confessions

ahuramazda

- Yazar -

  1. toplam entry 361
  2. takipçi 1
  3. puan 10984

facebookda olsa ne güzel olurdu

ahuramazda
ben,mark zuckerberg’in yerinde olsam,facebook’da dürtmenin yanısıra,tükür,nanik yap,ısır,yanağını mıncır,sırtına vur,ensesine şaplat,apışarasına tekme at,silahını çek vur,burnunu sık,ayağına bas,merdivenlerden ittir,gibi değişik aktiviteler falan koyardım.

ne lan öyle,o seni dürttü,geri dürt.geri dürtmek ne lan,geri dürtmek ne?
fena mı olurdu,
ayşe seni ısırdı,sen de onu merdivenlerden ittir.
ya da;
murat ensene şaplak attı,sen de onun apış arasına tekme at...hı sözlük?

oruçluyken diye başlayan en abuk sorular

ahuramazda
her sene ramazan ayında sabahları,öğlenleri,akşamları,sahura doğru,iftara doğru veya başka vakitlerde,türk televizyonlarına,din adamları çıkartılarak,oruç ve ramazanla ilgili sorular sorulup,cevaplandırılır.

insanlar oruç tutuyor tabii,oruçluyken neyi yapıp neyi yapamayacağını da az çok bilmesi gerekir.

vay arkadaş,ama bu kadar da cahil kalınmaz ki bu iletişim çağında yaa.
dün akşam sahur programlarının birisinde,hocamız şöyle bir soru cevapladı;
hocam oruçluyken telefon çalsa ve biz o arayan kişiyle konuşmak istemesek ve cevaplamasak,kalp kırmış,orucumuzu zedelemiş olur muyuz?


vay anam vaaay.
hoca olmak da zor be kardeşim,adamcağız ıkındı,sıkındı,çevirdi,eveledi,geveledi.
bu zındık,sırf bu abuk sabuk soruların cevabını merak ettiği için oruç tutmuyorsa neyim.

iftar çadırı

ahuramazda
oruçlular için iftar,türkiye için iftihar çadırıdır.
dünyanın başka müslüman ülkelerinde de bu uygulama yapılır mı bilmiyorum ama zengin fakir her semtte bu tür çadırları görmekten büyük insani tatmin duyuyorum.

ramazanda oruç tutsun tutmasın,ihtiyacı olup da ,bu çadırlarda yemek yemek isteyen herkesi kabul eden,sonuçta aç bir mideyi doyuran,belki hayatında,et,kıyma,tavuk yüzü bile görememiş miniminnacık bebelere annelerinin kucağında iftar ederken bu nimetleri de tattıran,emeği,gönlü,parası veya sermayesi geçen herkesten allah razı olsun.olmalı...

öyle bir geçer zaman ki

ahuramazda
39.bölüm fragmanı çıkmış.
6 eylül’de yeni sezona merhaba diyorlarmış.


-----------------------------spoiler----------------------------:

fragmanı izleyince,oh işte nihayet dedim,erkin baba’nın sonunda dizinin isim babası olduğunu hatırlamışlar.
fragmandaki fon müziği,tamamdır.
osman ilkokula başlıyor.
siyah önlük,beyaz yaka.
su matarası ve plastik kafesli beslenme kutusu.
aha,dedim işte benim ilkokuldaki beslenme çantamdan ve mataramdan.
ve osman,aşık oluyor.
aşık olduğu kız da aynı ben yaaaaf...saçları iki yanda beyaz kurdeleyle toplanmış falan.
içim bir hoş falan oldu.

------------spoiler----------------------------

balıkçı öldü mü acaba?
ölmesin oğlum,bayılıyorum adamdaki karizmaya.


------------spoiler------------------------------
edit büdüt:ölmüş yahu...vay anasını.şimdi al yazmalım dizisinde oynuyormuş.

------------spoiler-----------------------------------

bizim yenge

ahuramazda
bir zamanlar yedi kardeşe yedi gelin diye bir amerikan dizisi vardı,bana onu çağrıştırdı.bu gün itibariyle göz attığım ikinci bölümünde,abartının dozunun oldukça fazla olduğunu gördüm.

vay arkadaş,bizim yengenin dantelli keten masa örtüsü serdiği o sofrada o nasıl bir canavar yemek yemektir yani bir sofra kalabalık olunca,sofradakilerin öküz mü olması gerekiyor,bildiğin ayı manda davar falan hepsi.erkek nüfusun fazlalığı,kabalık mı getiriyor,çok yadırgadım.köylerde onbeş kişinin bir anda oturduğu yer sofralarında bile böyle kaba saba mağara adamı gibi yemek yenmez.

hayır bir de son derece disiplinli bir anne var başlarında sözde.

yok,ev kalabalık diye beyazlarla renklileri aynı anda yıkamak olayı nedir kardeşim yaaa?zaten ev kalabalıksa,renklisi de beyazı da fazla çıkacaktır,bir parti birini bir parti ötekini yıkarsın olur biter.

dizi bu saçma minvalde ilerleyecekse,ilerlemesin kalsın valla...
oyuncular süper,hepsi muhteşem oyuncular.
ama konu tırt yahu.

misafire kesilen karpuzun kelek çıkması

ahuramazda
bu gün yaşadığım durumdur.


misafirlerimi çaydan sonra, aman kalkmayın karpuz soğuttum,az sonra keseceğim,diye diye saat onikiye kadar tuttum.
kestiğim karpuz,bildiğin salatalıktan hallice çıktı.

renk desen,bu yılın trendi pudra rengi.

allah belanı versin senin marketçi.

yarın o keleği kafana geçireyim de çizgili şapka niyetine fotoğraf çektir.

kedi

ahuramazda
aciz,hastalıklı,aşağılık kompleksli,muhtemelen çocukken şiddet görmüş,insanlık onurundan zerre kadar nasip alamamış, hatta sırf iki ayağı üzerinde gezdiğinden dolayı insan denilen , oysa insanlıkla uzaktan yakından alakası olmayan şerefsizlerin, her fırsatta nedensiz,sebepsiz yere --ve hiç bir zaman böyle bir şeyin nedeni ve sebebi olamaz--vahşi içgüdülerini tatmin etmek adına kullandıkları,eziyet ettikleri evcil küçük çaresiz yaratıklar.

bir adem evladı,ağzı dili olmayan ve kendisine karşılık dahi veremeyecek kadar küçük ve zararsız bir canlıya nasıl,neden,hangi dürtüyle eziyet eder,canını yakar,sonra da gidip başını yastığa koyup uyuyabilir?

bu ülkede,evcil hayvan ticareti yasaklanmadıkça,bu ülkede hayvanlara "hayvan" denilmeye,onlara eziyet edenlere insan denilmeye devam edildikçe,bu ülkede hala hayvanat bahçeleri,yunus gösteri merkezleri bilet kesip para kazanmaya devam ettikçe, bu millet daha çooook kedinin ayağını,kuyruğunu keser,canlı canlı ateşe atar,tekmeler,gözünü oyar.





vantilatör

ahuramazda
temmuz ve ağustos aylarında ütü yaparken,kati surette önünde yapılması gereken alet.

ütünün buharı havaya doğru yükselip vücut kıvrımlarınızdan aşağı damlacık halinde tekrar vücut bulmadan önce o buharı alelacele odanın öteki kısımlarına püfler.

ertesi gün şiddetli öksürükle doktora gidilir,ciğerleri kar altında mı bıraktın yaz günü nerede üşüttün böyle diye azar işitilir ama olsundur.yaz aylarının canıdır ciğeridir o.

aile hekimi

ahuramazda
(bkz: aile hekiminin aileden biri gibi azarlaması)

dün farenjit im nedeniyle gidip tanışmak zorunda kaldığım sevimsiz şahıs.

bir de ağrı kesici yazabilir mi acaba,bir reçeteye kaç ilaç yazdırabilirim falan diye sorayım dedim,açtı ağzını yumdu gözünü,vay efendim,doktor layık ve gerekli görürse,istediği kadar ilaç yazabilirmiş,devlet karışamazmış,yeter ki hastanın ihtiyacı olsunmuş,biz devleti ne sanıyormuşuz...

(bkz: psikolojik deli)
(bkz: alakaya çam demlemek)

devlet bizi ne sanıyor peki,geri zekalı mı???
sen bana böyle höyküreceksin,agresif davranacaksın,ben de seni hala aile hekimim olarak tutacağım öyle mi? diyerek kalayı bastığım,reçetemi almadan çıkıp,doğru il sağlık müdürlüğüne hekim değiştirme başvurusu yaptığım sinir şey.

sonradan,semtimizin eczacısından öğrendim,adam başı örtülü olmayan hanımları sevmiyor ve hepsini azarlıyormuş.

dalyan

ahuramazda
bu sene dikkatimi çekti;sokaklar başıboş cins köpeklerle dolup taşıyor.

çoğunun boynunda tasması duruyor.

şerefsiz ingilizler,buralarda mülk,arsa edinip,bir de pek hayvansever olduklarından,köpek alıyorlarmış.

sonra üç dört ay sonra ülkelerine dönerken,sıkıldıkları,götüremeyecekleri hayvancağızları,sokağa,yerli halkın vicdanına terkedip gidiyorlarmış.

caretta caretta’lardan sonra bence dalyan’ın ikinci simgesi bu ,cins ve sahipsiz köpekler olacak.
7 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol