deniz kızı demektir. bir arkadaşımın kızının ismidir aynı zamanda.
(bkz: sozlukte spoiled çılgınlığı)
spoiledin admine ve de adminin sözlüğü yaratma nedeni olmasından mütevellit, spoiled başlığının altına entry yazma yarışına giren bazı bilgiçlere bakılıp da var olduğu sanısına kapıldığımız akım.
(bkz: yok böyle birşey )
(bkz: yok böyle birşey )
filmlerinde işlediği ayrıntılarla beni kendisine hayran bırakmış yönetmendir. ama yinede filmlerini izlerken sıkılmadığımı söyleyemiyeceğim doğrusu.
kaç kurbağayı öpmek gerekir peki? diye sorulası başlık.
ya yarın unutursam korkusuyla kalkıp bir yere not almanız ya da üşenmeyip bilgisayarı yeniden açıp sözlüğe yazmanızla sonuçlanabilen, her halükarda uyku kaçırtan bir durumdur.
çeşitli nedenlerden ötürü yazma kabızlığına uğrayan yazarın başına gelen haldir. (bkz: entrysi gelmemek)
güzel entrylerini ilgiyle takip ettiğim, sözlüğün gerçekten yazan yazarlarından biri.
havanın gündüz vakti kararmasından ve evdekilerin bu doğa olayını izlemekle meşgul olmasından istifade gerçekleştiren eylem, bi nevi fırsatçılık.
beğendiği bir entrym için üşenmemiş mesaj atmış,bu cevvalliğiyle takdirime mazhar olmuş , duyduğuma göre de yeni bir bilgiçmiş, hoşgelmiş.
tahminen 10 sene sonrası başıma gelmesi muhtemel hede.
-anne yaa yeter artık çık da azcık da ben entry gireyim.
+höst sıranı bekle, daha yarım saatim dolmadı. başımda dikileceğine git derslerini çalış.
-sen de burda oyalanıp duracağına git de bana kek yap.zaten girdiğin entryler bi boka yaramıyo.
+sus çarpacam ağzına bi tane.cık cık cık. eskiden büyüklere saygı denen bir şey vardı yaw.
-anne ya yaşlandıkça iyi ce çekilmez mi oluyon sen.
(baba devreye girer) heeeeeyt başlayacam şimdi sözlüğünüze de size de.beynimi miktiniz be vır vır vır.
(tartışma aile faciasıyla son bulur)
-anne yaa yeter artık çık da azcık da ben entry gireyim.
+höst sıranı bekle, daha yarım saatim dolmadı. başımda dikileceğine git derslerini çalış.
-sen de burda oyalanıp duracağına git de bana kek yap.zaten girdiğin entryler bi boka yaramıyo.
+sus çarpacam ağzına bi tane.cık cık cık. eskiden büyüklere saygı denen bir şey vardı yaw.
-anne ya yaşlandıkça iyi ce çekilmez mi oluyon sen.
(baba devreye girer) heeeeeyt başlayacam şimdi sözlüğünüze de size de.beynimi miktiniz be vır vır vır.
(tartışma aile faciasıyla son bulur)
ece temelkuran ın bir şiiri.
"sirakuza’da cadıları yakarlar yalnız
sana bir şey olmaz
aşık olmadığını söyle onlara
ölü çocukları sevmediğini
hep televizyon seyrettiğini
ellerine yağmur yağmadığını
yalnız cadıları yakarlar sirakuza’da
memlerini gösterme onlara
dilimizi ve öyküyü anlatma
korktuğunu anlamasınlar
çünkü, yalnız cadıları yakarlar sirakuza’da"
"sirakuza’da cadıları yakarlar yalnız
sana bir şey olmaz
aşık olmadığını söyle onlara
ölü çocukları sevmediğini
hep televizyon seyrettiğini
ellerine yağmur yağmadığını
yalnız cadıları yakarlar sirakuza’da
memlerini gösterme onlara
dilimizi ve öyküyü anlatma
korktuğunu anlamasınlar
çünkü, yalnız cadıları yakarlar sirakuza’da"
tekrar tekrar dinlenesi bir sezen aksu şarkısı.
aynı zamanda sevgiliye sitem.
aynı zamanda sevgiliye sitem.
yaratıcılığı, ebleklik düzeyinde bırakan bir cümledir.
biz çocukken yayınlanan güya yaratıcılığı, el becerisini filan geliştirmek maksatlı çocuk programları vardı.işte orda bir abi çıkar mesela uçurtma yapmasını öğretirdi. "şimdi kağıtları şu ebatlarda keseceğiiizz, sonra kırmızı kartonla mavi kartonu şööyle uçlarından yapıştıracağıızz sevgili küçükler" derdi abi.biz pür dikkat seyredip bir yandan kestiğimiz karton parçalarının içinde cebelleşirken abi birden önündeki masanın altından "evveett işte burda hazır yapılmışı vaaar. önümüzdeki hafta da kartondan ev yapmayı öğreneceğiz çocuklar, şu malzemeleri getirmeyi unutmayın" diyerek programı kapatırdı.biz de elimizde kesik kartonlar, yapıştırıcalar ve eblek bir yüz ifadesiyle kalakalırdık.işte o günlerden bu yana nefret ettiğim bir cümlecik olarak kafama kazınmıştır bu başlık.
biz çocukken yayınlanan güya yaratıcılığı, el becerisini filan geliştirmek maksatlı çocuk programları vardı.işte orda bir abi çıkar mesela uçurtma yapmasını öğretirdi. "şimdi kağıtları şu ebatlarda keseceğiiizz, sonra kırmızı kartonla mavi kartonu şööyle uçlarından yapıştıracağıızz sevgili küçükler" derdi abi.biz pür dikkat seyredip bir yandan kestiğimiz karton parçalarının içinde cebelleşirken abi birden önündeki masanın altından "evveett işte burda hazır yapılmışı vaaar. önümüzdeki hafta da kartondan ev yapmayı öğreneceğiz çocuklar, şu malzemeleri getirmeyi unutmayın" diyerek programı kapatırdı.biz de elimizde kesik kartonlar, yapıştırıcalar ve eblek bir yüz ifadesiyle kalakalırdık.işte o günlerden bu yana nefret ettiğim bir cümlecik olarak kafama kazınmıştır bu başlık.
(bkz: ben yaptım öldü )
(bkz: fırtına öncesi sakinlik)
sözlüğün boşver be zaten orospunun biriydi gibi avutucu bir cümle de söyleyebileceği başlık.
bu gidişle yakın zamanda bilgi sözlüğün ve dolayısıyla independencenin medyatik olması, independencenin şan ve şöhretini kıskanarak, bana ne ben de isterim diyen erkek bilgiçlerimizin jedi kılığına girerek hatun avına çıkması ve şansları yaver giderse başarılı olmalarıyla sonuçlanabilecek eylemlilikler bütünü.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?