confessions

shevek

- Yazar -

  1. toplam entry 2359
  2. takipçi 1
  3. puan 30960

shevek

shevek
richard ruccolo’ya neresinin benzediğini anlayamamış bilgiç.

edit: dünya üzerindeki kimseye benzemediğini uman ve ruccolo’ya benzemeyen bilgiçtir.

sevmiyorum seni gaye

shevek
bilgi sahibi olmadığı halde kendilerini fikir sahibi sananlar bugün sözlük için önemli bir kan kaybına yol açmıştır. bunun sözlükle falan ilgisi yok, bunu biliyoruz. bu türkiye’nin sorunu. okumamak, okumaya üşenmek... sığ düşünmek, düşünememek. gelişmemek, yaratmamak, üretmemek... tabular ve kurallar içinde kaybolup gitmek.

12 eylülün bebeleriyiz, sadece birileri değil, hepimiz. ben, sen, o, onlar, siz: biz. hepimiz. tüketiyoruz, tüketelim de. ne de olsa bize kalmayacak dünya, değil mi? haydi yiyelim.

(bkz: aferin)
(bkz: yiyin efendiler yiyin bu iştah veren sofra sizin)

arthur rimbaud

shevek
verlaine tarafından vurulduktan sonra polise verdiği ifade:

10 temmuz (akşam 8 suları)

"bir yıldan daha fazla bir süre londra’da mösyö verlaine’le beraber yaşadım. gazeteci olarak çalışıyor ve fransızca dersi veriyoruz. içinde yaşadığımız cemiyet imkânsızlaşmıştı, ben de paris’e geri dönmek istedim. 4 gün sonra brüksel’e gitmek için yola çıktım ve verlaine’in beni ona katılmaya çağıran telgrafını gördüm. 2 gün sonra geldim ve brasseurs caddesi no. 1’de onunla ve annesiyle kaldım. paris’e gitmek istediğimi açıkça söylemiştim. “tamam git, neler olacağını göreceksin” diye cevap verdi.
o sabah, saint hubert galerisi’nde bir ara yoldan tabanca satın aldı, öğlen sularında döndüğünde tabancayı bana gösterdi. grand place’taki maison des brassuers’e gittik ve benim ayrılışım üstüne kavga ettik. saat 2 sularında evimize döndüğümüzde bir anahtarla kapıyı kilitledi, oturdu, tabancasını doldurdu ve iki defa ateş etti. bana “sana terketmeyi öğreteceğim!” dedi.
tabancayı hemen üç metre ilerden ateşledi. birincisi elime geldi, ikincisini ıskaladı. annesi de oradaydı, bana yardım etti. st. john hastanesi’ne götürüldüm, orada yaramı sardılar. yanımda verlaine ve annesi vardı. yaram sarılınca eve döndük. verlaine devamlı “beni terketme, kal benle” diyordu ama bunu istemedim. o akşam 7’de evden hep beraber ayrıldık. place roupp’a yaklaştığımızda verlaine beni geçip önümüzden yürüdü, sonra tekrar yanıma döndü. elini, tabancasını almak için cebine soktuğunu gördüm. yarı dönerek geri çekildim. sonra bir polis bularak hikâyeyi anlattım, polis de verlaine’i karakola götürdü. verlaine eğer huzur içinde gitmeme izin verseydi bana verdiği fiziksel zararı şikâyet etmeyecektim."

ilseyim

shevek
#630648 idli entrysinde doğru tahlillerde bulunmuş bilgiçtir.

kendisiyle bir kaç küçük görüşmemiz sonucunda sıkı bir kitap kurdu olduğu yargısına varmışımdır.
55 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol