bilgi itiraf

12 /
antiformalistrayok
ya hep ya hiç. ya en mükemmeli ya en berbatı. ya mahvolmalı ya yükselmeli. neden hep böyle düşünüyorum bilmiyorum.

sorgulamaktan , düşünmekten korkuyorum sözlük. yoruluyorum. bazı şarkıları dinlemeye korkuyorum.

bıkıyorum.

11 yıldır her gece huzursuz uyumaktan ve sürekli geçmişi özlemekten.

karnem de 4 gelirse annem kızar düşüncesi ile huzurlu uyuyamadım önce.
sonra büyüdüm.
aşık oldum.

sonra zamanla herşey bok oldu. herşey boka battı.
profesyonelogrenci
insanları çok fazla sevmiyorum. hepsi özel olduğunu sanıyor.

hayır kendi türünün özel olduğunu düşünmesini geçtim bireysel olarak özel olduğunu sanıyor. istiyor ki doğayı zaten tür olarak katlediyoruz börtüye böceğe saygımız yok birbirimize de olmasın. niye? çünkü çok özel. ne insan olarak bir doğa kuralına uyuyor ne de birey olarak kendi türü içindeki kurallara. hep bi çakallık peşinde. içi boş anarşi.

"kural mı var? boşver uymak istemiyorum. toplum mu? aman ben sosyal bir tür değilim ki toplum beni dışlasa kaç yazar?"

4 milyar yıllık dünya tarihi bu kadar içi boş bi kibir görmemiştir.
yesilzeytin
diğer insanların aksine güzel giden şeyler hep hayatımın pozitif bilim kısmında.ne zaman normal biri olacağım merak konusu.
böyle duygusuz duygusuz nereye kadar?
125bpm
gitmek istiyorum sözlük. alıştığım,bildiğim,yaşadığım her şeyden ve herkesten uzağa gitmek istiyorum.sanki gitsem her şey güzel olacakmış gibi geliyor. kapitalist dünyanın çarkından çıkıp doğaya karışmak istiyorum. kimseyi aramayım,kimse beni aramasın. yalnızca içeyim istiyorum,uyuyayım,uyanayım,içeyim,sevişeyim istiyorum.bu sırada hep müzik olsun istiyorum. günde en az yirmi kere bunun hayalini kuruyorum. dilimin ucuna geliyor ben gidiyorum demek. gerçekten o kadar yakın hissediyorum.işemeye gider gibi yerimden kalkıp gidecek gibi oluyorum,geri oturuyorum.
pazar sabah bilet alıp kabak koyuna gidiyorum pazartesi işe dönüyorum tekrar iki haftadır.
ama bir gün dönmiyeceğim.bir gün gidicem buralardan sözlük çok da uzak olmayan bir gelecekte hem de.
arkamdan ulan bi 125bpm vardı,lavuk kaçtı kurtuldu dersiniz.ya da demezsiniz haberim olmaz nasılsa.
çok sıkıldım be sözlük hayattan değil istediğim hayatı hiç yaşayamamış olmaktan.
umarım paralel evrenlerde bir ben şuanda bir kayanın üstünde gün batımını seyrediyordur.umarım bir ben başarmıştır.
(bkz: yok lan ne ağlıycam)
nikisanders
nefret ettiğim insan tipleri var.

şimdi burada hangi birini anlatayım bilemedim ki. öyle herkesin nefret ettiği klasik tiplerden zaten nefret ediyorum da bir de çoğu insana normal gelen tipler var benim hiç hoşlanmadığım. gariptir, en çok nefret ettiğim bu tipler de kadınlar arasında. eline akıllı telefonunu alıp dudaklarını öne büzüp boy boy fotoğraflar çekip adeta bir porno yıldızı, bir pop star, bir bilmem ne gibi davrananlar mı dersin, sanki amerikayı az önce keşfetmiş ya da nihayet anti-maddeyi üretmiş gibi bi gözünü kırparak parmaklarıyla zafer işaretleri yapanlar mı dersin, çoluğunu çocuğunu abidik gubidik giydirip dudak dudağa pozlar veren mi dersin, saçma sapan bi takıma fanatik olmuş, saatte bir değişik bi formasını giyerek pozdan poza girenler mi dersin, bütün fotoğraflarına aşklı meşkli tagler ekleyenler mi dersin...

ayh, yazarken bile içim şişti yeminle. ha benim herhangi bi arkadaş listemde böyle insanlar yok çok şükür. olsa direk silerim, acımam. olmadık bi zamanda denk geliyorum da uyuz oluyorum, mesele o yani... neyse, gece gece kafanızı şişirdim.
profesyonelogrenci
bir sözlük sitesinde yedek hesaplarımdan birini o dönemki sevgilime vermiştim. sonra ayrıldık. garip bir şekilde nicki benim de bildiğimi unutmuş ya da benim unuttuğumu düşünüyor olacak ki havadan sudan da entry giriyor, duymamam gereken şeyleri de yazıyor, bazen yalan yanlış bile yazıyor. bozmak istiyorum. kendi nickimi hatırlatmamak için sözlükten ulaşmıyorum. hele gözünü açmayı hiç istemiyorum.
aralarda açıp "zaten kim olduğumu kimse bilmiyo heyoo" havasında yazdığı entryleri okuyorum. sonra faceten profil fotosuna bakıp bi sigara yakıyorum.
rapunzelkibritsatar
bazen hayatımdan geçen bütün insanları bir araya toplayıp, sarhoş bir şekilde videoda ki abla gibi bağırmak istiyorum.



sanki derdimin tek dermanı buymuş gibi geliyor sözlük.
rapunzelkibritsatar
bugün iş görüşmesine gittim. güzel güzel muhabbet ediyoruz. hanımefendi dedi ki: "burası aile şirketi". hmm iyi felan. sonra beyleri gösterdi "baba, oğul" dedi. "bende kutsal ruh ehehe" demek istedim ama diyemedim. sadece yutkundum. içimde kalmasın sözlük, buraya yazayım. ulan çok güzel espriydi be! değerdi o işi kaybetmeye.
mucadele
ıtirafa ilk yazışım arkadaşlar.. ben hobi olarak bisiklet sporuyla ilgilenen, elinde sabit bir bisiklet tutup zaman zaman ikinci bir bisiklet alıp-satma işlemiyle kendine harçlık çıkartan öğrenci bir vatandaşım kendi halinde. geçenlerde iyi bir karla ama yine piyasanın altında bir bisiklet sattım. alan arkadaş da öğrenci diye fiyatta güzellik yaptım epey. bir de kask hediye ettim. arkadaş da ressamlık yolunda ilerleyen harika portreler çizen bir vatandaşmış.. o da benim ona yaptığım güzellikler karşılığında portremi çizmeyi teklif etti.

çok sevdiğim, zamanımda güzel bir ilişki yaşadığımız, şimdi ne olduğumuz belirsiz, garip hallerde olduğumuz hatun kişisiyle portremizi çizmesini rica ettim. güzel de bir fotoğrafımız var bir kaç gün önceden. kabul etti de.

sonra düşündüm. ulan bu fotoğrafı ben evin güzel bir köşesine asıcam. herkes de görecek. yollarımızın ayrılmasının yakın olduğu besbelli. bana olan dengesiz tavırlarını da düşününce vazgeçtim gibi. çok da güzel gülmüştük oysa. kararsızım hala. kendi ciddi bir fotografımı mı çizdirsem, bizi mi çizdirsem diye. garip hisler yaşıyorum sözlük. tek bildiğim kalbim biraz farklı atıyor artık.

iki buçuk ay sonra gelen edit: ben bu portreyi arkadaşa çizsin diye fotoğraf yolladım. hatun kişisiyle haziranın başında muhabbeti kestik. çocuğa da çizme diyemedim. 8 temmuz doğum günümdü. yalan olmasın ya doğum günü ya ertesi sabah kargo elime ulaştı. kızı da bir güzel çizmiş.. görseniz yanımda gülümsüyor dersiniz o kadar gerçekçi. fotoğraf pek net değildi ben benzememişim. sonuç itibariyle güzel bir son dakika golü oldu. derin düşüncelere sevk etti beni yine. aklıma geldikçe sövüyorum tabi.
profesyonelogrenci
içim o kadar sıkıldı ki olmayacak şeylere sardım. kendimi aslında kazanmamın çok da gerekmediği bir sınava kasarken buldum. hem de bildiğin kasmışım. 90ları gördüm. ee ben atanmak istemiyorum ki. üstelik mezun olabilir miyim belli değil. işin en civcikli kısmı da burası. mal gibi kalakalabilirim yılın sonunda.
benden başka kaç kişi finallere çalışmaktan kaçmak için kpss kasmak kadar saçma bir şey yapmıştır acaba?
ruknettin
teslim etmem gereken bir çalışma hakkında "içime sinmedi üzerine düşünüyorum" dedim ancak bir gram dahi çalışmaya başlamadım

makdanıld sundu
bigcoder
itiraf ediyorum;
karım 14 yildir tek taş pırlanta yüzük almami ister benden, dün (08.05.2016) anneler gününde pirtlanta olmayan tek taş bir yuzuk alip 2300 dolar para vermiş gibi hediye ettim.
gercek pirlanta tek taş yuzuk cok pahali kardesim, milyoner miyim ben.
hmmmmmtmmcnm
geçenlerde annemle 30 lu yumurta almıştık. eve geldiğimiz gibi tam 15 tanesini kırmıştım. işin pisliği bi yana annem burnu hassas kadındır çiğ yumurta kokusu onu öldürür. o gün dayak yemediysem bidaha zor. üç kere çamaşır suyuyla sildik hala ev yumurta koktu.
12 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol