yakında tayyip'in de resminin çizilmesi yasaklanabilir. hatta kelime-i şahadet revize edilip; allah birdir, muhammed onun elçisi'dir, tayyip muhammed'in veliahtıdır gibi bir yeni şahadet biçimi ortaya çıkabilir.
arabada,asansörde,apartman girişinde erkekler kadınlara kapıyı tutmak zorunda hissediyorlar kendilerini. bu centilmenliğin bir gereği. ben de bu güne kadar bu hipnoza harfiyen uyar ve kapıyı tutardım. bir kaç kez şunu gözlemledim, kapıyı tuttuğum hiç tanımadığım kadınlar bir 'teşekkür' bile etmeden sanki benim asli görevimmiş gibi kapıdan geçip gittiler. ben de bu konu üzerine kafa yormaya karar verdim. bu bir centilmenlikse bunun kitabını kim yazdı, biz neden bu şekilde davranmak zorundayız. hadi davrandık diyelim, kadınların buna karşı teşekkür etmesi gerekmez mi.. neyse sonuç şu, ben daha kendi eşim dostum hariç kimseye kapı falan tutmam..
bir erkeğin tek başına tatile çıkması (eğer çok sosyal bir tip değilse), erkeğin dinlenmekten çok ruhunun yorulmasına yol açıyor. insanlar sanki sürekli 'bu mal kim, tek başına ne işi var' bakıyor gibi geliyor. biriyle de tanışmaz isen daha da kötü. hiç çıkma daha iyi sanki.. not : geçenlerde 5 gece tek başıma tatile gittim, sosyal bir tip olmama rağmen 4. gün sıkılıp geri döndüm.
kadının tek başına tatile çıkması ise çok farklı bir yaklaşım, kadına bir anda özgürüm, rahatım, müsaitim sıfatı yüklüyor. bu sihirli kokuyu alan otel sahibinden servis şoförüne, garsonundan su sporları çalışanına, sörfçüsünden ferraricisine kadar herkes bir şekilde yalnız kadınla irtibat kurup onun gönlünü hoş etmeye çalışıyorlar. yani yalnız kadının tatili maceralarla dolu geçebilirken yalnız adamın tatili bunalımlarla geçebiliyor..
kadının tek başına tatile çıkması ise çok farklı bir yaklaşım, kadına bir anda özgürüm, rahatım, müsaitim sıfatı yüklüyor. bu sihirli kokuyu alan otel sahibinden servis şoförüne, garsonundan su sporları çalışanına, sörfçüsünden ferraricisine kadar herkes bir şekilde yalnız kadınla irtibat kurup onun gönlünü hoş etmeye çalışıyorlar. yani yalnız kadının tatili maceralarla dolu geçebilirken yalnız adamın tatili bunalımlarla geçebiliyor..
konuyla ilgili hafif bir yorum yapmak istiyorum ; suriyeli olup da vatanını milletini savunmayıp götüm götüm kaçmış şerefsiz korkak alçaklar, biz 1-2 çocuk yaparken, çadırlarda vergilerimizle 8 tane bebe üreten cahillerin, ağacın altına sıçan, götünü taşa silenlerin türk vatandaşı yapılmasını istemiyorum. vatanı işgal altındayken savaşmayıp kaçan onun bunun çocuklarıyla aynı ortamda yaşamak istemiyorum.
içine tamamen sıçılmış bir ülkede, dedem zamanından kalmış hikayelerle duygu ve insanlık katmaya yönelik yapılan bu haberi ben yemedim. yemeyin, yedirtmeyin.. git irdele, adamın karısı belki 13 yaşında falandır. karısını kaçırmıştır falan, tecavüz edip hamile bırakmıştır belki de..
5-6 farklı eski sevgilime yaptığım eylemdir. onlar beni facebook'tan silmeyerek, evlendiğini gösterip göt olduğumu düşünüyor veya hiç umursamıyor olabilirler ama kocasıyla bir zamanlar aynı yatağı paylaştığım kadının evlilik fotosunu trollemek bana çok ayrı bir zevk veriyor. bazen 'tebrikler' bile yazıyorum. kocası bu kim diye sorarsa da muhtemelen şöyle diyorlardır; 'ya o çocuk eski bir normal arkadaşım'.. ha ha ha
bir de bunun bir level üstü var. arkadaşımın başına geldi, bir kaç gün bir kaç stand yaptığı bir hatun, evlenirken üniversite arkadaş grubunu davet ederken, mecburen çocuğu da düğüne çağırdı, bizim eleman damat ile göbek atmıştı..
bir de bunun bir level üstü var. arkadaşımın başına geldi, bir kaç gün bir kaç stand yaptığı bir hatun, evlenirken üniversite arkadaş grubunu davet ederken, mecburen çocuğu da düğüne çağırdı, bizim eleman damat ile göbek atmıştı..
kek kabının dibine kafa sokup kalan aromayı yalamak
(bkz: napıyorsun)
11 temmuz 2016 kız arkadaşımın regl rezaleti
ucuz etin yahnisi adlı rezalet
aynı kişiler durum güncellemelerini 'çok mutluyum :)' gibilerinden değiştirirler. aslında bu şunu ifade eder ; demek ki genel olarak mutsuzsun ki mutlu olduğun nadir zamanlarda bunu sosyal medyadan duyurma ihtiyacı hissediyorsun.
sırbistan'dan ayrılıp bağımsızlığını ilan eden ama her şeyiyle sırp olan karadağ'a bağlı şehir. başkent podgorica'da köy hava alanı tarzı , elinizi kolunuzu sallayarak girebileceğiniz, 3 polis olan uluslararası hava alanına iniliyor. budva'ya taksici ile 40 euroya anlaşmak mümkün. budva taksi ile 1 saat 15 dk sürdü. şehir büyük bir koyun içine yapılmış. geçimleri genel olarak yaz turizmi. çeşme - istanbul ilişkisi gibi belgrad - budva ilişkisi var. zengin sırplar yazları budva'da tatil yapıyor. euro geçerli. kabaca ücretler şu şekilde ; gündüz şezlong - şemsiye kiralama 3 euro. gündüz beach clubda votka elma suyu 3 euro. gece klübüde vodka elma suyu 4 euro. taksi açılış 1 euro. ayak üstü fast food yemek 3 euro. orta kalite restoranda yemek 15 euro. özel tekneyi kapatarak tekne turu saati toplam 20 euro. 8 kişi bile tekneyi kapatabiliyorsunuz. çevre koyları tekne ile gezmek eğlenceli oluyor. sahildeki marinada bir çok tekneci dayı var. onları kiralayabilirsiniz. denizi çok güzel ve temiz. adriatik denizi ege denizine benziyor.
taksiciler genelde dolandırıcı. onun dışındaki esnaf dürüst. plajlar ve club'lar insana değer veriyor. 4 euroya vodka içip üstüne de insan muamelesi görüyorsunuz. gündüz ve gece kadın oranı %65, erkek oranı %35. mekanlarda dam problemi yok. şehir genel olarak ingilizce biliyor. turistler genelde sırbistan,hırvatistan,arnavutluk zenginleri, ruslar ve az da olsa türkler'den oluşuyor. kadınları ve erkekleri insan ırkının görebileceği en son güzellik noktasında.klasik türk erkeğinin sırp bulma şansı %1 bile değil. yukarıdan aşağıya böcek gibi bakıyorlar türklere. sırp erkekleri de insan değil sibersonik robokop gibi yakışıklı. insan demeye bin şahit ister. tüm bu rekabete rağmen yine tutunabilen nadir türklerden biri olduk. şehri ziyaret etmek isteyen varsa daha detaya girebilirim.
taksiciler genelde dolandırıcı. onun dışındaki esnaf dürüst. plajlar ve club'lar insana değer veriyor. 4 euroya vodka içip üstüne de insan muamelesi görüyorsunuz. gündüz ve gece kadın oranı %65, erkek oranı %35. mekanlarda dam problemi yok. şehir genel olarak ingilizce biliyor. turistler genelde sırbistan,hırvatistan,arnavutluk zenginleri, ruslar ve az da olsa türkler'den oluşuyor. kadınları ve erkekleri insan ırkının görebileceği en son güzellik noktasında.klasik türk erkeğinin sırp bulma şansı %1 bile değil. yukarıdan aşağıya böcek gibi bakıyorlar türklere. sırp erkekleri de insan değil sibersonik robokop gibi yakışıklı. insan demeye bin şahit ister. tüm bu rekabete rağmen yine tutunabilen nadir türklerden biri olduk. şehri ziyaret etmek isteyen varsa daha detaya girebilirim.
sigara kullanmayanların asla gerçekleştiremeyeceği bir eylem
insanlara ait kültürel evrim çağları 6'ya ayrılır ;
tarih öncesi
1- taş devri (insansıların oluşu, ateşin buluşu, tekerlek buluşu)
2- bakır devri (modern insan homo sapiens'in son şeklini alması, insanın taş dışında madenleri işlemeyi öğrenmesi, açıklanamayan olaylar karşısında bir güce tapınma ihtiyacının ortaya çıkışı)
tarih sonrası
1- ilk çağ (tunç devri, demir devri, tarımın keşfi, helenistik dönem, roma imparatorluğu, çok tanrılı dinlerin ortaya çıkışı)
2- orta çağ (bizans dönemleri, tek tanrılı dinlerin ortaya çıkışı)
3- yeni çağ (istanbul'un fethinden fransız ihtilali'ne kadar geçen süreç)
4- yakın çağ (içerisinde bulunduğumuz sanayi devrimini kapsayan çağ)
bence bizden bir kaç bin yıl sonra da yaşadığımız şu günler aşağıdaki şekilde tarihte yer edinilecek.
5- erken bilgi çağı (internet'in bulunması, teknolojinin keşfi) ms.2000
6- olgun bilgi çağı (bilgiye ulaşmanın kolaylığı ve bilimin ilerlemesi ile beraber tek tanrılı dinlerin tamamen geçerliliğini yitirmesi) ms.2300
7- ileri bilgi çağı (ölümsüzlüğün keşfi,ölüm sonrasının kesin ispatı,ışınlanmak,robotsal bilincin icadı, diğer gezegenlerde kolonileşme, galaksiler arası seyahat) ms.3200
tarih öncesi
1- taş devri (insansıların oluşu, ateşin buluşu, tekerlek buluşu)
2- bakır devri (modern insan homo sapiens'in son şeklini alması, insanın taş dışında madenleri işlemeyi öğrenmesi, açıklanamayan olaylar karşısında bir güce tapınma ihtiyacının ortaya çıkışı)
tarih sonrası
1- ilk çağ (tunç devri, demir devri, tarımın keşfi, helenistik dönem, roma imparatorluğu, çok tanrılı dinlerin ortaya çıkışı)
2- orta çağ (bizans dönemleri, tek tanrılı dinlerin ortaya çıkışı)
3- yeni çağ (istanbul'un fethinden fransız ihtilali'ne kadar geçen süreç)
4- yakın çağ (içerisinde bulunduğumuz sanayi devrimini kapsayan çağ)
bence bizden bir kaç bin yıl sonra da yaşadığımız şu günler aşağıdaki şekilde tarihte yer edinilecek.
5- erken bilgi çağı (internet'in bulunması, teknolojinin keşfi) ms.2000
6- olgun bilgi çağı (bilgiye ulaşmanın kolaylığı ve bilimin ilerlemesi ile beraber tek tanrılı dinlerin tamamen geçerliliğini yitirmesi) ms.2300
7- ileri bilgi çağı (ölümsüzlüğün keşfi,ölüm sonrasının kesin ispatı,ışınlanmak,robotsal bilincin icadı, diğer gezegenlerde kolonileşme, galaksiler arası seyahat) ms.3200
sahibinin sesi youtube ve facebook'un resmen dalga geçmesidir. he he evet uncle sam, güvendeyiz..
bu olayda istanbul taksicilerinin o. çocukluğunu da asla unutmayacağız. daha önce duymuştum, sabiha'ya gitmeye çalışan turistleri atatürk'e bırakıp burası sabiha diyorlarmış. olayı fark eden turist can havliyle atatürk havalimanı taksiye binip sabiha'ya yetiştir dediğinde ise atatürk havalimanı taksisi, yetiştiririm ama taksi metre üzeri 100 dolar bahşiş verirsen hehe' diyormuş. bunun dışında turiste sahte paran verenler, dolaştıranlar vs vs. yani patlamadan kaçmaya çalışanlardan ekstra para istemelerine hiç şaşırmadım. patlama olay anının en en en şerefsizi taksicilerdir.
bir teröristin önce kalaşnikof ile etrafı taradığı daha sonra kendini patlattığı saldırı
hayata bir gele geliyorum. kocam bana 8000 tl falan ödeyip gelinlik alacak , 1 kere giyeceğim, ömür boyu saklayıp, ayy ne kadar zayıf mışım diye gözlerim uzaklara dalacak. ama ben buyum. '1 kere gelin olmak bunu geriktirir' demeyenler için güzelmiş.
mesela ben dusunebilen bir kediyim.. bir gün yaraticim uyurken onun bogazini tirmalayip gebertip dunyanin hakimi olarak bagimsiz bir sekilde yasayabilirim. (13 milyar yillik evrende 6 bin yillik modern insan tarihi)
okudukça, araştırdıkça, düşündükçe.. 'fazla dusunmek gunahtır'ın aksine beynimi yakarcasına dusundukçe, kendimi zorladıkça.. tek bir sonuç ortaya cikiyor.. 2 kere kuran okuyup, elmalı hamdinin 2000 sf lik tevsirini okuyup, 300 civari makale okuyup, 50 civarı kitap okuyup, 20 civari belgesel izledim.. yani kafayi bu konuya taktim. ayrica akademik egitim seviyem dunyada %1 lik dilimde.. inan ki sonsuz cehennem ateşleride yanmak gercektek istemezdim ama.. maalesef.. din ve tanrı yok.. gercekten yok..
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?