elif şafak

2 /
salavin
elif şafak ismini sadece bir yıldır duymaktayım. o’nun adına ilk defa zaman gazetesinin hafta sonları verdiği ilavede rastlamıştım. açıkçası pek dikkatimi çekmemişti yazdıkları.



elif şafak’ın dikkatimi çekmesi, hürriyet gazetesindeki bir röportajını okumamla gerçekleşti. geçen yaz, bir günlüğüne, edirne’ye gitmiştim. (neden gittiğimi belki bir gün yazarım.) yolda okumak için, terminalden hürriyet gazetesi almıştım. yine gazetenin ekinde, elif şafak’la yapılmış bir röportaj vardı. itiraf etmeliyim ki, beni ilk önce etkisi altına alan, elif şafak’ın yüz hatları oldu. sayfanın üçte birini kapatan bir fotoğrafı vardı elif şafak’ın ve o etkiyle röportajını okudum. fikirleri de yüzü kadar ilginçti.



sonraki günler, elif şafak’ı birkaç kez televizyonda izledim. “dürüst bir aydın” portresi çiziyordu. bir yönüyle gelenekçi-muhafazakar, bir yönüyle de modern bir kadındı. bu iki zıt çizgiyi, sanki bünyesinde meczetmişti. bir “araf” insanı gibiydi. heyecansız hatta renksiz bir ses tonuyla, aynı şeyleri tekrarlıyordu her röportajında. daha sonra zaman gazetesinde yazdığı tüm yazılara, internetten göz gezdirdim. böylece, kafamdaki elif şafak portresi biraz daha aydınlanır gibi oldu.



elif şafak ismini önemsiyorum. birincisi, fikirleri bana yakın. ben de kutuplarda yaşamıyorum ve düşünmüyorum. ikincisi, üslubu da bana yakın. benim okuyabileceğim, okumaktan zevk alacağım bir üslubu var. “yaşayan” kelimeler kullanıyor yazılarında. üçüncüsü, güzel bir kadın. yüzünü, duruşunu çok beğeniyorum.



bir yıldır elif şafak ismi zihnimde yer etmesine rağmen, henüz tek bir kitabını dahi okumadım. birkaç defa almaya niyetlendim kitaplarını fakat biraz tuzlu buldum fiyatlarını. elif şafak, önceki aylarda da “baba ve piç” adlı son romanını yayınladı. bildiğim kadarıyla, şu an 8 kitabı var şafak’ın. niyetim “araf”la başlamak o’nu okumaya ama bakalım.



yazarları hemen tüketmek de hoş değil. okunacak birileri de kalmalı. henüz okunmamış ama okunacak birileri de olmalı.

totentanz for eidola
bu kadın maksim gazinosunda dansöz seçmelerinden elenmiş daha sonra vay ananızı sikim bunları bir kitap yapacam diye edebiyata yönelmiş bir izlenim bırakıyor bende. güzeldir seksidir ama bir yazar mı asla değildir. geçenlerde kitabını süper markette rinsoların yanında görünce pek bi acıdığım kadın.
metepala
yaşının gençliğine rağmen, başarılı bir yazar olduğuna inandığım akademisyendir. ancak şunu da eklemek yerinde olacaktır: eserlerinde metafor (istiare) takıntısına kapıldığı hissine kapılmamak elde değildir. çünkü çok fazla metafor kullanmaktadır.
ziraat pirensi
akrep burcundandır ve akrep burcunun özelliklerini yansıtır yazılarında ve röportajlarında. sayesinde kendisine ve akrep burcu kadınlarına da hayran olduğum yazar kişisi.
ledzeppelin
güzeldir,seksidir,aynı zamanda çok başarılı bir yazardır!!! üslubu akıcıdır okuru sıkmaz,seçtiği kelimeler kurduğu cümleler asla havada kalmaz; yaratıcır üç ayrı ülkede üç farklı zaman dilimini kullanarak,yüzüne gözüne bulaştırmadan bunları kesiştirebilir.kitapları okunduktan sonra "kadın oturmuş roman yazmış"denir
angelus
sevmiyorum kendisini. bir iki eseri dışında hiçbir kitabını bitirince yüzümde bi mutluluk ifadesi oluşmadı. ama sebebini bilmediğim bir şekilde hala daha okuyorum kendisini. ha belki seviyorum da bunun farkında değilim ve bilinçaltım bunun bu şekilde olması gerektiği konusunda tam olarak saptayamadığım bir takım direktifleri beynime gönderiyor dahi olabilir, bilemiyorum. kafam da çok karışık.
calamitycans
kulturuyle ve sahip oldugu kelime haznesiyle insanı sasırtan, yuh be kadın 24 yasında bu kitabı nasıl yazdın dedirten, babası ege universitesinde profesor olan ama onunla kucuklugunden beri gorusmeyen, hatta annesinin soyadını tasıyan, az biraz kırık olan yazar.
git bi cay koy
güzel olmayan ama kendine özgü bir havası olduğunu düşündüğüm, başarısının da yazdıklarının niteliğinden değil ama savunduğu görüşlerden geldiğine inandığım yazar. kitaplarını okumayı severim fakat bu usta bir yazar olduğundan ileri gelmemektedir. sadece farklı görüşleri cesurca dile getirebilmekte olduğundandır.
aysenas
anayasımızın 301.maddesinden yargılanan ve son olarak cumhurbaskanının edebiyatcılar için düzenlediği çankaya sofrasındaki yazarlardan biridir.
2 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol