bir duayı birden fazla okumanın tanrı katında ne gibi bir fayda sağlayacağını henüz saptamış değilim. bir duanın fazladan tekrar edilmesi insanlığa ve veyahut topluma ne faydası olabilir.
1000kere anlamadığın dilde okunacağına 1 kere anladığın dilde okunması gerekmez mi.
kafamda deli sorular.
9999 kere ayetel kursi okumak
12 kereden sonra kacta kaldigimi sasirip sifirdan baslardim. muhtemelen bir haftada anca biterdi.
serbest çağrışımın ulaştrdığı link şudur :
(bkz: ateist olmak)
kimseyi ilgilendirmeyen olaydır, isteyen 1 kere okur diğeri 9999 kere. inanmayan hiç okumaz.
gerçek ayetel kursi bu değil
bakmakla görmek arasındaki farkındalık gibidir okumak ve anlamak.
"niçin 10 bin değil de 9999 ayetel kursi?" sorusunun cevabı için reklamclık ve prefrontal kortex ilişkisi üzerine yapılan birkaç çalışmadan bahsetmek faydalı olacaktır.
gumroad'ın çalışmalarına göre tam sayılar yerine küsüratlı sayılar insanlar için daha cazip yani 9.95 ve 9.99 gibi küsuratlı sayılar 10 ve 20 gibi tam sayılara göre daha çekici.
janiszewski'nin çalışmaları ise tam sayıların popüleritesinin düşmesini alıcılarda oluşan güvensizlik hissine bağlıyor. yani alıcı sorguluyor (alıcı sorgularsa gönderici sıçar çünkü gönderici art niyetli bir puşt.). tam sayılar bir grup denekte sayının rastgele seçildiğini düşündürürken bir diğer grupta kazıklanma endişesi oluşturuyor. tabi sorgulamayan bir grubun varlığından söz etmezsek olmaz.
monroe ise farklı bir noktaya dikkat çekiyor. on, yüz, bin gibi az heceli sayılar dokuz bin dokuz yüz doksan dokuz gibi çok heceli sayılara nazaran daha az tercih ediliyor. sanırım bir çoğumuzun kafasında fruko'nun "on yüz milyon baloncuk yuttum." mottosuyla bir dönem piyasayı sarstığı reklam canlanmıştır.
özetle 1 tane daha ayetel kursinin sevapla ya da üşengeçlikle falan alakası yok. tamamen algınızı kontrol etmek amacıyla din adamlarının kullandığı psikolojik bir teknik. bunu bilinçli mi yapıyorlar bilmiyorum ancak işe yaradığı kesin.
gumroad'ın çalışmalarına göre tam sayılar yerine küsüratlı sayılar insanlar için daha cazip yani 9.95 ve 9.99 gibi küsuratlı sayılar 10 ve 20 gibi tam sayılara göre daha çekici.
janiszewski'nin çalışmaları ise tam sayıların popüleritesinin düşmesini alıcılarda oluşan güvensizlik hissine bağlıyor. yani alıcı sorguluyor (alıcı sorgularsa gönderici sıçar çünkü gönderici art niyetli bir puşt.). tam sayılar bir grup denekte sayının rastgele seçildiğini düşündürürken bir diğer grupta kazıklanma endişesi oluşturuyor. tabi sorgulamayan bir grubun varlığından söz etmezsek olmaz.
monroe ise farklı bir noktaya dikkat çekiyor. on, yüz, bin gibi az heceli sayılar dokuz bin dokuz yüz doksan dokuz gibi çok heceli sayılara nazaran daha az tercih ediliyor. sanırım bir çoğumuzun kafasında fruko'nun "on yüz milyon baloncuk yuttum." mottosuyla bir dönem piyasayı sarstığı reklam canlanmıştır.
özetle 1 tane daha ayetel kursinin sevapla ya da üşengeçlikle falan alakası yok. tamamen algınızı kontrol etmek amacıyla din adamlarının kullandığı psikolojik bir teknik. bunu bilinçli mi yapıyorlar bilmiyorum ancak işe yaradığı kesin.
okumaya kalksam 100den sonra "lan kaçta kalmıştım ben" diye düşünüp başa dönerim sanırım ben.
(bkz: zikirmatik)
bence tek faydası duanın arapçasını ezberlemek. yoksa anlamını öğren, duanın anlamını hayatına rehber eyle, bir kere huşu ile oku. kafi.
9999 kere ayete'l kürsi okuyacağına iyi amel kazandıracak faydalı bir kitap oku daha iyi.
bence tek faydası duanın arapçasını ezberlemek. yoksa anlamını öğren, duanın anlamını hayatına rehber eyle, bir kere huşu ile oku. kafi.
9999 kere ayete'l kürsi okuyacağına iyi amel kazandıracak faydalı bir kitap oku daha iyi.
ayetel kürsi'nin 9999 kere okunması sonucunda anlaşılması olayı. bırakın istedikleri kadar okusunlar ama yeter ki anlasınlar.
cennette kırk huri daha mı bekliyor yoksa!
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?