hepimizhiciz

yaren.

ortasına yaşam denilen kavramı sıkıştırdığımız olgu.

kuralları olması sebebiyle ismi ile tezat düşen sözlük.

salamuraya yatırılmış bir ruh... beklemede kaynatılıp eriyeceği günü... boyun eğmiş her şeye... kanayan her şiire... yaralı, her gün zor geldi yarına dair nefes almak....
her günün bir öncekinden farksız olması sıktı yürekleri...
kısırlaşmak ve o yerde dönmek...
girmek bir labirente ve çıkamamak...
düşmek bir kuyuya ve yüzememek...
uyumak ve uyanmamak...
kabusların pençesinden kurtulamamak...
med cezir hayatlar...

hüzzam makamında iniltilerle boğuşurken içinin boğulmuş kuyusunda, ayasında sabrı, kader çizgisi yapmış teni toz rengi katliamlar oturur alnın en ortada yerlerine.... hani zamanla geçermiş ya her birşey... zaman başını alıp dört nala gittikçe, kader denilen alındaki çizgi de eşdeğer bir hızda yarıklarını açıveriyorlar mekanlara... zamanın bir kendine yok dermanı, bir de teneşire gelme gününe... yaşamak kargaşasından yadigar damlacıklar usul usul sıyrılır sonraları, o alındaki patikalar arasından yüzüne... ve sen çizgileri santim santim ölçmeye başlarsın... her yeni gün kısalan ve korku salan alnından dökülür kanlar mavi, mor, kırmızı... aklına yeni düşler doğar böylesi kanla karışık yağarken.....

oyunsa bu oynanan.... bir sahne ise hayat denilen köprü.....? ve bembeyaz bir tebeşir tozuysa umutlarımız....?
avuçlarımda sımsıkı tutarım yakaladığım süt beyazını,
ölürsem kirlenir avuçlarımın arası...

ondandır iliklerime kadar yaşamam....
kapıyı kapattığında hayat....
küçük bir göz kırpışımda saklanmalı koskoca bir ömür....
ömrümüz....

hoş geldin çocuk ruhum...
demiştim gitme diye.....
sana göre çizilmemiş çizgiler... ellerine büyük gelir hikayeler....
gözlerin göremez resmin tamamını.... dinlemedin.... çocukçaydı hayallerin....
içine sığdıramadığın kalbin vardı...
henüz yeni açılmış kalemin... tertemiz sayfalara nadide resimler yapacağım demiştin.....
böyle çıkmıştın yola....
ilk çizgide azaldın oysa.... kırıldı kaleminin ucu..... resmin orta yerinde yarım kaldın...... yırtık bir kağıt üzerine çizilmiş bir çift gözle geri döndün....

söyle ruhum.....

peki kalbin nerde.....??

omuzların ağrıyabilir bu kadar yükten...
geçmiş ağrıtabilir kalbini....
kaybedilmişlik pişmanlığı getirebilir....
kıvranabilirsin vicdan azabıyla....
sevdiğini söylemeye çekinebilirsin....
yalnızlığı seçebilirsin yenilgilerde...
elele yürümek varken tek başına terk-i diyar etmeyi tercih edebilirsin...
haykırmak varken susup hayatını zindan edebilirsin...

insansın sen....

jitem adlı kontrgerilla örgütünü kuran, faili meçhul(!) cinayetlere imza atan; silah, vergi ve uyuşturucu kaçaklığına bulaşmış katil binbaşı.

grup yorum’un söz ve müziğini yaptığı son albümü yıldızlar kuşandık’ta yer alan bambaşka güzellikteki şarkısı. sözleri de şöyledir:


insanoğlu vura öle
gece güne döne döne
tutuşmaz mı bu karanlık
en yiğitler yana yana
şen olasın anacığım
oğlun erdi muradına
destan oldu vatanına...

pir sultan soyundan akan yiğitler
börklüce’yle cenge kalkan yiğitler
çakırcalı’dan beri konaklar yakıp yıkan
zulmün bileğini büken yiğitler

şen olasın anadolu
oğlun zulmü yıktı geçti
kırılsa da bir fidanın
bin tomurcuk çiçek açtı
haber salın dört bir yana
dağlar ona kucak açtı
yoldaşları silah çattı, kurtuluşa

grup yorum’un son albümünde yer alan kesinlikle dinlenesi nazım hikmet şiirinden derlenmiş şarkı.
sözleri:

sevebilirim hem de nasıl
dile benden ne dilersen
canımı, gözlerimi

kızabilirim, ağzım köpürmez
ama devenin öfkesi hiç kalır benimkinin yanında

anlayabilirim çoğu kere burnumla anlayabilirim,
yani en karanlığın en uzaktakinin kokusunu alarak

ve dövüşebilirim.
doğru bulduğum, haklı bulduğum
güzel bulduğum her şey ve herkes için

yaşım başım buna engel değil

söz: nazım hikmet
müzik: grup yorum

grup yorum’un yıldızlar kuşandık adlı son albümünden yine muhteşem bir şarkı. sözleri de şöyledir:


bizsiz ılgaz’ın çam ormanları güzel değildir.
hayda günlerim hayda!
sırtını düşmana verdikçe
murat dağları güzel değildir,
dost dost ille de kavga!

biz olmasak gökyüzü
biz olmasak üzüm
biz olmasak üzüm göz
kömür göz, ela göz
biz olmasak göz ile kaş
öpücük, nar içi dudak güzel değildir

biz olmasak ray
dönen tekerler yıkanan buğday
ayın on beşi güzel değildir

biz olmasak taşova’nın tütünü
kütahya’nın çinisi
ana dizi, kardeş dizi, yar dizi
güzel değildir

söz: enver gökçe
müzik: grup yorum

devrim’e söylenmiş en güzel sözlerdir.

içimizde biriktirdiğimiz bloklar bütünü.

#633389

ve bu adamın emperyalist, beyin yıkamacı, iktidar yağlayıcı holdingi.

gülümsemek.

sayıyorum buğday tanelerini gözümden bile sakınıp teker teker....
bir tomurcuğa binlerce şiir okuyorum bileklerimdeki kanı bulaştırarak....
"son" diyorum işte böyle olmalı.... bu olmalı...
giderken tüm güzümü de bırakıyorum arkamda...
günebakanların peşinden bahara dönüyorum.....

12 eylül sonrası dayatmaların ve usandırmaların sonucu ortaya çıkan kavram. ne etliye ne sütlüye misali. herkes kendi kabuğuna çekilip çöküşü seyreder ve farketmez. farkedilen tek şey televole zihniyetinin getirdiği kim, kiminle,nerede, ne yapıyor sorularının cevabıdır. bana dokunmayan yılan bin yaşasıncılıktır ayrıca.
kendi fikir ve düşüncelerini savunamayacak kapasitesiz insanlar topluluğudur. ülkesinde dönen dolaplardan, üzerinde oynanan oyunlardan bihaber, okuyan ama anlamayan bir zihniyettir.

gözyaşıydı eylül. bütün ayların kan emici hüzünlü çocuğu.

papatya biten dağların kurşun kokusu eylül.

almancada şam fıstığı ya da antep fıstığı anlamına gelen şahsen sevdiğim bir renktir.
ayrıca hoşgelmiş bilgiç adayıdır. kendisinden antep fıstığı kıvamında entryler beklemekteyiz.

edit: aday değil direk bilgiçmiş kendisi.