delirtmeyinlanbeni

içeriğinde a, b, c, e vitaminleri, demir, kalsiyum, çinko, fosfor, iyot, sodyum mineralleri bulunan sebze. az miktarda yenilmesi cinsel gücü arttırır. fazla yendiğinde cinsel gücü azaltır ve uyku verir. ilgiç tabii.

içerdiği çinko ve bol protein ile sperm sayısının artmasına yol açar ve afrodizyaktır.

cinsel bezleri geliştirme özelliği vardır. fazla tüketimi duvarlara tırmanmaya yol açar.

ekstresi maden suyu ile karıştırıldığında, erkekler ve özellikle kadınlar için çok etkili bir afrodizyak haline gelen kök.

alerjik bünyelerin, özellikle bahar aylarında, kullanmak zorunda kalabileceği ilaçlardan biri.

yeni doğan çocuğun kimliğindeki din hanesine(din hanesi de neyse artık, din ve vicdan özgürlüğüne aykırılığını hiç kurcalayamayacağım), babasının dininin yazıldığı ülkemizde hiç de ilginç olmayan bir olaydır.

(bkz: doğmamış çocuğa don biçmek)

etkileyiciliğini sözlerinden alan parça.

"neden ben" diye soranların dinlemesi şiddetle tavsiye olunur. "tekrar gözden geçirdim, yalan söylememişler" kısmıyla kendini tasdiklemektedir. güzell.

dikkatle inceledim, ne zaman pipişik haricinde bir şeyler yazsa direk muhteşemliyorum. sırf o da beni muhteşemlesin diye.
ama anlayamamış.

tamam tamam ben de seviyorum.

dinlemeden önce ister çok mutlu ister çok mutsuz olun; parça başlarken görünmez biri, vücudunuza görünmez bir pipet saplar ve oradan tüm ruhunuzu emmeye başlar, yavaş yavaş. solo kısımlarında güçlenerek, parça bitene kadar devam eder bu emme işi ve parça bittiğinde ruha dair hiçbir şey kalmaz içinizde, yalnızca parçanın bahsettiği gibi olursunuz: comfortably numb.

fen edebiyat fakültesi fizik bölümünde (belki diğer bölümlerde de), rapor almış veya seminer gibi bir sebeoten okulda olmayacak profesörlerin, öğrencilere bunu duyurma gibi bir alışkanlık edinemediği üniversite. burada okuyan öğrencilerin büyük çoğunluğunun istanbul’dan geldiği düşünüldüğünde, öğrencilerin küfretmemesi için hiçbir sebep yoktur. madem ders yok, o öğrenciler ne diye onca yolu çekip okula geliyorlar?

umuttepe’ye giden halk otobüsleri adı altındaki minibüslerin (ne durak dışında durmama kaygısı vardır bunların, ne saat kaygısı, minibüs mantığıyla çalışırlar ve zaten boyutlarına bakınca, otobüs denecek kadar büyük olmadıkları rahatlıkla görülür) insanları hoşaf kıvamına getirecek kadar kalabalık olmasına hala çözüm bulunamamıştır.

öğrencilerin, okudukları bölümün ilgilendiği dalla ilgili terimlerin ingilizcelerini öğrenmelerini ve kullanabilmelerini amaçlayan dersin adı. günlük ingilizceyle alakası olmayan bi’ ton kullanımı öğretirler bu derste. kötü tarafı, bu derste öğrendiğiniz terimlerin çoğunu, ana dili ingilizce olanların bile anlayamayacak olmasıdır.

insanın her zaman, ilk önce ve en çok kendisine uygulaması gereken eylemdir. kendine değer verdikten sonra gerisi gelir.

her ne kadar chapstick ve lipstick başlıklarında incelenmeye değer görülmüşse de türkçesi mevcuttur.

çatlamış veya çatlamaya müsait dudakları korumak amacıyla kullanılan, ruja benzer şekilde üretilen ve dudağa tatbik edilen kremlerdir. meyvelileri falan daha güzel olur bunların.

ingilizce yumurta.

ülkemizde bu yüzyılda bile, hala düşünce özgürlüğünün olmadığını kanıtlamış kitap.

http://www.kuzeyyayinlari.com/__ky/pgs/bookdetail.asp?ri=13

şu an radyo eksen’de çalan enfes fastball parçası.

sözleri:

i hear the ringing of the telephone
no one’s home and none of you can reach me
i’m alone and i feel fine
there’s nothing anyone can sell to me
nothing new, none of you can teach me
but i’m sure that you will try

i’m tired of living in the modern world
with pretty boys and plastic girls
broken hearts, vanities that disease

i hear my music on the radio
what’s that song from long ago they’re still playing
is it saying anything to you
pretty people in the magazines
play the part of kings and queens
hair and make-up can cover up the ugly truth.

i’m tired of living in the modern world
with pretty boys and plastic girls
broken hearts, vanities that disease
it really doesn’t mean a thing to me
it really doesn’t mean a thing to me

i’m tired of living in the modern world
with pretty boys and plastic girls
broken hearts, vanities that disease

i hear the ringing of the telephone
no one’s home and none of you can reach me
i’m alone and i feel fine

i’m tired of living in the modern world
with pretty boys and plastic girls
broken hearts, vanities that disease
it really doesn’t mean a thing to me
it really doesn’t mean a thing to me
it really doesn’t mean a thing to me

psychedelic masal.

yeni çevrilmiş filmi, tim burton’dan beklenen kadar iyi olmamakla birlikte gayet keyifli olmuş. izleyiniz, izlettiriniz.

nasıl yapıldığı öğrenildiğinde "anaaa biz de yapalım lan bundan" dedirten animasyon tekniği. kırtasiyelerde satılan minik defterler vardı bu teknikle yapılan, sayfaları hızla çevirdiğinizde not defterindeki animasyonu izlerdiniz. bir de tool’un bazı klipleri bu teknikle hazırlanmıştır.

okulda uzun uzun konuşma yapan kaçık bir müdürünüz varsa ve uyku sorunu yaşıyorsanız, sırada beklerken başınıza gelmesi hiç de şaşırtıcı olmayacak durum.

siyah renkte, kiraza benzeyen meyveleri olan, mor renkli çiçekler açan, 1,5 metreye kadar boylanabilen, nahoş kokulu ve zehirli bir bitkidir. atropin, skopolamin ve hyosiamin adlı alkaloidler içerir.

tıpta ilaç yapımında kullanılan bu bitkiden, ağrı kesici özelliği ile ağrı kesici ilaçların üretiminde faydalanılır. orta kulak ve bademcik iltihaplarına karşı etkilidir. mide ve bağırsak, kalp, sinir, beyin ve astım hastalıklarında kullanılan ilaçların üretiminde de kullanılır. parkinson hastalığında görülen şikayetleri azalttığı da biliniyor. kullanılan kısımları kökleri ve yapraklarıdır. fakat çok zehirli bir bitki olduğu için ancak uzmanlar tarafından ve tıp araştırmalarında ilaçlar içerisinde kullanılır. evde kullanılması tehlikelidir.