six feet under

0 /
thewall
sonuyla içime eden dizi. içime etmekle kalmamıştır, yanında hediye olarak sabaha kadar uykumu kaçırmıştır. birgün hepimiz öleceğiz, herkes biliyor. bu gerçek için geliyoruz dünyaya... ama bu gerçek yokmuş gibi yapıyoruz. ama mesela bu yazıyı okuyanlardan birine araba çarpacak, diğeri kalp kirizinden gidecek vs. vs. ama sonuçta ne olacak, biz imamın 4 kollu kayığına bineceğiz ki, ki bu iyi ihtimal...

anlatmak istediğim, diziyi hiç izlememiş olabilirsiniz, ama son bikaç bölümü bulun buldurun, izleyin izletin... neden veya zaman önemli değil, öleceğiz... bunu hazmedebilirsek birçok şeyin önemi kalmıyor... bu önemsizlik, hayattan bıkkınlık şeklinde bir olay şeklinde gerçekleşmiyor ama, insana garip bi huzur ve mutluluk veriyor...
akasha
final bölümüyle az önce ağzıma sıçmış dizidir. izlediğim izleyeceğim en gerçekçi dizidir ayrıca, karakterleri tüm korku ve zayıflıklarıyla çırılçıplaktır çoğu bölümünde.

final bölümünün son dakikalarındaki şarkı için (bkz: breathe me)
the wall
son bölümünden iki bölüm önce verilen bölümde, mevlana nın şiirinin okunduğu dizidir.


ölümümüz sonsuzlukla evliliğimizdir.
peki sır nedir? tanrı tektir.
güneş ışığı kırılır evin penceresinden girerken
tıpkı üzüm salkımlarındaki çeşitlilik gibi.
ama üzüm suyu gibi değil.
çünkü tanrı’nın ışığında yaşayanlar için nefsin ölümü bir lütuftur.
o ölümü tadan nefs için, ne iyi söyleyin ne de kötü.
çünkü o artık iyiliğin ve kötülüğün ötesine geçmiştir...
akasha
tekrar söylüyorum, en bir güzel dizi. lost most bırakın baştan sona bunu izleyin. özellikle türk örf adet yapısı içinde yetişmiş insanlar izlesin. türk aile yapısına bok atanlar, dışarıyı göklere çıkaranlar, çıkarmayanlar, herkes izlesin. gelin ben izleticem 5 sezonu da. kaçmayın.
minerva
sıradışı konusuyla ve ölüm gibi hayatın gerçeklerini insanın suratına çarpa çarpa anlatmasıyla muhteşem sıfatını almaya layık bir dizi.
cntr
chris barnes gibi bir sığırcanı bünyesinde bulunduran,coşturdukça coşturan death/groove metal grubu.

o hayvanın bir "murdered in the basement" diyişi vardır ki kendinden geçirir insanı.kendisi gibi yapar.
illdisposd
chris barnes abimiz aynı zamanda yan projelerinden biri torture killerla da baya çalışmalar yapmıştı fakat geçtiğimiz günlerde torture killer’dan ayrıldığını belirtmiştir.
westkhan
mezarcılık yapan bir ailenin yaşamını anlatan bir dizi için hazırlanmış mükemmel bir sonla biten bitişinde beni kpartan süper dizi 5dklık final sahnesi nerdeyse yüz yılı anlatıyor ve size o aralığı kendiniz doldurma fırsatı veriyor.
sistematik kedi
müzik hayatında 12 sene devirmiş mükemmel grup. şimdiye kadar çıkarmış oldukları albümler şu şekildedir:

haunted - 1995

alive and dead - 1996

warpath - 1997

maximum violence - 1999

graveyard classics (cover) - 2000

maximum video (dvd) - 2001

true carnage - 2001

double dead (dvd) - 2002

double dead (cd/dvd) - 2003

bringer of blood - 2003

live with full force (dvd) - 2003

graveyard classics - ii (cover) - 2004

13 - 2005

a decade in the grave (dvd) - 2005

commandment - 2007
sistematik kedi
başından bu yana hayranlarını hiçbir sene boş bırakmayan sfu, 1998 yılında gruptan ayrılan allen west yerine steve swanson’ı kadroya dahil etmiş olacağındandır ki bir alışma evresi olarak o sene herhangi bir albüm çıkarmamıştır.

grup kadrosunun son hali:

chris barnes - vokal
steve swanson - gitar
terry butler - bass
greg gall - davul
0 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol