hepimizhiciz

hayata düş kıvamında mayalar katan grup.
ne onlar dünyaya aitler ne de dünya onlara. adeta ruhları konuşur şarkılarda ve sadece müziğe aidiyet vardır yüreklerinde.

erkeklerin, kadınların dördü bir arada meziyetlerini görüp kaçtığı hadise. korkutur, çekindirir, uzaklaştırır...

çok güzel bir düşünce olup paraların kimin cebine gideceğini merak ettiğim kampanyadır.

şehit aileleri veya yakınlarının gerçekten bu kampanyanın meyvelerini yiyebileceğinin hayal olduğunu düşünmekteyim.

ve böylesi bir yardım yapabilecek kapasitede olan yardımseverlerin 1985 yılından beri nerede olduklarını soruyorum. hain pusularda 22 senedir ölen askerlerimize yapılmayan neden bir anda yapılır oluverdi? ölenlerin bizim evlatlarımız olduğu yeni mi akıllara geldi?

desteğim tam olsa da bunları da sorgulamanın gerekliliğine inanmaktayım. devlet güvenilmez bir sır. halkın böylesi şeylerle milli duygularını kabartıp saman altından su yürütebilir kapasitedeler.

destek verelim ama sonra ne olduğunu da takip edelim.

mustafa kemal atatürk’ün resimlerini ve hayatını göz önünde olacak şekilde sayfaya yerleştirmiş; ancak atatürk’ün ilke ve inkılaplarından, yeniliklerinden, dünya görüşünden ve türkiye cumhuriyeti ile ilgili planlarından bihaber, bir kaç çapulcu ve şaklabanın, göz boyacılarının kendini tatmin amaçlı açtığı sitedir. parti kelimesi ile hiç bir alakaları olmayıp düpedüz ırkçılık ve bölücülük yapmaktadırlar.

en muhteşem edebi edepsizdir.

binlerce başlığın içinde bilgiçleri neden rahatsız ettiğini anlayamadığım başlıktır. bırakın isteyen istediği şekilde sayıklasındır.

ruha saplanan bir lezzet, flemenko’nun çingene yürekli kızı.

yasmin levy’den dinlenildiğinde ruhunuzun gezintiye çıktığını hissettiğiniz şarkı.

bayram öncesi son iş günü olması sebebiyle çalışanların karşılaşması muhtemel durum.

ölüm görmeyen yüzler, mutluluğun kıymetini bilmezler....

yankılanıyorsun kulaklarımda,
gözüme ilişmiş yansıman....
aynaya bakmaya korkan bir be(de)n.....
bir de duvarlara asılı binlerce maskeler.....

kısık, korkak sesler yüksek, cesur tehditlere döner... duvarları örter korku yenilenmiş ve beslenmiş olarak eski tozlarla... gidiş özüne doğru sarmalın... sonda değil en başta vuran ve eninde sonunda geri çağıran... yeni mi öğrendin... ölüm aslında oyunun başı...

yazma...
sadece seyret....
oku, yaşa, gör....
içimdekini, dışımdakini, kustuklarımı ve eserimi seyret....
yazmadığın gibi düşünme de....
fikir de sunma....
ağzını açıp tek kelime etme....
bakamam gözlerine...
ve gözlerinin içindeki anlama.....
susarak anlattıklarından başka birşey bilmek istemem.....
ya da göz pınarından dökülen bir damla yeter....
yazma gülümse yeter....

evet herkes gibisin.

sonsuza kanatlanıp yelken açacak kadar....
acıyı mutluluğa,
gözyaşını tebessüme çevirecek kadar....
gökyüzünü yeryüzüne indirecek kadar....
sessiz çığlıklarımı duyacak kadar....
uğrunda ölünecek kadar....
herkessin....

sinirlenip, öfkeye boğulabilirsin....
boğulurken karşındakini de boğabilirsin...
telafi etmeye çalışırken kırabilirsin....
yapıştırmaya çalıştıkça kırdıklarını; tuz buz edebilirsin...

nasıl olsa
sen insansın....

"iyi ki varsın" diyebileceği bir dost olmalı, kucak açabileceği, yüreğini paylaşabileceği... hayatı sarmalamayı, yaraları sarmayı, sorular sormayı, kendini sorgulamayı öğretecek.... yarım yamalak cümleler kurup tebessüm ettirecek.... yastığın olacak bir dost....
sen insansın ...sırtına bıçak yese de dimdik yürüyen....

gülebilirsin yalandan da olsa....
maskeler takarsın olur olmaz her mekana uygun....
kır çiçeklerinden saçına taç yaparsın, hiç onları koparırken incittiğini düşünmeden....
körleşirsin gerçeklerin önünde
insansın sen;
kötü olmayı iyi olmaya yeğlersin....

nur cemaati, fetullah gülen ve said i kurdi hakkında bilinmeyenleri ortaya çıkaran bir ergun poyraz kitabı.

berdel.... ödenecek hesapların küçücük yüreklere teslimiyeti.....

kapılarında töre bekçilerinin nöbet tuttuğu gecede,
iki figüran olmaktan ileri gidemiyor
"çocuk gelin" ile "çocuk damat"
çaresizliğe ilaç olurken berdel,
sevdalara kelepçe olup yürek yakıyor.....
hala...