john maynard keynes

efendim bi boka yaramıyorlar. ben demiyorum, power balance söylüyor.

http://news.discovery.com/human/power-balance-maker-admits-bands-are-worthless.html

ingilizce bilmeyenler veya üşenenler için bir kısım;

“we admit that there is no credible scientific evidence that supports our claims. therefore we engaged in misleading conduct.”

"iddialarımızı destekleyecek bilimsel bir kanıtın bulunmadığını kabul ediyoruz. bu açıdan yanlış yönlendirmiş bulunmaktayız.

upon the sand, upon the bay
"there is a quick and easy way" you say
before you illustrate
i’d rather state :
"i’m not the man you think i am
i’m not the man you think i am"

and sorrow’s native son
he will not smile for anyone

and pretty girls make graves
oh ...

end of the pier, end of the bay
you tug my arm, and say : "give in to lust,
give up to lust, oh heaven knows we’ll
soon be dust ... "

oh, i’m not the man you think i am
i’m not the man you think i am

and sorrow’s native son
he will not rise for anyone

and pretty girls make graves
oh really ?
oh ...

i could have been wild and i could have
been free
but nature played this trick on me

she wants it now
and she will not wait
but she’s too rough
and i’m too delicate

then, on the sand
another man, he takes her hand
a smile lights up her stupid face
(and well, it would)

i lost my faith in womanhood
i lost my faith in womanhood
i lost my faith ...
oh ...

hand in glove ...
the sun shines out of our behinds ...
oh ...

the smiths’in üçüncü stüdyo albümü olmakla beraber the smiths’in en güzel albümüdür. ben bazen acaba louder than bombs bu albümden daha iyi olabilir mi diye düşünsem de sonra tekrar bu albümün en iyisi olduğuna karar veriyorum. sadece ben değil bir çok the smiths fanı da bu albümün en iyisi olduğunu düşünür. kaldı ki johnny marr bu albüm içerisinde yer alan there is a light that never goes out’u şöyle tanımlar; when we first played it, i thought it was the best song i’d ever heard. yani; bu şarkıyı ilk çaldığımızda, bunun hayatımda duyduğum en güzel şarkı olduğunu düşündüm. marr’a katılmamak mümkün değil çünkü there is a light that never goes out dünyanın en güzel şarkısıdır, 500 days of summer her ne kadar şarkıyı mainstream yaparak az bilinirliğini öldürse de.

albümün kapağında alain delon’un oynadığı l insoumis filminden yine alain delon’un bir fotoğrafı bulunmaktadır.

http://tinyurl.com/3oaz8yt

albümün şarkıları ise;

the queen is dead
frankly mr shankly
i know its over
never had no one ever
cemetry gates
bigmouth strikes again
the boy with the thorn in his side
vicar in a tutu
there is a light that never goes out
some girls are bigger than others

şeklindedir.

the smiths’in meat is murder albümünde yer alır bu parça. yağmurlu günlerde evde dinlenilmemeli direk depresyona sokar adamı.

well i wonder
do you hear me when you sleep ?
i hoarsely cry

well i wonder
do you see me when we pass ?
i half die

please keep me in mind
please keep me in mind

gasping - but somehow still alive
this is the fierce last stand of all i am

gasping - dying - but somehow still alive
this is the final stand of all i am

please keep me in mind

well i wonder
well i wonder
please keep me in mind
keep me in mind
keep me in mind

sanırım türk televizyonlarında çalışarak parasını kazanan 3-5 kişiden biridir. sonrasında gelsin asmalı konak beyleri, gitsin behlül asilzadeleri

sanırım türk televizyonlarında çalışarak parasını kazanan 3-5 kişiden biridir. sonrasında gelsin asmalı konak beyleri, gitsin behlül asilzadeleri

şahane bir the smiths, devrim şarkısıdır,

oh hello
i am the ghost of troubled joe
hung by his pretty white neck
some eighteen months ago
i travelled to a mystical time zone
and i missed my bed
and i soon came home

they said :
"there’s too much caffeine
in your bloodstream
and a lack of real spice
in your life"

i said :
"leave me alone
because i’m alright, dad
surprised to still
be on my own..."

oh, but don’t mention love
i’d hate the strain of the pain again
a rush and a push and the land that
we stand on is ours
it has been before
so it shall be again
and people who are uglier than you and i
they take what they need, and just leave

oh, but don’t mention love
i’d hate the pain of the strain all over again
a rush and a push and the land that
we stand on is ours
it has been before
so why can’t it be now ?
and people who are weaker than you and i
they take what they want from life

oh, but don’t mention love
no - no, don’t mention love !
a rush and a push and the land that
we stand on is ours
your youth may be gone
but you’re still a young man
so phone me, phone me, phone me
so phone me, phone me, phone me

oh, i think i’m in love
oh, i think i’m in love
oh, i think i’m in love (think i’m in love)
urrgh, i think i’m in lerv
oh ...

bütün şehir için the smiths söylüyor;

(bkz: a rush and a push and the land is ours)

kendisi hakkında muhteşem bir anektod olan yazı için ısrarla;

http://tinyurl.com/3cxu2yd

tarihin gördüğü en iyi futbolcu hangisidir diye sorsalar iki isim arasında kalırım, ve maalesef bu iki oyuncu da bu takım için oynamıştır. zinedine zidane ve ronaldo luis nazario de lima.

zizou
http://tinyurl.com/2uou55o

il fenomeno
http://tinyurl.com/3uljhs7

independence’a hak veriyorum az yazma konusunda. sözlüğe üye olalı 2,469 gün olmuş, bu zaman zarfında toplam (bu dahil) 1,785 entry yazmışım yani günde ortalama 0.723 entry. bugün yazdığım 17. entry ortalamanın 23.5 katı olduğu için yadırgıyor.

kendisi daha önce günde 16 entry olayını 22.04.2011 tarihinde gerçekleştirmişti, ya da benzerini. o tarihe nasıl ulaşacağımı bilmiyorum ulan.

insanların bu adama garezi var sanırım. önce ucube dediler heykelini yıktılar, şimdi de mehmet aksoy’un yaptığı cay yücel’in mezar taşını parçaladılar. vandallık tepeden başlıyor tabii.

mehmet aksoy konuyla ilgili şöyle buyurmuştur;

şarap can yücel için belki çok kutsal bir şey. ya da ilahi bir duygu. bunu hiç kimse bilemez ve irdeleyemez.
ama bir heykel düşmanlığı sardı etrafı. ayrıca bu mezara saldırının heykele yönelik bir saldırı olduğunu da düşünüyorum.

halka yoruma açık mesajlar verildiği zaman maalesef durum can yücel’in mezarına olduğu gibi olur. bir bakıma kelebek etkisi…

bir dil neden öğrenilir? kendini ifade etmek için, diğer insanlarla iletişim kurmak için, geçmiş kaynakları/kitapları okumak için, kültürel mirası taşımak için, eğitim alabileceğin alanda lazım olduğu için.

durumsal olarak değerlendirdiğimiz zaman, mesela isveç’te bütün akrabalarından kaçarak yeni bir hayat kurmuş bir kürt anne düşünelim. çocuğun kürtçe öğrenmesi kendisini ifade etmesine yardımcı olacak mı? hayır. diğer insanlarla iletişim kurmasını sağlayacak mı? hayır. kürtçe kaynak, kitap edebi eser mevcut mu? hayır. kültürel mirası taşımak gibi bir misyon var mı? hayır. dünyada kürtçe eğitim veren bir enstitü mevcut mu? hayır.

bu durumda o çocuğa bu dili öğretmek ne kazandıracak. sanskrit öğret daha iyi, en azından kitap okur.

edit: asıl tepkisini almak istediğim adam atılmış, bu enrty de burada benim trollük denemem olarak kalsın.

atatürk’ün yerine atatürkün yazan türkçe özürlülerin diline düşmüş ideolojidir.

nuri şahin’i khedira’nın yerine monte ettiği zaman çok daha üretken olabilecek olan takım. o haliyle belki fc barcelona karşısında hezimete uğramazlar. fc barcelona dışında dünyadaki her takımı yenebilecek güçtedirler.

zıt kutbu çocuğunun büyük zorluklar çekmesine neden olmuştur.

(bkz: çocuğuna türkçe öğretmeyen kürt kadın)

her maçta terbiyesizlik yapıyorlar, tekme yediklerinde özür dilemeliler bence.

http://tinyurl.com/3rfnnfj

(bkz: waka waka)