliye diyn)

mehmet volkan balbay
alevilik; ne ali’yi sevmektir; ne de dinsizlikdir.

islam tarihinde -görmezden gelinmeye çalışılan- çok ciddi bir direniştir alevilik. zaten bir direnişin mahsulü olmasından mütevvellit, müntesipleri tarafından da, muhalifleri tarafından da sakin bir kafayla bir türlü anlaşılamamıştır.

öncelikle şunu unutmamalıdır ki, alevilik ne tamamiyle siyasi bir direniştir, ne de tamamiyle bir itikadi-mezhepsel ayrılıktır. her ikisini de içerisinde barındıran ve kendisinden korkulmaması gereken büyük bir harekettir.

aleviliği ve alevileri "dinden uzaklaşma ve uzaklaşanlar" olarak bilenlerin, dillendirenlerin ve de lanse edenlerin; "sünnî" urbası altında dinsizce yaşamalarına ses çıkartmamaları konunun ne derece güzergahından saptırılarak ele alındığının acı bir göstergesidir.

alevi değilim. kendimi şu ya da bu mezhep ya da oluşum ile tanımlama ihtiyacı hissetmiyorum. ancak böyle bir tanımlamaya ihtiyaç duyanların, haklarının yenmesine göz yummak da istemiyorum.

kişi, kendisini nasıl tanımlamak isterse, o şekilde tanımlayabilmelidir. diğerlerini kötülemediği ve onların sırtlarına basarak pirim kazanmaya çalışmadığı sürece, her türlü islamî oluşum hüsn-ü zannı ve hoşgörüyü haketmektedir.

günümüz aleviliğinin durumunu tespit etmek için aleviliğin çıkış noktasının, tarihsel sürecinin, onu etkileyen fraksiyonların bilinmesi ve alevilerle beraber bir süre yaşanması gerekmektedir. değilse gerek bilgi eksikliği ve gerekse bir - kaç kişide tespit edeceğimiz şahsi tercihlere bakarak bu konuda yorum yapmak, büyük bir kesimi rencide etmek ve onlarına hakkına girmek olacaktır.

kısacası;kötülüklerin anası olan içki ve zina başta olmak üzere her türlü haltı yiyen ancak kendisini sünni ve hatta hanefî olarak tanımlayan birisini "kafirlik" ile ya da "dinden çıkma" ile yargılayabiliyor musunuz? hayır değil mi! öyleyse; dinim islam, rabbim allah, peygamberim muhammed, pîrim ali diyen birisini de işlediği günahlar sebbiyle kafirlik ya da dinden çıkma ile yargılayamazsın...

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol