kadınları anlamak

2 /
elma sekeriiii
yahu insan insanı anlayamazken kalkmı$ kadını anlamaya çalı$ıyorsunuz, asıl hata burda zaten: kadınları anlamak! insan insanı algılamaktan aciz arkada$ım.

sorun bakalım erkeklere, bir erkek digerini ne kadar anlayabiliyor?
hemcinsi olarak belirli bir raddeye kadar anlayabilirsiniz kar$ınızdakini ama tam manasıyla anlamak!? (bkz: yok öyle bi$i)

kimse kimseyi tam olarak anlayıp da ona göre davranamaz, insanoglu karma$ık zira.
kartalkalkardalsarkar
kadınların erkeklerden çok daha detaylı ve satır aralarını okuyarak düşündüklerini öğrenmekle başarılabilir.

örneğin: k(kadın),e(erkek),t(tercümesi)

e: bu çiçek güzel
t: bu çiçek güzel


k: bu çiçek güzel
t1: bu çiçek güzel
t2: ben çiçekleri severim
t3: sen çiçekleri sevdiğimi bilirsin
t4: sevdiğimi bile bile bana çiçek almıyorsun
t5: çünkü sen beni artık sevmiyorsun
t6: beni artık sevmiyorsun çünkü hayatında bir başkası var..

şeklinde uzar gider bu diyaloglar.
uraz
- evettt bu haftaki kadınları anlama adı altındaki paneli açıyoruz,aç yavrum paneli.
-açtım abi.
ve bu konuşmanın hemen akabinde,ses savaşı başlar.
- ben saygılık istiyorum,ben sevilmek istiyorum,ben kariyer istiyorum,ben sarıyere gitmek istiyorum,ben dayak yemek istememeyi istiyorum,ben sevişmek istiyorum,ben çocuk istiyorum,ben hamile kalmak istiyorum ama karnım şişmesin istiyorum,ben eşimin de çocuğumuzu emzirmesini istiyorum,ben ata binmek istiyorum at binmek istemiyorum,fdsfewfrew,fdsfewrfewr,,fgewtfwgf,h,gfhyu,
- hıımm evetttt sizi anlıyorummmmmm.
atacamadesert
+niyazi akşama annemlere gidelim mi?
-hıı.
+niyazi annem mantı yapmış.
-hıı.
+niyazi mantıyı seversin değil mi?
-hıı.
+niyazi annemin diyoru_
-hıı.
+_yaaa annemin yaşgünü diyorum yaa_
-gooooooooooooooooooooooool
+allah belanı versin niyazi!
independence
bir labirent du$un, ama bu oyle bir labirent olsun ki kainatta daha kari$igi olmasin ve yine bu labirent oyle buyuk bir labirent olsun ki bir ucu misir’da bir diger ucu toronto’da olsun. eger bu labirenti hic $a$irmaksizin tek seferde cozebilirsen ve yine ayni labirenti yine hic $a$irmadan 27 kere daha cozebilirsen, yok arkada$im, halen daha kadinlari anlamaya bir adim bile yakla$mi$ sayilmazsin. hani cumlenin sonunda "hah i$te o zaman cozebilirsin" diyecegimi sandiysan sen de ayri bir malmi$sin, kusuruma bakma.
rumuz pilis tiray egen
hani meşhur bir hikaye vardır ya; erkek sorar...

-tanrım kadınları niye yarattın.
+onları sevin diye.
-peki niye akıl vermedin?
+onlarda sizi sevebilsin diye...

aklıma geldi gece gece çok eski bi hikayedir bu. kadınları anlamak mı? erkeklerin kadınları anlamaya çalışmasını anlamaya kafa yorsak daha mantıklıdır bence...
independence
kainatin en basit prospektusu yayinlansa kendilerini anlayabilmemiz adina, yine bir yerlede bocalayip anlayamayiz. o kadar net aslinda durum.

hani bana deseler ki mars’a roket yolla yahut atomu parcala, belli bir cali$ma sonrasinda yapabilirim bunlari ama deseler ki bir kadini anla, siktir git lan derim, o derece.
elma sekeriiii
erkekleri anlayamamak kadar karmaşık olan durum.

aslına bakarsanız, kadın erkekten çok ortada bir "farklılık" sözkonusudur ki insanları birbirini şeytan ya da melek şeklinde tanımlamaya iter. en çok da bu farklılık kadınlar ve erkekler etiketi altında göz önüne çıkar. halbuki anlamalıyız ki her insan birbirinden farklıdır ve aslında bunun cinsiyetle yakından pek de bir alakası yoktur.
ahuramazda
mesele şu ki,kadınları anlayamamak ancak erkek bakış açısına mahsus bir sorundur.


bir kadının bir erkeği bir duruma ikna etmesi ya da vaz geçirmesi,diyelim,beş dakika sürebilir mesela,ama karşısında kendi hemcinsi varsa,tüm tuzaklarını,tüm numaralarını,tüm handikaplarını o hemcinsi,kendinden dolayı çok iyi bildiği için işi zordur.

kadın kadını çok iyi anlar,çünkü vücudundan,ikinci bir insan çıkartabilen tuhaf yaratıklarız biz.hayatımızın en az bir döneminde,tüm vücut organlarımızı ikiyle çarparak elde edilecek sayıda organlar taşırız içimizde,karnımızın oralarda.ileride kadın ya da erkek olacak taze körpe bedenler oluşur içimizde.hepimiz,bir kadının karnında yaşama başlarız,onun kanıyla hayat buluruz.bir kadının memesinden akar içimize ilk sıcaklık.ilk yaşam enerjisi.


mesele şu ki,kadınları anlayabilmek için bir kez olsun içinde bir başka insanı taşımış olmak gereklidir belki de.ya da taşıyabilme rezervine sahip olabilmek gereklidir.o rezervlerin salgıladığı hormonları bir kez tatmak gereklidir.

hayata bir kadın rahminde tohumlanıp,bir kadın memesinden akan sütle çiçeklenmiş olmalarına rağmen,ne tuhaf bir ironidir erkeklerin kadınları anlayamaması.ve dahi,hiç bir zaman anlayabilmelerine olanak olmadığını da idrak edememesi.



elma sekeriiii
inanılmaz büyük boyutlarda anlayışa sahip olmayı gerektirmeyen durum. kadınlar daha insancıldr ve duygusaldır. onların tavırlarına bu düzlemde yaklaşırsanız onları anlarsınız ve kazanacağınız şeyler gerçekten paha biçilemez. ama odun bakışla olaylara yaklaşırsanız küfür dışında bir şey duymazsınız.


mesela,survivor yarışmasında aç kalan ünlüler, denizden ahtapot yakalayıp yemek istiyorlar. sibel tüzün’e de ahtapotu öldürme görevi veriliyor. ahtapotu yakalayan sibel hanım onu öldürmeye çalışırken ahtopotun eline sarıldığını farkedip başlıyor ağlamaya.

neden? doğa onu öldürmeye itti, masum hayvanın onunla oyun sanarak eğlendiğini farkedip bırakmak istedi ama yapamadı.

insanlar öhüehaha baksana ağlıyo manyak mantığıyla yaklaştı bu görüntülere ama hayır, ortada başka şeyler dönmekte aslında.


sonra "niye kendime bi’ sevgili yapamıyorum?!" dersiniz. öküzler.
simplist
zor, imkansız, ütopik bir hayal olarak tanımlanan, ama aslında tam olarak bu tanımlamalardan dolayı "öğrenilmiş çaresizlik" durumuna düşülmesi durumunda gerçekleştirilemeyen zihinsel faaliyet.
kadın ya da erkek, her insan anlaşılmayı elbette ister ve anlaşılmak istediği kadarını da anlatır ifade eder. ve yine elbette anlaşılmasına gerek duymadığı özellikleri de olabilir. önemli olan anlatmaya, ifade etmeye çalıştığı kadarını (tercihen doğru) anlayabilmektir. fazlasını, gizlisini anlamaya çalışmak gibi yersiz gereksiz hırsa kapılmak anlaşılmazlık girdabına sürükler.
her kadın, her erkek, her insan birbirinden farklı olduğu için hepsini anlamak imkansız olabilir. hücrenin sırrını çözemeyen insanın, milyarlarca hücreden oluşan bir organizmayı anlamaya çalışması da ona keza.
Bir de basit örnek vereyim elim değmişken. hemen hepimiz telefon ve bilgisayar kullanıyoruz kendi çapımızda. kaçımız yazılım ve donanım bilgisine tam olarak vâkıf? ve bunlar telefon/bilgisayar kullanırken bu bilgilere ne oranda ihtiyaç hissediyor? ayrıca bu bilgilere sahip insanlar haricinde kalanların da "bilgisayarı/telefonu anlamak imkansız" dediklerine şahit olamazsınız.
sözün özü; fazla kasmamak lazım, anlatılan kadarı, anlayabildiğiniz kadarı, anlama gayreti ile iktifa etmek gerek.
bir düğün insanının dediği gibi; biz sanki çok biliyoz da mı oynuyoz..
2 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol