ladycapulet

her ayrılıktan sonra edilen laf.

dişi insan.

2 ile çarp. 1 ekle. al sana yolun yarısı.

ankara’da çevre sokak’ta bulunan hoş mekan. dans etmek ve bağıra çapıra şarkı söylemek için iyi bir yerdir. güzel müzik yapıyorlar çocuklar.

9-13 mayıs 2011’de istanbul’da gerçekleştirilecek olan en az gelişmiş ülkeler zirvesi’nin kısaltması.

kısaca tunalı denilen ve başkentin nispeten iyi mekanlarına ev sahipliği yapan cadde. istanbul’dan gelen biri olarak istiklal’in tadını bulamasam da severim burayı.

kar yağıp da bembeyaz bir örtüyle kaplandığında biraz sevimlileşen şehirdir bence. hiç bir istanbul sevdalısı alışamaz bu şehre; alışılan pek çok şey yoktur zira ankara’da..insan bir boğaz görmek istiyor, kalabalıktan kaçıp denize karşı çayını yudumlamak istiyor..

ata demirer imzasi tasiyan film. henuz gitmedim ama ilk film gayet keyifliydi.

öğrenciyken vazgecemediğimiz her öğün tüketilbildiğimiz yiyecekti. odada biri corn flakes alınca sabahı görmezdi o paketçik. şimdi evimiz olunca yüzüne bakmaz olduk.

dun sabah kahvalti yaparken arkadaslarla onun siirlerinden secmeler okuduk. bir kez daha hayran olduk kendisine. hakkinda da bir sey ogrendim. cemal sureyya soy ismindeki `y` harfini bir iddia uzerine kaybetmis. rivayete gore bir arkadasi ile - sezai karakoc -ayni kizdan hoslanirlarmis, ikisi de kiz icin yazdiklari siirleri birbirlerine okurlarmis. sonra iddiaya girmisler kim bu kizi tavlayabilecek diye ve kaybeden kiside unutulmayacak bir iz kalmasini istemisler. bu iz fiziksel bir iz olamaz diye dusunup isimlerinden bir harf dusurmeye karar vermisler. sezai karakoc kizi tavlayinca da cemal sureyya `y` harfinden birini cikarmis isminden..

uskudar`a gider iken aldi da bi yagmur cumlesini ben uskudar`a gider iken altida bir yagmur diye anladim taa ki gecen seneye kadar..

aynı kurumda çalıştığım bir öğretmen arkadaşın başına gelen hadise. beni niye ilgilendiriyor? çünkü onun sınıfının dersini de bana yıktılar. hadi bana kolay gele..

online olmadığı zamanı da gördüm. doğumgününü kutluyor zannımca. iyiki doğmuş.

broadway’de izlediğim ilk ve tek film.

bu aralar fazla mesai yapan melek.

serdar ortaç ’ ı yoruyormuş. size ne yapıyor bu hayat bilemem.

genelde mal diye tabir ettiğimiz insansılardan uluşan üniversite ofislerinden biri. ben ne zaman gitsem gözlüklü sarışın çıyan diye tabir ettiğim bi abi vardı ve hep beni g.tüyle dinleyip 3-4 kere tekrar etmek zorunda bırakırdı sorumu. gittiğime gideceğime pişman olur, ulan bu herifleri özel bi yeteneksizlik sınavıyla mı alıyorlar diye hayretler içinde kalırdım. lethe şahidim olsun.

25 eylül 2010’ da harbiye’yi yıktı geçti. o nasıl bir ses, o nasıl bir canlı performans, o nasıl bir alçakgönüllülük. iktidara da laf sokmadan geçmedi. kendisi eski adlı şarkısını söylerken, türkiye’ye hizmet eden çeşitli görüş ve etnik kökene sahip zat-ı muhteremlerin fotoları bir slayt show olarak gösterildi. pek güzel oldu.

öğretirken bize nasıl öğretmişler lan zamanında diye hayretlere düştüğüm yabancı dil. hayır zor değil kesinlikle ama öğrenciler çok yaratıcı, ben niye düşünmemişim bunları daha önce diye de dumur olmuyor değilim.

tuncel kurtiz, erkan can, şevval sam, taner birsel, nejat işler, derya alabora, rıza sönmez ve muzaffer özdem’ in rol aldığı ahmet boyacıoğlu imzasını taşıyan film.