akp ye kapatma davası

angelus
ilk günlerde hararet ile desteklediğim bir gelişme idi. lakin hararetim geçip de aklıselim bir şekilde, kendi kendime yaptığım fikir teatilerinin neticesinde bir takım gelişmeler oldu şahsım adına. şöyle ki; 1912 seçimlerinde ittihat ve terakki fırkası kavga/gürültü tandanslı bir sistem yardımı ile mecliste mutlak çoğunluğu elde etmiş, demokrasiden zerre nasibini almamış totaliter bir rejimi halka sunmuştur. ta ki 1946 da gerçekleşen ilk çok partili sisteme geçilen seçimlere kadar. demokrasi. çok seslilik. insanlara seçim yapma hakkı verilmesi. özgürlük. tabii ki tek bir kişinin özgürlüğü diğer bireyin özgürlüğüne zarar verme noktası ile sınırlandırılarak özgürlük. iş bu nedenden ötürü bir toplumda özgürlük varsa, demokrasi varsa, insanlara seçim hakkı veriliyorsa, bu seçimlere de saygı duymak en temel kural olmalıdır. nereye kadar? kanunlar ile belirlenmiş bir takım kurallara, hakeza toplumun özgürlüğüne zarar verme noktasına gelene kadar. buradan sonra cezai müeyyidelerin uygulanması gerekir. peki bu cezalar kimi bağlar? seçimlerle iktidar olmuş, ki iktidar da olmayabilir. bir partiyi mi bağlar, yoksa o partinin yaptırımlarından sorumlu bireyi mi? bu noktadan sonra geçmişte yapılan ve demokrasiyi yaralayan parti kapatma gibi yaptırımların bugünde ve gelecekte tekerrür etmemesi, halkın seçimlerine saygı duyulması, ve varsa herhangi bir suç unsuru burada parti olarak akp nin değil, akp nin yaptırımlarından sorumlu olan recep tayyip erdoğan ın ceza alması gerekir. demokrasinin gerekliliği budur. evet.
bu başlıktaki tüm girileri gör

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol