uraz

-hoşgeldiniz
-kolay gelsin 20 tl’lik alabilir miyim
-tabi efendim.. (5 saniye sonra) - benzin?
-memnun oldum ben de uraz
-!!!!????
-haa pardon ben şey sandım,benzin olsun benzin..

ne idüğü belirsiz it kopukların biraraya gelerek gerçekleştirdiği eğlencedir.
kendileri kopuk olduklarından dolayı kop kop sesleri eşliğinde yer yer kopukluklar meydana getirirler.

geçenlerde bir yazı görmüştüm: kızın birisi o kadar kıvırtıyor o kadar kıvırtıyormuş ki kıçının bir tarafına su diğer tarafına ayran koysan bunlar çankalanıp ayran olurmuş. ama gel gör ki o kıza arkadan bakıp da o şekilde yorumda bulunan hıyarı o ayranın içine atsan cacık olurmuş. işte böyle bir durumun meydana getirdiği olaya biz cacık diyoruz ama biz kimiz işte orası muamma. yoksa biz "bizden bi’ cacık olmaz diyen türlerden miyiz" zira göremedik o kalçayı,okumakla yetiniyoruz.

cebrail- abi dikkat ederseniz bizim isimlerin baş harfindan cami oluyor..
azrail- evet biliyorum ama cem evini oluştururken ben ezrail diye okunuyorum.
mikail- o da bir şey mi olum israfil hiç yok cem evinde (güler) :)) bu şekilde.
israfil- cem evine gelmiyorum ben. kutumu büyük hissediyorum kutuma gidiyorum..

şeklinde gerçeği yansıtmayan diyaloglar silsilesi oluşuverir. allah’ım duyuyorsun dimi,gerçeğin yansıtmayan dedim..

belli bir yeri göstermek için kullanılan lehvalardır.
bildiğin oku da resim veya fotoğraf veya sembol halinde gösterme şekli de doğrudur.
ama en can alınası ya da merak edileni ise alışveriş merkezlerinde hani wc yi gösteren ok işaretleri vardır,bayan ya da erkek veyahutta hem bayan hem de erkek şekline benzer semboller de mevcuttur,işte onu diyorum, onu ok işaretleri ile göstermek yerine bok işareti ile gösterselermiş yaa! en azından benim için. son seçimlerden önce siyasetçilerden bunu isteyeceğim,derdimiz büyük nereye sıçacağımızı bilmiyoruz.

(bkz: böyle buyurdu zerdüşt)
(bkz: also sprach zarathustra)

koro halinde yaşanır ve yüksek sesli olurlar kanımca.
yoksa yurttan sesler korosu yurttan gelen sesler korosu değil miydi.

şöyle bir şey de var:

-hemoglobin nerede bulunur?
-kanda.

veya şöyle de olailir:
-hemoglobin kanda bulunur?
-kanda

aferin! şimdi başka konulara geçebiliriz..

birgün aracımı yol kenarına çektim,polis de hemen oracıkta pusu kurmuş anons çekiyor: -aaa 34 d 34 d bekleme yapma.
-ben de öndeki fırını göstererek ekmek alacam işareti yapıyorum.aradan yarım saat geçiyor, elimde ekmek görmeyen polis:- aaa 34 d 34 d ekmek nerde?
-ekmek aslanın ağzında amk cevabı geliyor ağzımdan ama içime içime söylemiş olmalıyım ki halen sokaklarda rahat bi’ biçimde gezinebiliyorum.

-olum,yazları sıcak ve kurak kışları ise soğuk ve yağışlı geçer bu kızın gözleri başlığına yazsana.
- abi yok böyle bi başlık yaa,başka birşey söyle onu yazayım ben.

cinsal ilişkiye girmek istemeyen bir kızı ikna etme çabaları için söylenen sözlerden bir tanesidir denilebilir.
olsaydı ne kaybederdi ki? kaybedecek bir şeyi olmayan bi’adamın dünyaya kendi gözlük camından bakması..

kendimizi kandırmayalım
herkesi kandırabiliriz ama kendimizi asla..
zira kendimizim diye bir akım vardır kendimizden içeri akan.

platin meme yapabilir ama göğüs yapamaz..

güzel bir kızın,erkek arkadaşını beklerken oturduğu masa diye tanım edilebilir.

ahmet- nerdesin meliha?
meliha- kafenin cama bakan kısmında en sondaki masada oturuyorum.
ahmet- niye masada oturuyorsun? sandalyede yer yok mu?
meliha- ıyyyyy boggg..

bu isimler tamamen hayal ürünür, kimse baz alınarak replik haline getirilmemiştir ,aynı isimdeki arkadaşların kusura bakmamaları temennisi ile.

isminden dolayı hastalığın kendisine ehemmeiyet göstermekten ziyade harflerin yerleriyle oynanmasıyla daha bir eğlenceli hale getirilen hastalık türüdür.

-lan ismet geçmiş olsun ne oldu sana?
- abi sorma kızamık geçiyorum.
-hangi kıza lan?
- kim hangi kıza? kız kim olum?
-kıza mık geçiriyorum dedin yaa..
bu saçma muhabbet uzar gider böyle.

herhalde herkes önce şaşırır "allah allah bu nasıl iş " demeye başlar sonra da hazır "allah allah" demişken dört bi’ koldan saldırır "allah allah beğenin ulan" nidasıyla beğenme eylemini gerçekleştirmiş olur.
beğenmiş olmanın iç huzuru ile "şükür allahım bize bu günleri de gösterdin ya" denilir.

tanrı diye bir şey olsaydı facebookta beğenilmemeyi nasıl tahammül ederdim..nietzsche ile karışık...

çok basit, soruların karşılığı yanıttır ya da değildir..

nerde? kaldı mı? türünden sorunsallara muhatap edilen insan denilen canlıların, içinde bulundurdukları iyi huylu duygulara denir..
ama nerde olduğunu merak edenler için söyleyeyim; insanlık dönmüş karaborsaya,herhangi bir karaborsacıdan fahiş fiyata alınabilir. aman dikkat edelim, insanlık parayla alınabilir ve hatta parayla alınıyor diye de alınabilir.

aksi olmadığı her durumda kabul edilebilir durumdur.
koyulan hedeflerle alakalıdır. bir futbol maçında 5 yememeyi başarı sayan bir takım 2 0 yenildi diye başarısız sayılmaz. yenilmek başarısızlık diye tabir edilse idi yemek, her zaman başarısız sayılan bir nimet olurdu.

tanıdığınız bir erkeğin hiç tanımadığınız bir çiçeği vermesinden daha kabul edilebilir bir yanı olduğu düşünülebilir,iyimser bakan gözlerde.
mesela bir gül goncası almış olsak: üzerinde çiğ damlası var diye titremesine şaşıp, bununla ortak ne yanımız var diye düşünen de bizler değil miyiz?