meali:
1- yaratan rabbinin adiyla oku!
2- o, insani bir asilanmis yumurtadan yaratti.
3-5 oku! insana bilmediklerini belleten, kalemle (yazmayi) ögreten rabbin, en büyük kerem sahibidir.
6-7 gerçek su ki, insan kendini kendine yeterli görerek azar.
8- kuskusuz dönüs rabbinedir. 9-10 namaz kilarken bir kulu (peygamberi namazdan) menedeni gördün mü?
11-12 ne dersin, o (peygamber) dogru yolda ise yahut takvâyi emrediyorsa!
13- ne dersin o (meneden, peygamberi) yalanliyor ve dogru yoldan yüz çeviriyorsa!
14- (bu adam) allahin, (yaptiklarini) gördügünü bilmez mi!
15-19 hayir, hayir! eger vazgeçmezse, derhal onu alnindan (perçeminden), o yalanci, günahkâr alindan (perçemden) yakalariz (cehenneme atariz). o, hemen gidip meclisini (kendi taraftarlarini) çagirsin. biz de zebânîleri çagiracagiz. hayir! ona uyma! allaha secde et ve (yalnizca ona) yaklas!
ideal tecavüz süresi ne kadar acaba yargıtay vatandaşı bilgilendirse bu konuda fena olmaz. başka bi tecavüz vakasında da mağdur bağırıp çığlık atmadığı için suç sayılmamıştı sanırım.
garip.
garip.
çaresizlik ve cesaretin kesiştiği noktada gerçekleşen, maktulü ve katili aynı şahıs olan cinayet.
"yumurtalar kırılmadan omlet olmaz" sözüyle de bağdaştırılabilecek söz. gerçi omlet yaparken hiçbir yumurtaya karşı "ayy nasıl kırıcam ben şimdi bunu,canım nasıl da masum" gibi bi acıma hissi duymadım ama yine de rahmete ermek için zahmet gerekir gerçeğini az buçuk destekler sanırım.
yattığı yerden para kazanan, çalışırken iş elbisesi yaptırımından muaf kişi.
aziz nesinin "herkes kendini bi bok zanneder bu iki bok zanneder" tanımlamasına müstehak tip eylemi.
annem babama sorar:
-ne kadar gelmiş elektrik faturası?
babam cevaplar (ya da sorar desem daha doğru):
-niye? sen mi ödicen?
-ne kadar gelmiş elektrik faturası?
babam cevaplar (ya da sorar desem daha doğru):
-niye? sen mi ödicen?
çok ve boş konuştuğundan mütevellid engellediğiniz şahsın, siz evinizde çetleşirkene size gelmesi, ve onu engellediğinizi unutarak msn listenizi o yanınızdayken açmak suretiyle tarafınızdan engellendiğini öğrenmesi durumunda kızarıp bozarmanıza ıkınıp sıkılmanıza sebebiyet verebilecek durumdur.
dinlerarası diyalog adı altında, hristıyanlık ve museviliği de hak din olarak göstererek, amerikanın hristıyanlaştırma politikasına ivme kazandıran, hatta bu iş için kullanıldığına inandığım kişi. allah, onu lider olarak gören, tabi olan gencecik beyinlere yanlışı ve doğruyu görebilme yetisi versin.
oğlundan çok ağlayan annedir, anne yüreğidir.. hatta kız arkadaşının "beni seviyorsan annenin kalbini getir" şartına "hayır" diyemiyerek annesinin kalbini söken delikanlının hikayesini getirir akla, delikanlı elinde annesinin kalbi, sevgilisine doğru koşarken düşmüştür de kalp seslenmiştir kendisine "bir yerin acıdı mı oğlum" diye..
annenin oğluna vurduğu için ağlaması kadar, annesinden dayak yiyen çocuğun ağlarken " anneeee" diye ağlaması da dikkate değerdir.
annenin oğluna vurduğu için ağlaması kadar, annesinden dayak yiyen çocuğun ağlarken " anneeee" diye ağlaması da dikkate değerdir.
her bayram sabahı erkenden uyanır, sadece çocuk kalbinin anlamlandırabileceği bitimsiz bi heyecan içinde pijamalırımla koşuşturur dururdum evde, tabi kardeşim,kuzenlerimle birlikte.. babaannem çoktan yakmış olurdu kuzineyi, ve ekmekler fırına atılmış olurdu kızarmak için. büyük bi sevinçle büyüklerin camiden gelmesini bekler bayramlık kıyafetlerimizi kahvaltıdan önce giymemize izin vermeyen anneme hayıflanırdık. sonra namaz bitip eve gelince büyükler, eller öpülür, kucaklaşılır, ve tabi harçlıklar beklenirdi merak içinde. sonra o sıcacık geniş aile sofrası, muhabbeti bitmez kahvaltı keyfi. akabinde bayramlıklarımızı giyer, köy ahalisinin bayram müsamahasının tamamını kullanma niyetiyle, şeker toplamaya çıkardık, çeşit çeşit şekerle dolardı elimizdeki poşetler, ve bütün gün çocuk olmanın keyfiyetiyle oyunlar oynar tadını çıkartırdık bayramların..
babannem öleli 3 yıl oldu, kuzenlerim istanbula taşındı.. ve köydeki evimiz, her bayram binbir curcunaya mekan olan evimiz şimdi boş.. bayram, çocukluğumuzda heyecanı içimize günler öncesinden düşen bi muştuyken, şimdi hüzünle yad edilen ve her daim eskisi makbul olan birkaç gün işte..
bayramınız kutlu olsun sözlük sakinleri..
babannem öleli 3 yıl oldu, kuzenlerim istanbula taşındı.. ve köydeki evimiz, her bayram binbir curcunaya mekan olan evimiz şimdi boş.. bayram, çocukluğumuzda heyecanı içimize günler öncesinden düşen bi muştuyken, şimdi hüzünle yad edilen ve her daim eskisi makbul olan birkaç gün işte..
bayramınız kutlu olsun sözlük sakinleri..
ben hamileyim · (2)
belediye otobusunde asik olmak · (2)
belediye otobusunde asik olmak · (2)
beş yaşındaki yeğenimin çok sinirlendiği zaman kullandığı, "şerepsiz" olarak telaffuz ettiği hakaret.
gaydırı gubbak cemile
bulunca yitirmenin zamanı başlar..
adam gibi sevgili olamadık adam gibi ayrılalım, düsturunu uygulamak.
gözünün yağına yumurta kırayım da ayrı bi versiyonudur.
allah her asırda o asrın insanlarının ihtiyaçlarına göre bir imam yol gösterici gönderir, kuranı o asrın insanlarının anlayabileceği şekilde tefsir eden bir imam.
mevlana hz leri de yaşadığı asrın imamıdır. tıpkı imam-ı rabbani, abdulkadir geylani, bediüzzaman hz leri gibi. eserleri ise salt kendi iradeleri ile değil allahın lütfuyla yazdırılmış kaynaklardır. ne yazıkki mevlana hz leriyle özdeşleşmiş bi şehrimiz varken, ve o bizim topraklarımızda tebliğde bulunmuşken, özellikle yurt dışında "uzakdoğulu bir düşünür" sıfatıyla bilinmektedir.neredeyse müslüman kimliğinden hiç bahsedilmemektedir, mesnevi bi nevi kuran tefsiri değilde yoga benzeri eğilimlerden biri, bir öğreti gibi tanımlara girmektedir. onu ve eserlerini herhangi bir filozofun eseriymiş gibi okumak ne kadar doğru, tartışılır.
mevlana hz leri de yaşadığı asrın imamıdır. tıpkı imam-ı rabbani, abdulkadir geylani, bediüzzaman hz leri gibi. eserleri ise salt kendi iradeleri ile değil allahın lütfuyla yazdırılmış kaynaklardır. ne yazıkki mevlana hz leriyle özdeşleşmiş bi şehrimiz varken, ve o bizim topraklarımızda tebliğde bulunmuşken, özellikle yurt dışında "uzakdoğulu bir düşünür" sıfatıyla bilinmektedir.neredeyse müslüman kimliğinden hiç bahsedilmemektedir, mesnevi bi nevi kuran tefsiri değilde yoga benzeri eğilimlerden biri, bir öğreti gibi tanımlara girmektedir. onu ve eserlerini herhangi bir filozofun eseriymiş gibi okumak ne kadar doğru, tartışılır.
itikaf, kalben ve aklen allah’a konsantre olamayan, günlük meşgaleler içinde boğulup kalan insanların bir senelik ayar yapabilecekleri günlerdir. müminler itikafa çekilerek kendilerini yenileme, şarj etme ve yeniden dirilme fonksiyonunu harekete geçirirler.
islami kimlikli, aklı başında, körü körüne inanan değil, araştıran ve hayatını inancı doğrultusunda şekillendiren, tesettürü tercih eden hiç bir kadın,kendini erkek hegemonyasına girmiş, koyun gibi güdülen, ikinci sınıf statüsüne düşmüş bi meta olarak görmez. bilir ki allah kadına sonsuz değer vermiştir, ve peygamberin kadına bakışı, saygısı islamın kadın tanımını izhar eder. bu noktada denilebilir ki islam kadını toplumdan tecrit ederek, asosyal, cahil bi varlık haline getiren bir din değildir. onun örtünmesini emretmesi de rahatsız edici bakışlardan, tacizlerden muhafaza etmektir. günümüzde taciz kadınların ortak sorunu değil midir? ilim erkek ve kadın her müslümana farzdır, öğrenmek ve öğrendiğini öğretmek, tebliğde bulunmak her inananın görevidir. fakat bu allahın koyduğu sınırlar içinde, helal dairesinde olmalıdır. islam karşıtı zihinler kendilerine nerde abuk, ham yobaz kaba softa bi örnek varsa alıyorlar, sonra bunu islam dinine mâl ediyorlar. yok efendim uçakta cüppeli bey yanına bayan oturtmamış, yok müsbet bayan doktor erkek hastayı muayene etmemiş falan feşmekan, sırf çamur atmak için yapılan bu mizansellere inanmak ne acı. bir kere olsun efendimizin ve ashabının hayatını inceleyip, hayata kadına bakış açısını tespit etmeye çalıştınız mı? hiç sanmıyorum..
ewet tesettürlüyüm, bu yüzden üniversite okumadım, özel bi firmada çalışıyorum, hayatımı olabildiğince helal dairesi içinde yaşama gayretindeyim, ama kendimi hiçbir zaman ne allah katında ne de islam anlayışında ikinci sınıf biri olarak görmedim, ben örtümden dolayı sınav salonundan çıkartıldığımda birilerinin nazarında ikinci sınıf insandım. medeniyet adına sınıf ayrımı yapanlar, kadını teşhir edip cinsel obje olarak kullananlar, meta haline getirenler.. aslında islam ahlakına ne kadar muhtaçlar..
ewet tesettürlüyüm, bu yüzden üniversite okumadım, özel bi firmada çalışıyorum, hayatımı olabildiğince helal dairesi içinde yaşama gayretindeyim, ama kendimi hiçbir zaman ne allah katında ne de islam anlayışında ikinci sınıf biri olarak görmedim, ben örtümden dolayı sınav salonundan çıkartıldığımda birilerinin nazarında ikinci sınıf insandım. medeniyet adına sınıf ayrımı yapanlar, kadını teşhir edip cinsel obje olarak kullananlar, meta haline getirenler.. aslında islam ahlakına ne kadar muhtaçlar..
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?