evrim teorisi

0 /
atilim
darvinin teorisine gore insanoglu maymundan gelmez. maymunla ayni ataya sahiptir. ayrica bu olayi dini inanclari sayesinde reddeden sozde akillilar acip kutsal kitaplarini okusunlar.
"biz onlari suda yarattik" cumlesinin kuranda (ayeti falan unuttum) gecmesi ile darvinin turlerin kokeni kitabindaki turlerin ortak atalarinin sudan gelmesi paralellik gosterir. nitekim; maymundan geldigimizi soylemis darvin diyen taocu dombili ve toptur. maymuna dogru olan yolculugunda basarilar dileriz.
ederleziavela
evrim teorisi tanrı ve din ile çelişen bir teoridir.bazı bunyeler "çürütüldü bu" dese de çürütülmesi soz konusu degildir.
insanın aklına şu soruları getiren kavram kargaşalarıdır.

tanrı kavramı: gözle görülmeyen herseyi yöneten ve belirleyen ilahi güç.materyalizme gore tanrı soyut bir kavramdır.fakat materyalizm de kendi içinde celişmektedir.peki bir dagın arkasını goremiyorsak orada birsey yokmudur? düz mantık kullanırsak evet dagın arkası soyut bir kavramdır tıpkı tanrı da oldugu gibi.işte burada "mantık" devreye girmelidir.dagın arkasında baska bir madde oldugu aşikardır ya da muhtemel.

sunu anlamamaktayım, yıllardır bu teroriyle tassak gecen bunyeler hep su sualin arkasına sıgınmıslardır." kanıt " ...!
onlara gore bulunan fosiller ve hiyerogliflerin bir anlamı yoktur.zira net bir kanıt isterler.ornegin buzullar da bulunacak bir homo sapiensin kalkıp konusması gibi.
bu insanlar kendi içlerinde çelişmektedir.bu teroiyi desteklemeyen zevatların aslında sordukları en sacma sordur "
kanıt" !

tanrı kavramının kanıtı nerdedir? bilinen kutsal kitaplarda mı?
peki bulunan fosillerin net kanıtlar olmadıgını iddia eden bu zevatlara sormak isterim, peki bu kutsal kitapların kavimler tarafından yazılmadığı gerceğini kanıtlayabilirmiyiz? aslında arkeoloji burada devreye girer.mö-ms diye yasam sınıflandırılmıstır.tanrı kendini neden neolitik çağda gostermemiştir.yoksa o çaglar da yasayan insan toplulukları henuz bu kavramı uydurabilecek zekaya sahip değillermiydi ?

bakıyoruz tanrı tarafından indirilen 4 kitap ve dinlere.madem insan toplumu tanrının var olduguna inanıyor ve hepsi kendi dinlerini esas tutuyor diğer dinlerin türev oldugunu iddia ediyor.tanrı neden tek bir kitap indirip tek bir din olusturmamıstır.acaba tanrı insanlarla kafama bulmuştur.din yuzunden olen milyonlarca insanın oldugunu düşünürsek eger bu tanrının sucudur insanların değil.

musa peygamber firavundan kaçmak için denizi yarmıştır deniliyor.mitolojıden baska birsey degildir kanımca.evet bu olayın kanıtı " kutsal kitaplar da yazmasıdır" !

bir tarafta bulunan fosiller bir tarafta insanlar tarafından efsaneleştirilmiş olaylar ve kavram kargasaları ve " kanıt" faktoru akıllara geliyor ister istemez.din toplumların afyonudur.

şimdi kanıtlanamadı lan bu teori hehe diye nam salan bunyelere sormakta fayda vardır.senin kanıtınmı gercekcidir yoksa bulun
an fosiller ve hiyeroglifler mi? ateistlere, nihilistlere veya materyalizmi benimseyenlere neden bukadar onyargılıyız.bir taraf inancı diğer taraf gercekçiliği sorgulamaktadır.

ben mangalımı sondurucumu hazır tutmaktayım
her ihtimale karsı.
quantitatif
hala insanlarin anlayamadigi ve bir de sacmalidigi teoridir.bir kere darwin teorisinde insanlarin maynundan geldigini soylemez.insanlarin ve maynumlarin tarihte ayni vucut sekillerine sahip oldugunu soyler kabaca.darwin yasadigi donem itibariyle oldukca ilerici bir teori ileri surmustur.bazi insanlar baska sebeblerden dolayi teoriyi sacmalik olarak nitelerler.belki darwin biraz daha yasasaydi kendisi antitezini olusturabilirdi.
matilda83
öncelikle hala bilimsel geçerliliği olan bir teoriye ’salak,aptal teorisi’ öküz olanlar gözü kapalı inanır demek bence kendi şuursuzluklarının ve hayata nerden hangi pencereden baktıklarının herhangi bir hayvan benzetmesine bile gerek bırakmayan bir yaklaşımdır.bu memleketin hangi zihniyetler tarafından bu durumda olduğununda açık bir göstergesidir.bu tip arkadaslara önce okumalarını sonra daha edepli tartışmalara girmelerini şiddetle öneririm.ayrıca tek taraflı dünyaya bakmak yerine birazda yaradılış aldatmacalarınada kulak vermelerini tavsiye ederim.
angelus
bu konudaki en büyük cahillik, insanın direkt maymundan geldiği düşüncesidir. oysa, evrim teorisinde, insan maymundan gelmiştir denmemiştir hiçbir zaman; insan ile maymun ortak atalardan gelmiştir, şeklinde bir teori öne sürülmüştür. o sebeple rahat olunuz, birisi size "demek maymundan geldik ha, zaten sana bakınca anlamıştım, nihaha" şeklinde seviyesiz bir espri yaparsa bu dediklerimi söyleyebilirsiniz kendisine. lakin anlamayacaktır, anlamayacaktır ama anlamaması size daha büyük bir zevk verecektir bu noktada.
chavez
bir televizyon kanalı:
muhabir: beyefendi sizce evrim teorisi diye birşey var mı?
adam: var tabii...
muhabir (biraz alaycı): nasıl yani?
adam: darwin’in bir teorisi.. fikir sahibi olacak kadar bilgi sahibi değilim, ama böyle bir teori var evet.
muhabir (dumur):???
(bkz: doğru soru sor doğru cevap al)
ata the wise
hala inatla insanın maymundan geldiğini iddia ettiği savunulan teori. sana demezler mi; ’e canım kardeşim hepimiz zaten maymunuz.’ şimdi biz neye maymun diyoruz?
-orangutan
-şempanze
-makak
-goril
.
.
.
.
gider bu
yani nedir, maymun bir tür(species)adı değildir. bir grubun ismidir. şimdi sınıflandırmada insanın yerine bi bak ha annem, nerdesin? dur ben söyleyeyim; kuyruksuz afrika maymunları sınıfı. eneee koskocaman argüman güme gitti desene.
(bkz: oh olsun)

(bkz: kime göre neye göre teori)
efenim buna altı üstü teori diyenler yarın ben theory of gravityye inanmıyorum abi altı üstü teori, istesek uçabilirük demez mi?

(bkz: mükemmel canlı)
ha canım annem, birileri ordan mükemmel olduğunu iddia ediyor zannımca. ha tabii kendi dahil tüm canlıların çok komplike, mükemmel vs olduğunu da söylüyor bu canlar. canım kardeşim bir düşün;
-çenesinde tüm dişlerine yetecek kadar yer olmayan canlı mükemmel midir?
-soluk borusuyla, yemek borusu aynı yere açılan canlı mükemmel midir?
-eskiden selüloz sindiren, şimdi bir işe yaramayan apandisit mükemmel midir?
daha fazla saymayayım istersen? böylesine hatalar yapan bir mühendisi dakkasında kovarlar yeminlen!

son olarak tekrar maymundan gelmek tamlamasına bir takılayım bitireceğim sevgili sözlük. canlarım; tamam siz maymundan gelmediniz. gelmeyiniz efem. ben de kardeşin kardeşle yatarak çoğaldığı bir yerden(bkz: ensest) gelmiyorum. düşünün canlar; ya kutsal kitabı yanlış yorumluyorsanız ne olacak? ya sembolikse ayetlerdeki o anlatılanlar? o zaman insanının anlayamayacağı şeyler üstü kapalı anlatılıyorsa?

not: ateist değilim.
(bkz: think again)
herkonudafikrimvar
bilimsel olarak var olan bir durumdur. nasıl şu anda yemeği pişmiş yediğimiz için eskiden daha sert yemekleri yemek için gerekli olan 20'lik yaş dişine ihtiyaç yoksa, vahşi hayvanlardan daha hızlı kaçabilmek için kullandığımız ayak serçe parmağına ihtiyaç yoksa, evrim de bir süreçtir. insanoğlu son haline 10 binlerce yıllık bir evrimleşmeden dolayı gelmiştir. soğuktan korunmak için eskisi kadar tüye ihtiyaç duymamak, çeşitli mevsim yaşanan coğrafi bölgelere göre siyah,beyaz,sarı ırk olarak evrimleşmek de bir süreçtir.
mortingenstrasse
not:yazı uludağ sözlük’ten "edip sharabi" isimli yazardan alıntıdır.

"ne kadar basitleştirerek anlatabilirim bilmiyorum ama masal tadında deneyem:

bu gün, hayvanat bahçesindeki veya afrika’daki şempanze; 140 cm boyunda, kıllı, taşla ceviz kırabilen, bir karınca yuvasına uzattığı dala tutunan karıncaları yiyebilecek seviyede alet kullanabilen bir hayvandır.

insan da 180 cm boyunda, marsa araç gönderen, eliyle gödünü silen bir yaratık. bunda anlaştık.

6 milyon yıl kadar önce.. (6 milyonda 6000 tane 1000 yıl var) 6 milyon yıl önce 110 cm boylarında birbirinin aynı 2 yaratık, hayvan vs var, de ki bunlar tek yumurta ikizi. bu iki kardeşten biri avlanırken ve kaçarken gereken hız için 4 ayakla yürümeye devam ediyor. diğeri, 2 ayakla yürüyerek hızdan vazgeçip, elini kullanmasıyla, hızdan kaybettiğini alet yaparak kazanmayı seçiyor!. bu 2 ayak üzerine durmayı 5 saniyelik bir belgesel animasyonu sanmayın. bu bile belki de milyonlarca yıl?

neyse, bu av olmamak için kaçarken ve avı kovalarken gereken hızdan vazgeçip mızrakla mamut avlayan akıllı kardeşin alet yaptıkça kafası çalışıyor, çalıştıkça beyni büyüyor ve daha kompleks aletler yapıyor. bu birbirinden beslenen döngü çığ gibi büyüyoor ve biz houston’da marstan gelecek görüntüleri bekleyen insana evriliyoruz. (bkz: 2001 a space odyssey)

diğer kardeş aynı yerde otluyor. radikal bir değişiklik tercih! etmediğinden geçirdiği evrim de minimal düzeyde oluyor ve ancak günümüzdeki şempanze ailesi olabiliyor.

bir filden kat kat küçük olan, aslanın atasının avı olan zeki kardeşi de diğer canlılara dünyayı dar eden zekasıyla gelişip bugünkü insan oluyor. kuzeni de hayvanat bahçelerinde fıstıktan bile mahrum.

o ikiz kardeşin, yani ortak atanın adı ne şempanze, ne insan, ne de maymun. darwin’e de benzemiyor. bu ortak atadan çook(milyon gele aklınıza) önceleri başka ortak atalarla ayrılanların şimdiki adları da orangutan, babun vesaire.. yani hep kitaplarda gördüğünüz temsili soy ağacının dallarının başlangıç noktaları, ortak ataların kardeşlerine veda etme anları.

şimdiki maymun da(şempanze) şimdiki insan olmaya uygun ortamda ve tercihe yönelse, milyonlarca yıl sonra şimdiki insanın aynısı olamasa da aynı şartlarda bile en iyi ihtimalle benzeri olabilir. çünkü, 64 kareli satrançta bile milyarlarca ihtimal varken, milyonlarca yıllık bir süreçte ve katrilyonlarca değişken ortamlarda, sonuçların neye benzeyeceği kestirilemez. tabii bu sırada geçecek milyonlarca yılda, kuzeni insan da şimdiki temsili z-uzaylılara benzeyebilir.
ok?"
profesyonelogrenci
doğada gözlemlediğimiz bir gerçeği açıklamak adına oluşturulmuş bir teoridir. çokça tartışması olur. işbu entry bu tartışmalar üzerinedir.

başlayalım.
sanırım buradaki en büyük sorun teori nedir bilmemekten çıkıyor.

teori bilimde bizim felsefede ya da halk dilinde kullandığımız gibi "attım bir teori tutarsa güzel olur" şeklinde kullanılmıyor önce bunu bilelim. o en fazla hipotezdir ki hipotez için bile belli başlı çalışmalar gerekir. oradan çok çok sonra teori gelir. bilimde ulaşılabilecek en üst nokta kanundur. onun bir tık altına teori denir.

canlılıkla uğraştığınız zaman sonuçlar çok değişken olduğu için matematikteki bir teori bir denklem çözüldüğünde doğrulanıp kesin bir kanuna dönüşürken biyolojide bu çok mümkün olamıyor ne yazık ki.
bu teorinin kesinleşip kanun olma sürecinin uzamasının sebebi de budur.

ben burada yerçekimi örneğini vermeyi seviyorum. yerçekiminin de bir teori olduğunu söylemeyi. olan şu yani: normalde kütleçekim var kimse dünyadan uzaya düşmüyor. ama bu nasıl var? yerçekimi teorisi budur. uzun zaman kullanılmıştır. kütleçekim denklemi oluşturulduğunda da bu teori kanuna dönüşmüştür. o denklem oluşturulduğunda yerçekimi teorisini yanlışlasaydı teori çökerdi ama yerçekimi hala bizi dünyada tutuyor olurdu. yani en fazla teori yanlışlanabilir. yerçekimine bir şey olmaz. veya yerçekimi teorisinin yanlış olduğu bugün kabul edilse ortaya bu gerçeğin mekanizmasını açıklayacak başka bir hipotez atılır. bilimsel süreçlerden geçer güçlenirse yeni teori o olur.

aynı şekilde evrim de bir gerçektir. bunun mekanizmasını anlatan bilimsel yola da evrim teorisi denir. bu teoriyi yanlışlamak tabi ki mümkündür. eksikleri de olabilir. ama bu evrimi sarsmaz. evrim teorisini komple yıksan evrimi anlatacak başka bir hipotez oluşur ve bu denenir bunun üzerine çalışılır. yanlışsa başkası ve bir başkası gelir. en doğrusunu bulana kadar devam eder. bilimde kimse babasının oğlunun hipotezine bazı standartları karşılamıyorsa teori demez. bilime bu yüzden güvenilir. bilime yalancı diyemezsiniz.

yine bu teoriyi yanlışlamak sadece bilimsel yollarla mümkündür. her şeyin bir usulü vardır neticede. ha yine evrim teorisi çok rererörö diyen olur mu? olur. ama bilimin yolu bu değildir. bir çalışma bir makale olmadan kimse ciddiye almaz. yazılmış bir makaleyi eleştirmiyorsanız kimse yüzünüze bakmaz.

bir gerçeği bu şekilde yok edemezsiniz. fikir yürüterek bilimsel veriyi çürütemezsiniz. söylemek istedim.

ne sonuca vardık?
evrim var mıdır yok mudur konusu ve evrim teorisi yalan mı gerçek mi konusu bambaşka konulardır. bunu bilerek entry girersek anlaşmazlığın biraz azalacağını düşünüyorum.

esen kalın.
harveyspekter
öncelikle evrim dediğimiz olgu inanıp inanmamaya konu olabilecek bir şey değil neden? çünkü biz ki nasıl dünyanın yuvarlak olduğunu biliyoruz veyahut da kaldırma kuvvetiyle ilgili bilgilerimiz sabittir ışte aynı şekilde evrim de kanıtlanmış ve artık sen inanıyor musun devrini geçmiş bir teoridir. ülkemizde bu kadar tartışılmasının sebebi ise sürekli dinle karşı karşıya getirilmesidir ki bunun sebebi de avrupada yozlaşmış kilise karşısında yapılan tüm bilimsel araştırmaların-ki evrim teorisi de bunlardan- kiliseyi yalancı çıkarmak için yapılmasıdır. bu durum bizde de böyle lanse edilmiş ve sanki evrim vs din halini almıştır. fakat unutulmamalıdır ki evrim dine karşı gelmemektedir. yani nasıl ki islama karşı gelenler evrim teorisi üzerinden gidemezse aynı şekilde savunanlarda bu konu üzerinden bir yere varamazlar. yani evrim tartışmaya açık bir şey değildir artık tüm bilim dünyasının zaten var dediği bir olguya dönüşmüştür.
angelus
evrim teorisi, charles darwin’in 1859’da yayinladigi "turlerin kokeni" adli kitabiyla dunyanin gundemine girmisti, darwin’in iddiasi, canliligin ve farkli canli turlerinin kokeninin, sadece tesadufi dogal surecler olduguydu. bir baska ifadeyle, evrim teorisi, canliligin, bir yaratici tarafindan var edilip duzenlenmedigini, aksine doganin tesadufi, amacsiz ve bilincsiz etkilesimleri ile ortaya cikmis oldugu teorisidir.
peptid
son günlerde moda olan bir önermeyle çürütülmeye çalışılan teori.neymiş, termodinamiğin ikinci yasası büyük patlama sonrası ve ya dünyanın oluştuğu zamanki gibi bir kaos ortamından böylesine kompleks ve düzenli yapılar oluşmasına imkan vermezmiş, bundan dolayı da evrim diye bir şey olamazmış.
gözlerimi koca koca açıp baktım, sonra bir gülmedir tuttu böyle bir önerme karşısında.ne denir ki böylesine?

(bkz: götünden önerme uydurmak)
(bkz: bilimi götüyle yorumlayan insan)
(bkz: entropi)
freshy
biyolojide evrim, canlı türlerinin nesilden nesile değişime uğrayarak ilk halinden farklı özellikler kazanmasıdır. evrim, bir canlı popülasyonunun genetik kompozisyonunun zamanla değişmesi anlamına gelir.
mitolojik insan tarihinde de rastlanıldığı gibi bir fenomenin ortaya çıkışında bileşenlerin değişime uğramaları ile ilgili süreç tanımının felsefi açıdan "evrim" kelimesi ile belirginleşmesi çok eskiye dayanır. herhangi bir "sağlam ve doğru" biyolojik altyapısı olmasa da, aristoteles’ten konfüçyüs’e kadar birçok önemli isim evrim kavramı konusunda yazmıştır. ayrıca, evrim konusunda ibn’i haldun ve ibn-i sina farklı teoriler sunmuşlardır. 19. yüzyılda lamarck, kazanılan karakterlerin kalıtımına dair bir hipotez öne sürmüş, fakat yaptığı deneyler bu hipotezin yanlış olduğunu göstermiştir. aynı yüzyılda charles darwin, galapagos adaları’ndaki gözlemlerine dayanarak, evrimin mekanizmasını doğal seçilimle açıklamıştır.

evrimin mekanizmasınının anlaşılmasında ve açıklanmasında bugün geçerli olan bilimsel sentez, charles darwin tarafından 1859’da ortaya atılmış olan evrim kuramı üstüne kuruludur. evrim kuramına göre canlılığın devamı ve çeşitliliği doğal seçilimle sağlanır. doğal seçilimin üç temel bileşeni bulunur: genetik karakterlerin devamını sağlayan kalıtım, farklı karakterlerin popülasyondaki zenginliğini sağlayan çeşitlilik, ve bu çeşitli karakterlerden doğadaki koşullara en uygun olanının hayatta kalmasını sağlayan seçilim.

1930’lar ve sonrasında daha önce gregor mendel tarafından ortaya konmuş olan kalıtım kuramı, moleküler biyoloji’nin kalıtımın moleküler temellerine dair sağladığı bilgi ve darwin’in kuramının bütünleştirilmesiyle evrim kuramı modern halini aldı. güncel bakış açısıyla evrim, bir gen havuzu içinde bir nesilden diğerine belli bir karakterin oluşmasında etkili olan allellerden birinin sıklığının değişmesi olarak tanımlanabilir. doğal seçilim, genetik özelliklerin üremeye katkısı, ve popülasyon yapısı bu değişime etki eden faktörlerdir. bu güncellenmiş evrim teorisinin adı "sentetik evrim kuramı"´dır. sentetik evrim kuramı´nın bügünkü bilimsel değerini anlamak için sadece ünlü kuramsal bioloji uzmanı theodosius dobzhansky´nin şu sözünü aktarmak yeterlidir:
"nothing in biology makes sense, except in the light of evolution!" ("bioloji´de hiç bir şey evrim bazının dışında anlamlı değildir!")
0 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol