espri niyetiyle kullanılan,tam anlamıyla bir lüzumsuzluk örneğidir.
bilge karasu ’nun 1979 yılında yayınlanan hikaye kitabı.
orada bulunmuş ve olayı yaşamış biri olarak #86917 numaralı entrye ithafen söyleyebileceğim şey şudur:olayı başlatan gerek sivasta bulunan, gerekse civar illerden gelen örgütlü yobazlardır. (tuncelili kürtler uydurmasına inanmak içinse kusura bakmayın ama oldukça saf ya da cahil olmak gerekir.) olay tamamen planlanmış ve yaşama geçirilmiştir. bir gün öncesinde camilerde bildiriler dağıtılmıştır.ancak olayın bu aşamaya geleceğini herhalde bu yobazlarda baştan tahmin etmemiştir.istemiş ama ummamıştır en azından. o gün öğle namazından çıkan yobazlar önce etkinliklerin yapıldığı kültür merkezine gelip, etkinliklere katılanları protesto ettiler ve kültür merkezine sığınanları taşladılar. güya göstericileri dağıtmak için oraya gelen refah partili belediye başkanı, göstericilere hitaben gazanız mübarek olsun dedi. ancak galeyana gelen gösterciler bununla yetinmedi, dağılmadı ve gittikçe çoğalan bir kitleyle madımak oteline gitti. bu göstericilerin çoğu çoluk çocuk ve çapulcu tipli insanlardı. çoğu bence orada ne için bulunduğunu bile bilmiyordu. kitle psikolojisi diyebileceğimiz bir sebeple oradaydılar. ancak içlerinde ne yaptıklarını bilenler de vardı. olayların başlangıcı planlı, devamı tamamen gelişigüzel gelişen bir süreçti. ama bu gelişmeye katkısı bulunan ve bu olaya seyirci kalan hükümet görevlileri vardı. çoğunluğu çapulcu olan 6-7 bin civarındaki göstericilerin dağıtılması için havaya ateş açılması yeterliydi. ama nedense demokratik kitle örgütlerinin yaptığı mitingleri dağıtmakta pek usta olan güvenlik güçleri,7-8 saat civarında bir sürece yayılan olaylar esnasında, bu 6-7 bin civarındaki çapulcu sürüsünü dağıtamadı. güvenlik güçleri olayları izlemekle yetindi. son ana kadar ne oteldeki ne de otel dışındaki insanlar böylesi insanlık dışı bir sonucu tahmin edemedi. ama yaşandı.herkesin gözleri önünde hem de. büyük bir utançla. bu nedenle bu utancı sivas halkı, tüm türkiye halkından daha fazla duymalıdır. en azından gözlerinin önünde gerçekleşen bu olayı seyrettikleri için, bu vicdan azabını çekmelidirler.
seven kişinin sevdiğinden temennisidir.ama bunu söylediğin an aldatılmaya kapı açmışsın demektir.
hikayeye göre, ateş kırmızısı çiçekleri göz kamaştırıcı olan bu çiçek çok nadir bulunur ve sadece insanın ayak basmadığı yerlerde, okyanus kıyılarında yetişir. bu çiçeğin çok lezzetli olan ilk yaprağını yiyen artık yalan söyleyemez olur. ikinci yaprağını yiyen delirir. üçüncü yaprağını da yiyen taş kesilir ve ölür. bu çiçeği araştıran bir bilim adamı, uzun keşiflerden sonra alsemenderi bulur. amacı alsemender hakkındaki rivayetin doğruluğunu test etmek ve eğer gerçekse, dünyadaki herkese bu çiçekten bir yaprak yedirerek, dünyadaki herkesin yalnız doğruları söylemesini sağlamak ve yalanı ortadan kaldırmaktır. bunu önce kendi üzerinde denemek ister, önce bir yaprağını yer. sonra ikinci yaprağı yer ve delirir. ikinci yaprağı yediğinde delirirse hemen üçüncü yaprağı yemeyi kafasına baştan koymuştur ve deliliğe ilişkin belirtileri görür görmez üçüncü yaprağı da yer ve taş kesilerek ölür.
iranlı kürt yönetmen bahman ghobadinin çektiği 2000 yılı yapımı, cannesta da ödül almış film. sınırda kaçak mal taşıyan çocukların öyküsünü anlatır.yönetmenin bir söyleşisinde de söylediği üzere,karlı dağlar ve diğer tehlikeler karşısında cesur kaçakçılar kadar hayvanların da çok büyük zorluklar çekerlermiş.aşırı yük taşımaya ve soğuğa dayanabilmeleri için sahipleri içtikleri suya viski katıyormuş. böylece hayvanlar istemedikleri bir sarhoşluk içinde oluyorlarmış. filmin adı da buradan esinlenerek belirlenmiş.
derdime derman olamasan da bari eğlence ol anlamında, bir nevi yardım çağrısı.
kişinin kendine hiç yakışmayan bir hal veya harakette bulunduktan sonra, durumu inkar etme çabasıyla söylediği cümle.
(bkz: bu ben değilim)
böyle ankete can kurban a dostlar zira ben en zor bulunan kan grubuna sahip olmaktan mütevellit bu konudan çok muzdaribim. ab rh-
aramaya inanmak istediğim bütün zamanlarda doğru dürüst çalışmayan ara butonu yüzünden, inancımı yitirdiğim motto.
genelde damsız alınmayan yerlere girmek isteyen sapların söylediği ancak bodygardların hiç bir zaman yemediği son bir çaba cümlesi.
(bkz: oturmaya mı geldik)
fıkranı da al git buradan denilesice.
beyoğlu mızıkacıları
(bkz: anket lan bu)
(bkz: anket lan bu)
aracısız yani direk malın sahibinden satılık ya da kiralık anlamına gelen kelime.
yaşanan hayal kırıklıklarının ya da aşağılanmaların akabinde, genelde yürek yanmasıyla beraber nükseden hal, durum, hede hödö neyse işte.yormayın beni.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?