acı

2 /
sipsi
alışılamayan, tam alıştım dediğiniz anda kalbinizin varlığını dahi bilmediğiniz başka bir noktasından vuran duygu.
sipsi
zavallı bir his, gerçekten bak... sevgi gibi bir sevimliliği yok, nefret gibi iğrençleşmiş değil. asıl kötü tarafı tek taraflı olması sanırım. bir çok duyguda fazlasıyla bir işteşlik bulunurken, acı genellikle tektir, yalındır, göğüsün tam ortasındadır. yutkunursun gitmez, beklersin değişmez. zavallı bir histir, gerçekten zavallı...

’demek oluyor ki büyük, gerçek acı geçmişi; bugünü geleceği hep birden sarabilecek kadar öldürücü bir acıdır. öyle ki yaşamın hiçbir bölümünü etkilemeden bırakmaz. düşünceyi bir daha düzelememecesine bozar, dudaklara, alna silinememecesine kazınır, sevinç kaynaklarını kırar yada çökertir, ruha şu yeryüzünde ne varsa hepsine karşı bir tiksinme aşılar.’

(bkz: la femme de trente ans)
enron
ailemle gittiğim salaş bi kebapçıda sipariş verirken garsonun bana şu soru içinde kullandığı sıfat;

-garson : abi acı koyiyim mi?
-ben : gerçekten yapabilir misin???!!
sipsi
’acı var ama.. tek hissettiğimiz şey.. acı olmasa anlamı bulmak için kendimizi bu kadar hırpalamazdık.. başka türlü niye cennet hayalinin peşinden koşalım? cennet dediğimiz şey acının olmadığı tek yer..’

(bkz: yeşil peri gecesi)
mimilistik
çeşit çeşit şekillerde sık sık başa gelen hadise.
bir çeşidi de anneler günü yaşanan ’ben anne olamayacağım, benim anneler günümü kutlayacak bir ufaklık olmayacak’ diye gelir. belki anlamsızdır. ama acı acıdır.
2 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol