#319408
(bkz: narsistik kisilik bozuklugu)
rahatsızlığın adı narkissos’tan gelmektedir.eski yunan mitolojisine göre,dünya üzerinde birçok tanrı bulunmaktaydı.bunlar çeşitli doğa olaylarından ya da canlı-cansız varlıkların kontrolünden,davranışlarından sorumluydular.inanışa göre bu tanrılar insan şeklindeydi ve insanlarla ilişki içine de girerlerdi.kendine aşık olanlara aldırmayıp,onları karşılıksız bırakan ve çok güzel bir peri kızı olan ekho, bir gün avlanan bir avcı görür.narkissos adındaki bu avcı çok yakışıklıdır.ekho bu genç avcıya ilk görüşte aşık olur.ancak narkissos bu sevgiye karşılık vermeyerek,peri kızının yanından uzaklaşır.ekho bu durum karşısında günden güne eriyerek,kara sevda ile içine kapanarak ölür.bütün vücudundan arta kalan kemikleri kayalara,sesi ise bu kayalarda ’eko’ dediğimiz yankılara dönüşür.
olimpos dağında oturan tanrılar bu duruma çok kızarlar ve narkissos’u cezalandırmaya karar verirler.gene günlerden bir gün av izindeki narkissos susamış ve bitkin bir şekilde bir nehir kenarına gelir.buradan su içmek için eğildiğinde, sudan yansıyan kendi yüzü ve vücudunun güzelliğini görür.o da daha önce farkedemediği bu güzellik karşısında adeta büyülenir.yerinden kalkamaz, kendine aşık olmuştur.o ana dek kimseyi sevmediği kadar, sevmiştir kendi görüntüsünü.o şekilde orada ne su içebilir,ne de yemek yiyebilir, ayni ekho gibi narkissos da günden güne erimeye başlar ve orada sadece kendini seyrederek ömrünü tüketir. öldükten sonra da vücudu nergis çiçeklerine dönüşür.işte narsisistik kişilik bozukluğu olan kişiler de bu şekilde kendilerine aşık,hep önde olmak,en gözde olmak isteyen,başkalarının düşünce ya da isteklerine gereken ilgiyi gösteremeyen kişilerdir.plan ve hedeflerine ulaşamadıklarında,gereken ilgiyi göremediklerinde aynı narkissos gibi erirler,çökerler.
olimpos dağında oturan tanrılar bu duruma çok kızarlar ve narkissos’u cezalandırmaya karar verirler.gene günlerden bir gün av izindeki narkissos susamış ve bitkin bir şekilde bir nehir kenarına gelir.buradan su içmek için eğildiğinde, sudan yansıyan kendi yüzü ve vücudunun güzelliğini görür.o da daha önce farkedemediği bu güzellik karşısında adeta büyülenir.yerinden kalkamaz, kendine aşık olmuştur.o ana dek kimseyi sevmediği kadar, sevmiştir kendi görüntüsünü.o şekilde orada ne su içebilir,ne de yemek yiyebilir, ayni ekho gibi narkissos da günden güne erimeye başlar ve orada sadece kendini seyrederek ömrünü tüketir. öldükten sonra da vücudu nergis çiçeklerine dönüşür.işte narsisistik kişilik bozukluğu olan kişiler de bu şekilde kendilerine aşık,hep önde olmak,en gözde olmak isteyen,başkalarının düşünce ya da isteklerine gereken ilgiyi gösteremeyen kişilerdir.plan ve hedeflerine ulaşamadıklarında,gereken ilgiyi göremediklerinde aynı narkissos gibi erirler,çökerler.
aşağıdakilerden en az besinin varlığı ile erişkinliğin erken dönemleri de başlayan , üstünlük hisleri, beğenilme ihtiyacı ve kendini başkasının yerine koyamayıp, insanlara uygun yaklaşımlarda bulunamama ile seyreden bir rahatsızlıktır.
1-kendisinin başkalarından çok daha önemli olduğu duygusu içindedir. ( gösterdiği başarıları , sahip olduğu becerilerini çok daha olağanüstü olarak görüp, yeterli bir temeli olmamasına karsın çok değerli ve yüksek bir şahsiyet olarak bilinmeyi bekler.)
2- düşünceleri ,hayalleri büyük bir güç, engin bir deha, kusursuz bir güzellik ve mükemmel , sonsuz sevgi üzerinedir.
3-özel, benzeri olmayan biri olup, kendisini ancak çok zeki ve ustun nitelikli kişilerin anlayabileceğini düşünür ve sadece bu kişilerle ilişki kurup, dostlarını bu kişilerden seçmeyi düşünür.
4-çevresindekiler tarafından çok beğenilmeyi bekler.
5-hak ettiği duygusu içindedir. sahsına özel, başvuran diğer kişilerden farklı bir tedavi uygulanacağı düşünceleri ve davranışları içindedir.
6-diğer insanlarla karşılıklı ilişkilerinde bencilce, çıkar düşünerek hareket eder. başkalarının zaaflarından yararlanıp, hedeflerine ulaşmayı gözetir.
7-kendini diğer kişilerin yerine koyup, onların hissettikleri , düşündükleri ya da ihtiyaçları konularını anlamaya ve bunlara saygı duymaya isteksizdir.
8-genellikle başkalarının başarıları, yaptıkları , değerleri ve onların genel olarak varlıklarını kıskanabilirler. diğerlerinin de kendilerini kıskandığını düşünürler.
9-kendini beğenmiş, ukala ve küstahça tutumlar içine girerler.
kendilerinin çok önemli , vazgeçilemez oldukları seklinde bir düşünce içerikleri vardır. halk arasında"büyük dağları ben yarattım" denen tavırlar içindedirler, gösterişçi ve kendini metheden konuşma ve davranışlar içindedirler. bunların karşılığında bekledikleri ilgi, övgü , hayranlık ifadeleri ile karsılaşmadıklarında hayrete düşüp, hayal kırıklığı ve mutsuzluk dönemleri yasayabilirler. başkalarının da kendi başarılarındaki katkısını gözardı edip, onları hesaba katmazlar. otorite ya da üst düzey kişilerle ilesin kurmak için çabalayıp, bağlantı kurdukları bu kişilere abartılı nitelikler atfederler. bu şekilde kendilerini de bu kişilerden varsayarlar. daima bir kurumun en yetkilisi ( başhekim, profesör, mudur, komutan, işveren vs.) gibi en yetkili ile iletişime geçip, diğerlerinin fikirlerine aldırmazlar.
devamlı olarak birselde ne kadar iyi oldukları, oradakilerin kendilerini nasıl el üstünde tutup, değer verdiği, sevgi ve saygıyla karşılandığı üzerinde düşünürler. çevrelerinden sürekli övgü, alkış beklerler. sıra beklemek, izin istemek, yol vermek onların sözlüğünde olmayan kavramlardır. çünkü kendilerine göre hersele hakları vardır ve daima bir öncelikleri olduğu düşüncesi içindedirler. başkalarından bu konularda destek ve yardim göremediklerinde öfkelenirler. başkalarını kendi isleri ve keyfi için köle gibi kullanabilir, yakın çevrelerini üst düzey ya da kendilerini pohpohlayacak kişilerden seçerler (en güzel ,en tanınmış kişiyle görünmek, arkadaşlık etmek, bu amaçla o tur kişilerin bulunduğu sosyal klüp, derneklere girip,faaliyetlerde bulunmak gibi).
diğer kişilerin içinde bulundukları durumlar konusunda aşağılayıcı, eleştirici, ilgisiz ve hafife alır bir tavır sergilerken, kendinin karsılaştıklarını derinlemesine aktarmaya çalışarak cifte standart uygulayabilirler.
herkesin başarısına haset edip, onların hiç birsele layık olmadıkları, kendilerinin de isterlerse kolayca onu yapabileceklerini düşünürler.
kendilerine yapılan en ufak yapıcı eleştiri ya da düzeltme,ekleme ve öneri bu kişileri ağır bir şekilde yaralayabilir. bu durumda küçük duşmuş, mahvolmuş ,ortada bırakılmış hissedebilirler. bu durumda aniden hiddetlenip, kırıcı olabilirler. bunlardan ötürü sosyal ilişkileri bozuk olup başarıları devamlı olamaz. başkaları ile yarışma gerektiren islerde yenilme riski nedeniyle ,bu islere karsı isteksizlikleri is ve sosyal hayatta beklenen düzeyin altına düşmelerine yol açabilir.
birlikte bulunabilen rahatsızlıklar:
-majör depresyon
-distimi
-anoreksia nervosa
-madde kullanım bozukluğu
-kişilik bozuklukları ( histrionik, borderline,
antisosyal, paranoid k.b.)
kimlerde görülebilmektedir:
vakaların yarıdan çoğunu erkekler oluşturmaktadır. toplumda % 1 den daha az oranda görülmektedir.
tedavi:
bireysel psikoterapi uygulanmalıdır. tedavide kişiliğe ait abartılı beklentiler, düşünceler ve davranışların uygun ve gerçekçi olanlarla değişimi, kişiler arası yaklaşımların düzeltilmesi ve kırılgan yapı üzerinde çalışılır.
1-kendisinin başkalarından çok daha önemli olduğu duygusu içindedir. ( gösterdiği başarıları , sahip olduğu becerilerini çok daha olağanüstü olarak görüp, yeterli bir temeli olmamasına karsın çok değerli ve yüksek bir şahsiyet olarak bilinmeyi bekler.)
2- düşünceleri ,hayalleri büyük bir güç, engin bir deha, kusursuz bir güzellik ve mükemmel , sonsuz sevgi üzerinedir.
3-özel, benzeri olmayan biri olup, kendisini ancak çok zeki ve ustun nitelikli kişilerin anlayabileceğini düşünür ve sadece bu kişilerle ilişki kurup, dostlarını bu kişilerden seçmeyi düşünür.
4-çevresindekiler tarafından çok beğenilmeyi bekler.
5-hak ettiği duygusu içindedir. sahsına özel, başvuran diğer kişilerden farklı bir tedavi uygulanacağı düşünceleri ve davranışları içindedir.
6-diğer insanlarla karşılıklı ilişkilerinde bencilce, çıkar düşünerek hareket eder. başkalarının zaaflarından yararlanıp, hedeflerine ulaşmayı gözetir.
7-kendini diğer kişilerin yerine koyup, onların hissettikleri , düşündükleri ya da ihtiyaçları konularını anlamaya ve bunlara saygı duymaya isteksizdir.
8-genellikle başkalarının başarıları, yaptıkları , değerleri ve onların genel olarak varlıklarını kıskanabilirler. diğerlerinin de kendilerini kıskandığını düşünürler.
9-kendini beğenmiş, ukala ve küstahça tutumlar içine girerler.
kendilerinin çok önemli , vazgeçilemez oldukları seklinde bir düşünce içerikleri vardır. halk arasında"büyük dağları ben yarattım" denen tavırlar içindedirler, gösterişçi ve kendini metheden konuşma ve davranışlar içindedirler. bunların karşılığında bekledikleri ilgi, övgü , hayranlık ifadeleri ile karsılaşmadıklarında hayrete düşüp, hayal kırıklığı ve mutsuzluk dönemleri yasayabilirler. başkalarının da kendi başarılarındaki katkısını gözardı edip, onları hesaba katmazlar. otorite ya da üst düzey kişilerle ilesin kurmak için çabalayıp, bağlantı kurdukları bu kişilere abartılı nitelikler atfederler. bu şekilde kendilerini de bu kişilerden varsayarlar. daima bir kurumun en yetkilisi ( başhekim, profesör, mudur, komutan, işveren vs.) gibi en yetkili ile iletişime geçip, diğerlerinin fikirlerine aldırmazlar.
devamlı olarak birselde ne kadar iyi oldukları, oradakilerin kendilerini nasıl el üstünde tutup, değer verdiği, sevgi ve saygıyla karşılandığı üzerinde düşünürler. çevrelerinden sürekli övgü, alkış beklerler. sıra beklemek, izin istemek, yol vermek onların sözlüğünde olmayan kavramlardır. çünkü kendilerine göre hersele hakları vardır ve daima bir öncelikleri olduğu düşüncesi içindedirler. başkalarından bu konularda destek ve yardim göremediklerinde öfkelenirler. başkalarını kendi isleri ve keyfi için köle gibi kullanabilir, yakın çevrelerini üst düzey ya da kendilerini pohpohlayacak kişilerden seçerler (en güzel ,en tanınmış kişiyle görünmek, arkadaşlık etmek, bu amaçla o tur kişilerin bulunduğu sosyal klüp, derneklere girip,faaliyetlerde bulunmak gibi).
diğer kişilerin içinde bulundukları durumlar konusunda aşağılayıcı, eleştirici, ilgisiz ve hafife alır bir tavır sergilerken, kendinin karsılaştıklarını derinlemesine aktarmaya çalışarak cifte standart uygulayabilirler.
herkesin başarısına haset edip, onların hiç birsele layık olmadıkları, kendilerinin de isterlerse kolayca onu yapabileceklerini düşünürler.
kendilerine yapılan en ufak yapıcı eleştiri ya da düzeltme,ekleme ve öneri bu kişileri ağır bir şekilde yaralayabilir. bu durumda küçük duşmuş, mahvolmuş ,ortada bırakılmış hissedebilirler. bu durumda aniden hiddetlenip, kırıcı olabilirler. bunlardan ötürü sosyal ilişkileri bozuk olup başarıları devamlı olamaz. başkaları ile yarışma gerektiren islerde yenilme riski nedeniyle ,bu islere karsı isteksizlikleri is ve sosyal hayatta beklenen düzeyin altına düşmelerine yol açabilir.
birlikte bulunabilen rahatsızlıklar:
-majör depresyon
-distimi
-anoreksia nervosa
-madde kullanım bozukluğu
-kişilik bozuklukları ( histrionik, borderline,
antisosyal, paranoid k.b.)
kimlerde görülebilmektedir:
vakaların yarıdan çoğunu erkekler oluşturmaktadır. toplumda % 1 den daha az oranda görülmektedir.
tedavi:
bireysel psikoterapi uygulanmalıdır. tedavide kişiliğe ait abartılı beklentiler, düşünceler ve davranışların uygun ve gerçekçi olanlarla değişimi, kişiler arası yaklaşımların düzeltilmesi ve kırılgan yapı üzerinde çalışılır.
(ara: istanbul da)
draco malfoy’un sihir bakanlığı nda çalışan babası,harry potter serisinde yer alan,en az oğlu kadar uyuz kişilik.ayrıca ölümyiyenlerdendir kendisi.
(bkz: narsisizm)
manken şarkıcıların şarkıcılıkta neden başarısız olduğunu gösteren bir önerme olabilir.
(bkz: kısa boylu kadınların güzel sese sahip olması)
(bkz: kısa boylu kadınların güzel sese sahip olması)
(bkz: bakımsız kızları kurtaralım kampanyası)
hayır,bir kızın kokoş olup olmaması neden onun kusuru ya da var olmama sebebi sayılıyor anlamış değilim.
insanları dış görünüşüne göre değerlendirenler için alternatif kampanyalar:
(bkz: tikkyleri sallandıralım kampanyası)
(bkz: topuklu ayakkabı giyenleri kurşuna dizelim kampanyası)
(bkz: fondöten kullanan kızları falakaya yatıralım kampanyası)
kanımca en iyisi (bkz: kampanya meraklılarına anketçi muamelesi yapalım kampanyası)
hayır,bir kızın kokoş olup olmaması neden onun kusuru ya da var olmama sebebi sayılıyor anlamış değilim.
insanları dış görünüşüne göre değerlendirenler için alternatif kampanyalar:
(bkz: tikkyleri sallandıralım kampanyası)
(bkz: topuklu ayakkabı giyenleri kurşuna dizelim kampanyası)
(bkz: fondöten kullanan kızları falakaya yatıralım kampanyası)
kanımca en iyisi (bkz: kampanya meraklılarına anketçi muamelesi yapalım kampanyası)
(bkz: sweet home chicago)
(bkz: gereksiz sözler)
12inci ulusal psikoloji öğrencileri kongresine ev sahipliği yapacak olan okul.herkesi ama herkesi havaalanından karşılayacağız,salonlarımız klimalı,her yerimiz çim,kıbrıs pahalı bir yer değil aslında,plaja da götüreceğiz sizi gibi vaadlerle kandırıp,kongre sırasında egeyle kulis yapıp oylamada fark atmışlardır.asıl komik olanı da yakın doğu öğrencilerinin sunum sırasında kıbrısa gelirseniz orada travmatik insanlar göreceksiniz şeklindeki duygu sömürüsel oy arayışlarıydı.kongrenin kalitesi şimdiden bellidir ama önyargılı olmamak lazım tabii...
yarın bu saatlerde içinde olacağım,deli gibi özlediğim,saatleri sayarken bile heyecanıma hakim olamadığım şehrim.
(bkz: beş dakikada beşiktaş)
ogonun mottosu.
hemen her tür kıyafetin üzerine giyilebilen şey.
adamın biri sabah evden işe giderken ilginç bir cenaze kafilesi fark eder.en önde yürüyen köpekli bir adam.arkasında bir tabut ve onun 10 metre arkasında bir başka tabut.bunları takip eden, tek sıra olmuş 200den fazla adam. meraklanır. kafilenin başındaki köpekli adam hiç kuşku yok ki cenazenin sahibidir.yanına yaklaşır ve sorar:
-beyefendi,bu üzüntülü gününüzde hatırlatmak istemem ama ölenler neyiniz oluyor?
adam yanıtlar:
-öndeki karım,arkadaki de kayınvalidem.
-vah vah, başınız sağ olsun.nasıl oldu?
-köpeğim karıma saldırıp öldürmüş.kayınvalidem de karıma yardıma gelmiş. köpek onu da öldürmüş.
adam biraz düşündükten sonra sorar:
-beyefendi, köpeğinizi ödünç alabilir miyim?
-sıraya geç!
-beyefendi,bu üzüntülü gününüzde hatırlatmak istemem ama ölenler neyiniz oluyor?
adam yanıtlar:
-öndeki karım,arkadaki de kayınvalidem.
-vah vah, başınız sağ olsun.nasıl oldu?
-köpeğim karıma saldırıp öldürmüş.kayınvalidem de karıma yardıma gelmiş. köpek onu da öldürmüş.
adam biraz düşündükten sonra sorar:
-beyefendi, köpeğinizi ödünç alabilir miyim?
-sıraya geç!
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?